Yarım asırlık bir ihmal: Antalya'nın falezleri 50 yılda delik deşik oldu
Uzmanların planlamanın en vahşi örneklerinden biri olarak tanımladığı Antalya falez bandı, koruma ihlallerinden, dalgaların altını oyduğu binaların güvenlik riskine pek çok tartışmayı gündeme getirdi.
ANTALYA - Antalya’nın en çok yağmalanan lokasyonlarından biri olan falez bandı, 1970'lerde başlayan ve 90'larda hızlanan betonlaşma ile son yarım asırda delik deşik oldu. Antalya, kıyı bandını saran bazısı kaçak bazısı resmi onaylı yapılaşma faaliyetleri nedeniyle birçok bilimsel çalışmada şehir planlamanın en vahşi örneklerinden biri olarak yer aldı. Geçtiğimiz 30 yılda falez bandını korumaya yönelik adımlar atılsa da alınan tescil kararları kıyı bandını korumaya yetmedi. ‘Nitelikli doğal koruma alanı’ olan falez şeridine bütüncül bir 'koruma amaçlı imar planı' yapılmadı.
BAŞIBOŞLUK BAMBUS PLAJI İLE PATLAK VERDİ
Akdeniz foklarının yaşam alanı olan mağaraların dibinde oteller, restoranlar, plaj işletmeleri, gece kulüpleri ve kafeler inşa edildi. Falezlerin üzerine yapılaşma izinleri verildi. Bu izinler sayesinde Lara sahil bandına bitişik yüksek katlı binalar yapıldı. Her seçim öncesi verilen sözlerle hazırlanan şehir planları, son 50 yılda Akdeniz’e kıyı bir şehrin halkının denizi görme ve denizden gelen rüzgarı alma hakkını elinden aldı. Bu başıboşluk, geçtiğimiz günlerde Bambus Plajı üzerinden CHP’li Muratpaşa Belediyesi ve özel plaj işletmesi arasında başlayıp, AK Parti’nin de dahil olmasıyla büyüyen bir tartışma ile patlak verdi.
‘YAPILAR KIYI ÇİZGİSİNE 50 METRE YAKLAŞABİLİR’
Antalya Kent İzleme Platformu (AKİP) Sözcüsü avukat Mustafa Şahin, falezlerin denize bakan yüzeyinde tartışma konusu olan sabit yapıların tamamının ve sahil şeritlerindeki düzenlemelerin Kıyı Yasası, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası, İmar Yasası, Çevre Yasası gibi temel kanunlara aykırı olduğuna vurgu yaparak, uygulamadaki tezatlıklara dikkat çekti:
“Sahil şeridinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Yaklaşma mesafesindeki alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme ve seyir amacıyla kullanılmak üzere düzenlenebilir. Kıyı herkesin serbestçe yararlanmasına açık olur ve hiçbir yapı yapılamaz. Duvar, çit, parmaklık, hendek, tel örgü gibi engeller oluşturulmaz. Koruma kararlarına karşın, geçen 40 yıldan sonra geriye bakıldığında, kıyıya yakın çok katlı özel yapılaşmalar, çökme sonucu trafiğe kapanan yollar, Talya, Dedeman ile başlayan otel inşaatları, valilik, DSİ , Özel İdare gibi kamu binaları, asansörler, kaçak yapılar, kazılan merdivenler, dökülen betonlar, çakılan platformlarla boydan boya işgalin devam ettiği görülüyor.”
KOÇ’UN TALYA’SI FALEZLERİ TARUMAR ETTİ
Falezler için alınan sit alanı kararlarının hiçbir anlamının kalmadığını belirten Şahin, bunun temel örneklerinden birinin falezler oyularak inşa edilen Divan Talya Otel olduğunu söyledi. Şahin, Koç Grubu’na ait otelin falezleri delik deşik ederek yükselen inşaatını şu sözlerle eleştirdi: “Koç gibisi yok. Merkezi yönetimi de, Koruma Kurulu’nu da, yerel yönetimleri de suspus hale getirebilen, eski Talya’yı yenileyip devasa beton bloklarıyla falezleri tarumar edebilen, kentin kadim belalısı. Telafisi imkansız zararlara neden olan falez faillerinin listesi uzamaya devam ediyor. Endemik bitkiler, Akdeniz fokları ve kuş türlerinin yuvası olan falezlerin korunamaması, kamusal çıkarlarımızın esas alınmadığının bir göstergesi. Piyasacı yaklaşım rant düşkünlerini memnun edecektir ama traverten platosuna kurulu bir kentin yöneticileri, bu uyarılara kulak vermeli.”
