Yangında ölen üç kardeş için yedi itfaiyeciye hapis istemi
Isparta'daki yangında hayatını kaybeden üç kardeşin ölümünde ihmali olduğu gerekçesiyle yangına giden yedi itfaiyeci hakkında 10 yıldan 25 yıla kadar hapis istendi.
DUVAR - Isparta'nın Yalvaç ilçesinde 2,5 yıl önce yangın çıktı. Yangında, Altınbaş ailesinden 21, 16 ve 5 yaşındaki üç kardeş zehirlenme sonucu hayatını kaybetti. Yedi itfaiyeci hakkında kardeşlerin ölümünde ihmali olduğu gerekçesiyle 25'er yıl hapis cezası istendi.
Tanıklar, itfaiyenin geç geldiğini öne sürerken, sanık itfaiyeciler de suçlamaları reddetti. Duruşma, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
İKİ YILI AŞKIN SÜRE İDDİANAME HAZIRLANAMADI
DHA'nın haberine göre, yangında çocuklarını kaybeden Altınbaş ailesi, Yalvaç Belediyesi itfaiyesinin geç müdahale ettiği, merdivenli araç getirilmediği, personelin yeterli teçhizata sahip olmadığı, oksijen tüplerinin boş olduğu ve üç çocuğun ihmal sonucu öldüğü iddiası ile sorumlulardan şikayetçi oldu.
Olayla ilgili ihmallerinin bulunduğu iddiasıyla Yalvaç Belediyesi İtfaiye Müdürü Ahmet Murtaza Aksu, İtfaiye Amiri Üstün Erdoğdu, İtfaiye Çavuşu Hasan Gündoğan ve erler Cengiz Selver Ertuğrul, Hulusi Uyar, Nur Çoban ve Yılmaz Mandal hakkında soruşturma açılması istendi. Ancak itfaiye personelinin soruşturma izni verilmesine yaptıkları itiraz nedeniyle iki yılı aşkın süre iddianame hazırlanamadı. İtiraz, Danıştay 1'inci Dairesi'nce 9 Mart 2022'de reddedilince Yalvaç Cumhuriyet Başsavcılığı iddianameyi düzenledi.
'ÇOCUKLARIN ODASINDA ALEV YOKTU'
Yedi itfaiye personeli hakkında 'kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenilmesi' suçlaması ile 10 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Aynı suçlama ile Yalvaç Belediye Başkanı Halil Hilmi Tütüncü ve iki memur hakkında da soruşturma izni istendi ancak İçişleri Bakanlığı izin vermediği için soruşturma yapılamadı. Tutuksuz yargılanan yedi itfaiye personeli, ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya sanıklar ve avukatları ile yaşamını yitiren üç çocuğun annesi Cemile Altınbaş, babası Süleyman Altınbaş ve avukatları katıldı.
Duruşmada yedi tanık dinlendi. Tanıklar, itfaiyecilerin yangına 10- 15 dakika sonra müdahale ettiğini, iki söndürme aracı, bir su tankı olmak üzere üç araç geldiğini, çocukların bulunduğu odada alev olmadığını, pencereden kurtarmak için orada bulunanların çaba gösterdiğini ancak itfaiye araçlarında sabit ve seyyar merdiven olmayınca ulaşılamadığını anlattı. Tanıklar, daha sonra Hüyüklü Belde Belediyesi'ne ait itfaiye aracının gelmesiyle merdiven temin edilerek çocukların dayısı Nuri Çoban'ın camı kırdığını, iş makinesiyle de duvarın delinmesi ile yine dayı ve bir kişinin içeri girerek çocukları kepçe ile dışarı çıkardığını belirtti.
BİLİRKİŞİ RAPORU 'YETERLİ EĞİTİMLERİ YOK' DEDİ
Sanıklara, dava dosyasında yer alan bilirkişi raporunda; itfaiye personelinin yeterli eğitimleri olmadığı, merdivenli araç sevk edilmediği, bu nedenle üç çocuğun ölümünde ihmal olduğu kanaatinin bildirildiği hatırlatıldı. İtfaiye müdürü Ahmet Murtaza Aksu ise "Ben ocak 2020 yılında göreve gelmiştim ve hazırladığım eğitim programını başkanlık makamına arz etmiştim. Ayrıca yılda yaklaşık 100 yangına müdahale ediyoruz. Bu da bir nevi eğitimdir" dedi ve suçlamayı reddetti.
Sanık itfaiye personeli de savunmalarında olayda ihmallerinin olmadığını, 112'ye ihbar düşmesinden hemen sonra harekete geçildiğini ve 3-4 dakikada olay yerine ulaştıklarını belirterek, suçlamaları reddetti ve beraat talep etti.
ÇOCUKLARIN DAYISI VE KOMŞUSU ODAYA GİRDİ
Yangında can veren üç çocuğun dayısı Nuri Çoban, tanık olarak dinlendi. Yangın olduğu haberini alır almaz eve koştuğunu ve yeğenlerinin bulunduğu odada alev olmadığına şahit olduğunu söyleyen Nuri Çoban, pencereye çıkarak kurtarmaya çalıştığını ancak ulaşamadığını belirtti. Çoban, ifadesine şöyle devam etti: "İtfaiye olay yerine 15- 20 dakika sonra geldi. İlk itfaiye aracı yangına müdahale etmeye baladı. Merdiven istedik ancak merdiven olmadığını söylediler. Hemen akabinde ikinci araç gelip müdahale etmeye başladı. O bağrışmalar esnasında itfaiye personeli motorun suyu basmadığını söylüyordu. Bunu duydum. Daha sonra üçüncü gelen itfaiye Hüyüklü Belediyesi'ne ait araçtı. Bu araçtan merdiven alarak çocukların olduğu odanın penceresine dayadılar. Birisi merdivenden yukarı çıktı hatta kıyafetlerini de orada giymişti. Oksijen tüpünü taktı ancak pencereye vardığında giremeyeceğini söyledi. 'Neden giremeyeceğini' sorduğumda çok duman olduğunu söyledi. Tüpü istedim bana taktı. Çalıştırmasını istedim, içinde hava veya oksijen olmadığını söyledi. Sonra kepçenin duvarda açtığı delikten komşumuz ile içeri girdik. Dumandan göz gözü görmüyordu. El feneri istedik, o da yoktu. Komşunun el feneriyle çocukları aldık ve kepçenin kovasına koyduk. Ambulansa kadar kovada gittiler."
DURUŞMA ERTELENDİ
Anne Cemile ile baba Süleyman Altınbaş, müdahil olarak katıldıkları davada çocuklarının ihmal sonucu öldüğünü, zamanında müdahale edilmiş olsa yaşıyor olacaklarını beyan ederek, sanıkların ihmalinin bulunduğunu, sorumlulardan davacı ve şikayetçi olduklarını belirtti. Mahkeme heyeti, tanık olarak dinlenilmek üzere tebligata rağmen duruşmaya katılmayan ölen çocukların amcası Mehmet Altınbaş'ın zorla getirilmesi ve dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. (HABER MERKEZİ)