'Yarının Türkiye'si Mutabakat Metni' seçmende nasıl karşılık bulur?

6 parti liderinin imzaladığı ‘Yarının Türkiye’si Mutabakat Metni’nin seçmende nasıl karşılık bulacağı merak konusu. Kamuoyu araştırmacılarına göre muhalefetin adımı, kararsız seçmene ilk sinyal.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ile Demokrasi ve Atılım Partisi’nin uzun süredir üzerinde çalıştığı "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni" 6 siyasi partinin genel başkanının katılımıyla Ankara’da kamuoyuna açıklandı. 

Kamuoyu araştırmacıları ve uzmanlar, yargıdan temel hak ve özgürlüklere, seçim kanunundan basın özgürlüğüne, kadın haklarından OHAL düzenlemelerine kadar birçok alanda yeni adımları taahhüt eden 6 siyasi partinin ortak metnini, bunun seçmenler üzerindeki yansımasının nasıl olacağını değerlendirdi.  

‘SORUNLARA DOKUNAN, DOKUNMAYA CESARET GÖSTERMİŞ BİR METİN’

‘Yarının Türkiye’si Mutabakat Metni’ programını Ankara’da takip eden isimler arasında siyasal iletişim uzmanı İbrahim Uslu da yer aldı. Uslu, 6 siyasi partinin genel başkan yardımcılarının okuduğu metnin satır aralarındaki bazı ifadelerin salondaki yansımalarını değerlendirdi. 

Yargı bağımsızlığı, temel haklar ve özgürlükler, cumhurbaşkanının tarafsız olması, kadın hakları gibi muhalefetin dile getirdiği bölümlerin salonda daha çok dikkat çektiğini vurgulayan Uslu, "Salonun verdiği tepkilere baktığınızda toplumun nelere duyarlı olduğunu ve neleri özlediğini görüyordunuz" dedi. 6 siyasi partinin hazırladığı metinle, toplumun beklentilerine uygun bir sistem tasarımı ortaya koyduğunu belirten Uslu sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Bu sistem ilk kez Türkiye’de icat edilen bir sistem değil. Parlamenter sistem zaten dünyadaki örneklerine uygun hale getiriliyor. Bizde bugüne kadar sorun, en azından 82 Anayasası'ndan sonra, parlamenter sistemin hiç uygulanmamış olmasıydı. Eski sistemimiz de parlamenter sistemdi fakat yürütme iki başlıydı. Bu açıklanan metinle iş doğrusuna çevrilip yürütme tek başlı tarif ediliyor ve cumhurbaşkanına sembolik yetki öngörülüyor. Hakem (cumhurbaşkanı), uzlaştırıcı, arabulucu rolünde ve birlik ile dirliği temsil ediyor. 6 siyasi parti dünya standartlarında bir parlamenter sistem modeli anlattılar. Bu nedenle 6 siyasi partinin açıkladığı metni yerinde ve ihtiyaçları tespit etmiş buldum. Sorunlara gerçekten dokunan, dokunmaya cesaret göstermiş bir metin."

İbrahim Uslu


‘SEÇMEN ZATEN TERCİHİNİ YAPMIŞ DURUMDA’

6 siyasi partinin üzerinde uzlaştığı ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ çalışmasının seçmenlerde nasıl karşılık bulacağı da merak konusu. Bu noktada önemli olanın "oy oranlarının artması" değil "seçmenin muhalefete duyduğu güvenin muhafaza edilmesi" olduğuna dikkat çeken Uslu, değerlendirmelerini şu ifadelerle sürdürdü:
"Birçok araştırma aynı şeyi gösteriyor, seçmen uzun zamandır parlamenter sistemi destekliyor. ‘Bugün seçim olsa parlamenter sistemi mi desteklersiniz yoksa başkanlık sistemini mi desteklersiniz’ sorularına yaklaşık yüzde 60 ‘parlamenter sistem’ yanıtı veriyor. Dolayısıyla seçmen zaten tercihini yapmış durumda. Eğer siyasi partiler bu beklentilere yanıt veremeselerdi seçmenin güvenini kaybederlerdi. Şimdi seçmenin o taleplerini algıladıklarını, ona bir çözümle geldiklerini gösterdiler. Belki oy artışı değil ama seçmenin güvenine sahip olma, yarın için umutlarını pekiştirme gibi bir görev olacak."