'BU KATLİAMA KİM NASIL İZİN VERDİ?'
Antalya Denizcileşme Platformu Başkanı İzzet Ünlü de asansör, merdiven, otel yapımı için falezlerin oyulmasına “Buna kim nasıl izin verebiliyor” diyerek tepki gösterdi.
Ünlü, “Asansörü, iskeleyi de geçmiş, ‘doğal sit alanı’ statüsündeki falezi oymuşlar, yok etmişler resmen ve yerine beton doldurmuşlar. Antalya’nın dünyaca ünlü falezlerini oyarak imar işlemleri başlatan bölgenin meşhur otellerine tepkiler dinmiyor. Yapılaşma koşulları, en başta mimari projeye verilen ön onayla belirlendiği için, mühendislik onay süreçlerine sıra geldiğinde, çoktan yapılaşma izni verilmiş oluyor zaten. Bu onaydan sonra mühendislik ve teknik projeler sürece dahil oluyor. Otel sahiplerine peşkeş çekilen falezler işte böyle oyuluyor. Ayrıca Lara'daki falezlerde, onay verilmemiş kaçak yapıların da olduğu çok sayıda işgal alanı var” diye konuştu.
YILDIZ TEKNİK TEHLİKEYİ RAPORLADI
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, 17 kilometrelik falez hattının durumunu şöyle açıkladı: “Milyonlarca yılda oluşan falezler birçok türe ev sahipliği yapan doğa harikalarından biri. Maalesef doğanın armağan ettiği bu özel şehir formunun kıymetini bilmiyoruz. Falezlerin üzerine oturan, bir şekilde onay verilmiş yapılaşma ve işgal usulü yapılmış kaçak bölümler, yıllar içinde dalgaların falezleri eritmesiyle birlikte ciddi bir tehdit oluşturdu. Antalya Valiliği’nin Konserve Koyu’nda yaşanan kütlesel kayma hareketinden sonra Yıldız Teknik Üniversitesi’ne hazırlattığı raporda sadece o noktanın değil falezlerin birçok bölgesinin tehdit altında olduğu belirtiliyor."
‘DERİN ÇATLAKLAR VE KAYMALAR VAR’
Tarihi Kaleiçi Yat Limanı ve Kadınyarı mevkiindeki falezlerin üstünde dalgalarla altı oyulan denize sıfır yapıların ciddi tehdit oluşturduğunu belirten Akdoğan, önlem alınması için bölgede yetkili kurumlar Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ile ruhsat yetkisine sahip Muratpaşa Belediyesi’ne seslendi. Akdoğan, “Buradaki yapılar için sağlam raporu alındığını duyuyoruz. Bölgede birçok noktada derin çatlaklar ve küçük küçük kaymalar görüyoruz. Çatlaklar asfaltlanıyor sonra tekrar gün yüzüne çıkıyor. Kaya mekaniği uzmanlarının acilen bölgeyi incelemesi gerekiyor. Kıyı hattındaki yapıların güvenliğiyle ilgili ciddi bir çalışma yapılması lazım. Bu konu kesinlikle ihmal edilmemeli. Facia yaşanmadan önlem alınmalı” diye konuştu.
MESLEK ODASINDAN ÇAĞRI: ‘TAVİZ VERMEYİN!’
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Serter Kocababa da Lara kıyı bandı boyunca uzanan 17 kilometre uzunluğunda ve 30 metre yüksekliğindeki dik yamaçlı falezlerde çok sayıda işgal ve kaçak inşaat olduğunu belirterek, çoğunluğu ‘nitelikli doğal koruma alanı’ olan bu sahanın izinsiz kullanımlara kapatılıp korunması için belediye yönetimlerini göreve çağırdı. Kocakaba açıklamasında, “İzinsiz inşaatlara zamanında müdahale edilmezse doğal yapıda geri dönülemez zararlar yaşanabilir. Taviz vermeyin” dedi.