Editörden özür
Emniyet güçleri ise geçen sene bu zamanlar bombadan kurtulanlara gaz fişekleri atıyorlardı, biliyorum. Söylesem faydası yok, sussam gönül razı değil, neylersin…
Sevgili editörüm, bu haftaki yazımı (yine) çok geç gönderiyorum. Lütfen beni mazur gör. Malum bu yazıyı 10 Ekim’de yazmak zorundayım. 10 Ekim Ankara Garındaki patlamanın yıl dönümü olduğu gibi aynı zamanda da Dünya Ruh Sağlığı Günü. Ne ironik bir tesadüf değil mi? Yetmezmiş gibi bu seneki tema da “psikolojik ilk yardım”. Öyle olunca Türkiye Psikiyatri Derneğinin basın sözcüsü olarak başka yazılar da yazmak zorunda kaldım. Müdavim müşteriye nazı geçen mekancı gibi DuvaR’ı da sona bıraktım. Gerçekten üzgünüm.
Psikolojik ilk yardım çok mühim konu. Afet ve diğer travmalarda ruhsal yaralar bazen bedensel yaralardan daha zor iyileşiyor. Bedensel ilk yardım nasıl hayati ise psikolojik ilk yardım da bu iyileşme için çok kritik işte. Daha önce de bahsetmiştim, travma sadece çok korkmuş olmak demek değildir. Travma dünyası alt üst olacak kadar korkmuş olmakla başlar. Başka ve tanımadığı bir dünyaya nakil olmuştur kişi adeta. Bu yeni dünya mayın tarlası gibidir, atılan her adım sıradan bir adım gibidir ama öyle olmayabilir de. Öngörülemez tehlike ve tehditlerle doludur artık. Kişinin kendini güvende ve huzurlu hissedebilmesi koşullar ne olursa olsun mümkün olamayabilir. Kendini güvende ve huzurlu hissediyorken başına o felaket gelmemiş miydi? Demek ki güvende olma sahte bir hismiş, dünya tehlikeli, insanlar da tekinsizdir artık gözünde.
Psikolojik ilk yardım tam da bu temel güvenlik duygusunun daha da zedelenmesini önler. Kişiyi bir afet ya da krizden hemen sonra koruyan ve kişinin iyiliğini düşünen akl-ı selim birinin varlığı tahmin edemeyeceğiniz kadar iyi gelir. Ya da konuşmaya zorlamadan sadece soru soran ve dinleyen biri. O da olmadı sessizliğe tahammül edebilen ve bekleyebilen biri. Travma yaşayan kişi dalıp gitse de etrafı kollayan ve güvenliğini gözeten biri. Aklına takılan önemli soruların yanıtlarına ulaşabilen biri. Bu güvenli kişinin varlığı, dünyanın alt üst olma durumunu korkutucu ve üzücü bir olay yaşamış olma haline çevirmek için temeli oluşturacaktır, daha fazlası değil. Ama travma yaşamış kişiler dünyanın alt üst olma halinin geçmesinin ne büyük bir nimet olduğunu bileceklerdir. Mesela deprem yaşadıktan sonra memleketinden ayrılan ve memleketi sorulunca kendini çok kötü hissettiği için yeni insanlarla tanışmaktan kaçınan birisi. Ya da yaşadığı patlamada sendikalı arkadaşlarını yitirince sendika merkezine giremeyen başka bir kişi.
Dolayısıyla özellikle travmatik insanlarla karşılaşan meslek grupları başta olmak üzere genel olarak insanların psikolojik ilk yardım konusunu bilmeleri önemli. Bu yüzden yazı gecikti sevgili editör. Örneğin adliye çalışanları, sağlık görevlileri ve emniyet güçleri psikolojik ilk yardım konusunu özellikle öğrenmeli. Lütfen alay etme sevgili editör, evet, adliye çalışanlarının bu konuda ne kadar bilinçli olduklarından haberim (https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2016/10/10/cocuk-istismari-davalarinda-yarginin-yanlislari/) var. Emniyet güçleri ise geçen sene bu zamanlar bombadan kurtulanlara gaz fişekleri atıyorlardı, biliyorum. Söylesem faydası yok, sussam gönül razı değil, neylersin…