‘METİN SEÇMENE YANSIYACAKTIR AMA DOĞRU ANLATMAK GEREKİYOR’

Avrasya Araştırma Başkanı Kemal Özkiraz da parlamenter sistem metnini Ankara’da, Bilkent Otel’de takip eden kamuoyu araştırmacıları arasındaydı. Ortak metnin ana hatlarıyla çok iyi olduğunu ifade eden Özkiraz, "Kadın hakları ve çevre hakları meseleleri üst düzeyde işlenmiş bir metinle karşılaştık. Yolsuzluklarla mücadele ekonominin baş konusu ve çok başarılı bir şekilde işlenmiş. Merkez Bankası bağımsızlığı ve denetleyici kurumların özerkliğine de başarılı bir şekilde odaklanılmış" dedi.

Kemal Özkiraz

Özkiraz’a göre 6 siyasi partinin hazırladığı mutabakat metninin, seçim döneminde seçim vaatleriyle birlikte doğru işlenmesi gerekiyor. Ancak bu sağlandığında oy anlamında ciddi karşılık bulunabileceğini ifade eden Özkiraz, "Türkiye’de parlamenter sistemi isteyen kişiler yüzde 60’ın üzerinde. Bu seçmene bu oluşturulan başlıklar iyi anlatılabilirse, insanların ihtiyacı olan seçim vaatleriyle birlikte sunulabilirse çok etkili olacağını düşünüyorum. Metin seçmene mutlaka yansıyacaktır ama doğru anlatmak gerekiyor. Seçime kadar bunların biraz daha kısa metinler halinde vatandaşa anlatılıp, aktarılması durumunda bu partilere katkı sağlayacağını düşünüyorum" diye konuştu. 

'KARARI NET OLMAYANLARA İLK SİNYAL'

Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi (TEAM) Direktörü Ulaş Tol’a göre kamuoyu, 6 siyasi partinin oluşturduğu türden birlikteliklere, çoğunluk enerjisi oluşturmaya olumlu tepkiler verir. Farklı yapılardan oluşan partilerin bir araya gelmesinin yarattığı bir enerji olduğunu ifade eden Tol, "Çok temel sorunları çözmek için birlikte çalışma görüntüsünün getirdiği bir olumlu etki var" dedi. Seçmenlerin doğrudan bir etki noktasında "ihtiyatlı" yaklaşacağını belirten Tol, "Seçmen nereye gittiğinizi izleyecektir. Somut sorunlarda bu birlikteliğin nasıl davranacağına bakacaktır" diye konuştu.

Ulaş Tol

Altı siyasi partinin ortak metninin, ileriki dönemde atacakları somut adımlarla seçmende karşılığının daha somutlaşacağını belirten Tol, "Seçmenin, özellikle de kararı net olmayan, kararı net olsa da tereddütte olan seçmenin, muhalefetin yönetim becerisine dair bir kaygısı vardı. ‘İktidar yönetemiyor ama muhalefetin de yöneteceğine emin değilim' denilen bir kaygı vardı. Partilerin bu adımını, bu kaygının giderilmesine yönelik önemli bir hamle olarak görüyorum. Metin kararsızlara, kararı net olmayan seçmene ilk sinyal" dedi. Tol sözlerini şöyle sürdürdü: 
"Sadece kararsız diye de düşünmemek gerekir. Sonuçta önemli bir kesim de iktidardan rahatsız olduğu halde iktidarı desteklemeye devam ediyor. Bunun bir nedeni seçeneksizlikti. O nedenle sadece kararsız değil seçeneksizlik nedeniyle muhalefete yönelmeyen seçmenin üzerinde bir etki potansiyeli var. Bu seçmende hemen bir dönüşüme yol açmasa bile kulağını açacaktır. Yerel seçimlerde de bu böyle oldu. Muhalefet seçmen üzerinde hemen bir etki oluşturmadı. Ama zamanla kulağını açan seçmeni etkilemeyi başardı. Bundan sonraki performans için ilk girişi yapma fırsatı sağlar diye görülüyor. Bunu kamuoyu araştırmalarıyla takip etmemiz lazım."

