Bir ihtimal daha var...
Tekerlekli kız manasına gelen Wielemie lakaplı Vervoort, Rio de Janeiro'daki Paralimpik Oyunları öncesinde imzaladığı ötenazi kağıtlarının olduğu çekmecesini bir kez daha açtı. Belçika'da 'Onuruyla ölüm hakkı' olarak da değerlendirilen bu hakkı tekrar masaya koydu. Bu sefer daha ciddi gibi gözüküyor.
Volkan Ağır [email protected]
Rio'daki Paralimpik Oyunları'na mükemmel bir başlangıç yaptı Türkiye. İlk günde 48 kiloda Ecem Taşın bronz kazandı. Halterde ise 41 kiloda Nazmiye Muratlı altın madalyaya uzanırken hem dünya rekoru kırdı hem de paralimpik oyunlarda üst üste madalya kazanan ilk Türk sporcu oldu. Erkekler Tekerlekli Basketbol Milli Takımı oyunlara Japonya, Kadınlar Goalball Milli Takımı ise Kanada galibiyetleriyle başladı. Harika başlandı, harika devam edilir umarım. Bu harika başarıların çok kolay gelmediğini hatırlatmalıyız. Türkiye'yi temsil eden sporcular umuyorum hazırlık süreçlerinde bir ampute sporcunun yaşadığı minimum acıyı çekerek bu başarıları elde etmiştir. Zira bu yıl son kez Paralimpik Oyunları'nda mücadele edeceğini açıklayan Belçikalı Tekerlekli Sandalyeli atlet Marieke Vervoort'un hikayesi bir hayli hüzün dolu.
Marieke, spor hayatına bir çok başarılı sporcu gibi çocuk yaşta başlamış. En büyük hayali ise çocuklar için triatlon yarışı olan Iron Kid'e katılmakmış. Rüzgar sörfü, dağ bisikleti, yüzme, kayak ve jiu jitsu sporlarının hepsini layığıyla yaparak hazır hale gelmiş en büyük hayaline erişmeye. İtalya Pisa'da, 1993 yılında 14 yaşındayken aşil tendonunda başlayan rahatsızlık onu hareketsizleştirmeye başlamış. Doktorların uzun süreler yaptığı araştırmalar tam net bir sonuç vermese de bacaklarında onarılamaz bir zarar olduğu tanısı konabilmiş. O günleri “Zombi gibi yaşıyordum” diyerek açıklıyor. 7 farklı ilaç kullanmasına karşın tedavisine çözüm bulunamamış. “Doğumda oksijen eksikliği” konusunda uzman olan doktor Molenaers botoks iğneleriyle geçici bir çözüm bulmuş. Uzun süre koltuk değneğiyle hayatına devam eden Vervoort, 21 yaşında tekerlekli sandalyeyle tanışmış ve onunla barışık olmaya spor aracılığıyla karar vermiş. Tekerlekli sandalyeyle yapılabilinecek tüm sporları, basketbol, atletizm, okçuluk, ragbi, dans gibi her farklı sporu denemiş. Ancak bu şekilde yepyeni bir hayat kurabildiğini, sosyalleşebildiğini ve sevgililerinin olduğunu iletiyor.
Iron Kid hayalini gerçekleştiremeyen Vervoort da hayallerin sonu yok. Bu sefer tekerlekli sandalyeli sporcular için organize edilen Hawaii triatlonuna katılmış 2007'de. 3.8 kilometre yüzme, 180 kilometre bisiklet sürme ve 42 kilometre tekerlekli sandalye yarışını 15 dakika geç bitirebilmiş. Tekrar katılmak istese de vücudundaki rahatsızlık ilerlemesini sürdürmüş. Kaslarındaki rahatsızlığın artması günbegün çektiği acıları arttırınca bir gün uyanır uyanmaz Belçika'da 2002 yılında kanunlaşan ötenazi hakkı için belgeleri imzalamaya karar vermiş. Ne olur ne olmaz çekmecesinde hazır duran belgelere rağmen onu hayata bağlayan şey spordan vazgeçmeyen Vervoort, 2012 Londra Paralimpik Oyunları'nda 200 metre T52 kategorisi tekerlekli sandalye yarışlarında avrupa rekoru kırarak gümüş, T52 kategorisi 100 metre yarışlarında altın madalya kazandı. 2015'in Ekim'inde Katar Doha'da yapılan Dünya Şampiyonası'nda da 200 metredeki kendi Avrupa rekoru, 33.65'e çok yaklaşarak 35.91'lik derecesiyle şampiyon oldu.
Tekerlekli kız manasına gelen Wielemie lakaplı Vervoort, Rio de Janeiro'daki Paralimpik Oyunları öncesinde imzaladığı ötenazi kağıtlarının olduğu çekmecesini bir kez daha açtı. Belçika'da 'Onuruyla ölüm hakkı' olarak da değerlendirilen bu hakkı tekrar masaya koydu. Bu sefer daha ciddi gibi gözüküyor. Zira uykusuz ve acı dolu geçen gecelerden, yerlerde sürünerek evin içinde bir yerden bir yere ulaşmaktan, çok sevdiklerini ve özellikle de hayat arkadaşı köpeğini üzgün görmek de onu parçalıyordu. Acaba bu gecelerde bir şişe açıp ötenazi hakkını düşünürken “Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin...” şarkısını mı dinlemiştir? Bu sözüm alaycı gelebilir size ancak bir şekilde hayata sporla bağlanan kişinin Paralimpik Oyunları ardından sporu bırakma kararını almasından ve sonrasında hayatta ölümden başka bir ihtimali düşünmemesinden bahsediyoruz. Sporun hayata bağladığı Vervoort'un yarışlarını son kez Rio'da izleyebileceğiz. Olabilenler tribünden, uykusunu feragat edebilecek televizyon başından hayatı azim dolu bu sporcuyu son kez izlemeyi unutmasınlar. Belki yarışı esnasında ona iletilecek enerji ona ve onun gibi düşünen tüm sporculara başka bir ihtimal daha verir...