Yargıtay’ın TYP kararı ve Şinasi’nin Şair Evlendirmesi

Toplum yararına programı kapsamında çalışanlar işçi ama iş kanunundan yararlanamazlar, deniyor. Toplumsal muhalefetin bu karar karşısındaki ilgisizliği anlaşılır gibi değil.

Google Haberlere Abone ol

Halil İMREK

Şinasi’nin Şair Evlenmesi’ni bilirsiniz. Lisede ilk modern tiyatro eseri diye okutulur. Konusu basittir. Oynanmamıştır. Yalnızca Tercüman-ı Ahval gazetesinde yayınlanmıştır. Konusu şöyledir: Kahraman, uzaktan Kumru Hanım’ı görür ve ona âşık olur. Görücü usulüyle ister, nikâh kıyılır. Ancak kahraman son anda fark eder ki kendisiyle evlendirilen Kumru değil, Kumru’nun yaşı geçkin ablasıdır. İtiraz eder. İtirazı sonuca bağlayacak olan nikâhı kıyan hocadır. Hoca, nikâhı “büyük kıza” kıydığını söyler. Her şey bitti derken kahramanın açıkgöz arkadaşı devreye girer. Çaktırmadan hocanın cebine para koyar. Hoca hemen duruma müdahale eder. Bir yanlışlık olmasın, der. Ben nikahı ‘büyük’ olana kıydım. Ancak yaşça büyük olana değil, boyca büyük olana…

Ezcümle, teşbihte hata olmaz demiş atalar.

TYP (Toplum Yararına Programı) diye İŞKUR’un bir programı var. İşçiler AKP’den buldukları torpille sürekli işlerde 6-9 ay asgari ücretle çalışıyorlar. Maaşları işsizlik sigortasından ödeniyor. Devlet hem bedava işçi çalıştırıyor hem de işçilerin kazanılmış hakları olan yıllık izin, ihbar tazminatı, kıdem tazminatını ortadan kaldırıyor. Tabii devlet bunu yapınca özel sektörün ne yapacağını tahmin edersiniz. Kâmil olan anlar. İmam cemaat meselesi…

İş bulduğunda sesini çıkaramayan işçi, iş bittikten sonra mahkemeye başvuruyor. Ben okulda hademe olarak üç yıl üst üste çalıştım, diyor. Kıdem ve ihbar tazminatı ödemeden işten çıkarıldım, diyor. Örnek olay Van’da gerçekleşiyor. (1) Olay iş mahkemesinin önüne geliyor. İş mahkemesi, bakıyor ki Yargıtay’ın 2017 ve 2019 yıllarında verilmiş iki kararı var. Bu kararlarda bunların işçi oldukları teyit edilmiş. Mahkeme de madem bunlar işçi o zaman ihbar ve kıdem haklarını verin, diyor. Karar kesinleşiyor. Aynı durumda olan bir milyon altı yüz bin kişi var. Diğer işçiler de mahkemeye gidiyor. Benzer kararlar çıkıyor. Asıl büyük çoğunluk şu an mahkemede sıranın kendisine gelmesini bekliyor.

TYP'DE ÇALIŞANLAR İŞÇİ AMA TAZMİNAT HAK EDEMEZLER

İş büyüyor. Hemen Adalet Bakanlığı devreye giriyor. Kanun lehine bozma talebiyle Yargıtay’a başvuruyor. Talep bakanlıktan gelince Yargıtay arada kalıyor. Bir yanda iş kanunu diğer yanda bakanlık. Ara bir çözüm aranıyor. Muhtemelen onlar da liseden Şinasi’nin Şair Evlenmesi’ni biliyorlar. Yeni bir yorum yapılıyor. “Toplum yararına programı kapsamında çalışanlar işçi ama iş kanunundan yararlanamazlar” deniyor.

Kıssadan hisse. Bugünlerde arda arda gelen siyasi kararları tartışıyoruz. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu linç edenler ceza almazken, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, sekiz yıl önce attığı bir twitten ceza alıyor. Ama siyasi karar deyince sadece siyasetçiler hakkında verilen kararları anlıyoruz. Oysa siyaset özünde sınıflar arasındaki ilişki üzerine oturur. Siyaset, en yalın haliyle, üretimin nasıl örgütleneceği ve üretilen zenginliğin nasıl paylaşılacağına karar vermektir. İşçi sınıfına yönelik esnekleştirme, kuralsızlaştırma ve güvencesizleştirme tam siyasetin göbeğinde durmaktadır. Yargıtay’ın bu kararı sonuçları itibariyle yukarda saydığımız kararlarla eşdeğerdir. Toplumsal muhalefetin bu karar karşısındaki ilgisizliği anlaşılır gibi değil. Bu karar haber olamıyor, tartışma programlarının konusu olamıyor, muhalefetin gündemine girmiyor. Oysa milyonla anılan bir kitle bu kararla hak ettiği 5-6 bin lira tazminattan olacağı gibi bunun iki katı mahkeme ve avukat masrafı ödeyecek.

Bizim dilimiz bu kadar dönüyor. Van’daki işçiler bu kadarını bile ifade edemez durumdalar. Artık gerisini de siz anlayın.