'MUHALEFET, HAYAT GERÇEKLİĞİNE DAİR PERSPEKTİF ORTAYA KOYMAKTAN ÇEKİNİYOR'

GENAR Araştırma Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Aktaş’a göre, altı siyasi partinin temsilcileri ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in ne anlama geldiğini anlatmaya dair epey bir mesai harcayacak. Muhalefetin bu girişimini "açmaz" olarak değerlendiren Aktaş, muhalefetin iktidara "Kardeşim millet aç" derken parlamenter sistem tartışması yaptığını, muhalefetin reel problemlerden çıkarak "entelektüel" konulara eğildiğini söyledi. 

Muhalefet partilerinin "hayat gerçekliğine", "ülke siyasetine" ve "siyasi çözümlere" dair bir perspektif ortaya koymaktan çekindiğini savunan Aktaş, "Bu bilinçli bir çekingenlik de olabilir, ortaya koyamamak da olabilir. Burada şu tarz bir sorun ortaya çıkıyor. Siyasi partiler tutum bakımından birbirlerinden çok farklı olduğu için, örneğin dış politikada bir perspektif ortaya konulduğu zaman bu bir sürü zıtlıklar ortaya çıkaracak. Politika üretmeye başladıkları zaman sorun oluşacak. Bir de millet şunu bekleyecek. ‘Tamam bir araya geldiniz, peki ne olacak? Benim derdimi kim hangi projeyle çözecek?’ Bence vatandaş finalde, yani seçime yaklaşıldığı zaman bu soruyu soruyor. Vatandaşların seçim hattına girildikçe buna daha çok odaklanacağını düşünüyorum" diye konuştu. 

İhsan Aktaş


‘6 PARTİ DAHA ÖNEMLİ BİR ÇERÇEVEYLE TOPLUMUN KARŞISINA ÇIKABİLİRDİ’

İçerik üretme noktasında parlamenter sistemin sorun yaşayacağını savunan Aktaş’a göre yeni bir sisteme bugünden yarına kolay geçilemiyor. AK Parti iktidarının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne kolay geçemediğini, öncelikle zemin oluşturduğunu, referandumun ardından seçime giderek kazandığını belirten Aktaş, "Şimdi öncelikle seçim kazanılacak, kazanıldıktan sonra sistem değiştirilecek kadar bir çoğunluk olacak. Referanduma gidilirse referandum kazanılacak. Sonraki seçimi de, öyle bir şey olacak ki AK Parti de birinci parti olmayacak" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: 
"Varsayalım ki parlamenter sisteme geçildi. Geçildiği zaman hükümet kurma yetkisi birinci partiye veriliyor. 6 siyasi parti daha önemli bir çerçeveyle toplumun karşısına çıkabilirdi. Ekonomi, dış politika, sağlık gibi konularda bu olabilirdi. ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ başlığı ile toplumun karşısına çıkmaları daha rahatlatıcı gibi gözüküyor ama ben çok fayda üretecek bir zemin olduğunu düşünmüyorum. Siyasetin bu çok parçalı yapısı bugün boş masaya oturur kalkarken kolaydır ama dolu masaya oturup kalktığınız zaman zor olur. Türkiye’nin en hassas meselesi nedir, Irak topraklarında Türkiye’nin güvenliğinin sağlanmasıdır. Burada bile koalisyon partileri birbirleriyle çelişiyorlarsa doğrudan diğer konuları siz düşünün. Bakıp göreceğiz. Muhalefet eğer başarılı olmak istiyorsa siyasetin ve hayatın gerçekliğine dokunan konulara yönelmesi gerekiyor."