Mültecilere yardım ediyordu şimdi mülteci oldu

Adıyamanlı bir Kürt-Alevi ailede doğmuştu.

Anadili Kürtçeydi. İlkokulda öğrenmişti Türkçe okumayı ve yazmayı.

"Kürt-Alevi kimliğimizi uzun yıllar saklayarak yaşadık" diyor Sakine Esen Yılmaz.

2000 yılında Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü'nü bitirir. Aynı yıl Adıyaman'da öğretmen olarak göreve başlar ve KESK'e bağlı EĞİTİM SEN'e üye olur.

"Sendikada iş yeri temsilciliği, ilçe ve il düzeyinde yöneticilik yaptım. Bu faaliyetlerim esnasında çok defa soruşturmaya maruz kaldım. 2001 yılında sendikanın grev kararına katıldığım için maaş kesim cezası aldım. Bu ceza daha sonra mahkeme tarafından kaldırıldı. Aynı yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Kürtçe 'merhaba' dediğim için Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılandım ve beraat ettim."

Öğretmen olarak İzmir'e tayin olur. 2009'un 26 Mayıs'ında bir gece askerler ve polisler tarafından evi basılır, gözaltına alınır. KCK üyeliğinden tutuklanır Sakine Esen Yılmaz.

Hakkında hazırlanan iddianameye göre çok büyük suçları vardır!

Anadilde eğitimi savunmak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü çalışmalarına katılmak, sendika yönetimine girerek sendikayı ele geçirmek!...

5 ay 10 gün tutuklu kalır. 22 Kasım 2009'da yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edilir. Hala daha sürmektedir yurtdışına çıkış yasağı.

Bu davadan 6 yıl 3 ay ceza alır. Dosyası Yargıtay'dadır hala. Yargılanma sürecinde de dikkat çekici ayrıntılar vardır.

"Bu davada benimle birlikte 33 KESK ve EĞİTİM SEN üyesi de yargılandı. Bu dava tam karar aşamasındayken mahkeme heyetinin iki üyesi değişti ve mahkeme başkanının şerhine rağmen ceza oy çokluğu ile verildi. Şimdi o hakimlerin cemaatle ilişkili oldukları açığa çıktı sanırım. Son mahkemede onlar bizi hiç dinlememelerine rağmen kararlarını çoktan vermişlerdi."

Sakine Esen Yılmaz 2011 yılında EĞİTİM SEN Genel Merkezi Yönetim Kurulu Üyeliği'ne seçilir. Görev yaptığı süre boyunca kadın üyelerin sorunlarıyla ilgilenir. Çocuk istismarının engellenmesi, kadına yönelik şiddet ve mobbing konularında çalışmalar yürütür.

Çalışmalarını sadece eğitim emekçilerinin sendikasıyla sınırlı tutmaz. İnsan Hakları Derneği'ne, Demokratik Alevi Derneği'ne, Kadın Özgürlük Meclisi'ne de üye olur. Aynı zamanda bir kadın bilim dergisi olan Jineoloji'nin de yayın kurulu üyesidir.

Eh, bu ülkede siyasal ve toplumsal yaşamla bu kadar ilgili olan her yurttaş gibi Sakine Esen Yılmaz'a da davalar peş peşe açılır, mahkumiyet üzerine mahkumiyet gelir.

"19 Mart 2012 yılında Mersin'de Newroz Bayramı kutlamaları için Mersin demokratik kitle örgütleri ve sendikamız, kutlamaların yasaklama kararını eleştiren bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantının ardından konu ile ilgili bildiri dağıttık, bu sırada polis hiçbir uyarı yapmadan bizleri gözaltına aldı. Bir gece Mersin Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında tutuldum. Hakkımda açılan dava sonucu 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldım. Bu cezam kesinleşti. Newroz kutlamaları yapıldığı gün gözaltında olmamıza ve de Newroz Tertip Komitesi'nin beraat etmesine rağmen böyle bir cezaya maruz kaldık. Bu dosyada benimle birlikte beş kişi ceza aldı."

25 Haziran 2012'de Ankara'da polisler tarafından tekrar evi basılır Sakine Esen Yılmaz'ın. KCK'ya üye olma suçlamasıyla tekrar gözaltına alınır ve bir kez daha tutuklanır. 10 ay hapis yatar, Nisan 2013'te tahliye olur.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürmektedir bu davası. Yine suça konu olanlar sendikal etkinliklerdir.

Yine de sendikal faaliyetlerini ve bir insan hakları aktivisti olarak çalışmalarını sürdürür.

"25 Haziran 2015'te Kadın Özgürlük Meclisi'nin Diyarbakır Lice'de çıkarılan yangınları araştırma heyetinde yer aldım. Devlet tarafından çıkarılan bu yangınlarla ilgili hazırladığımız raporu TBMM'de kamuoyuna sunduk. 20 Temmuz 2015'te KESK heyeti olarak IŞİD'in canlı bomba saldırısı sonucu hayatını kaybeden insanların kimliklerinin belirlenmesi ve yaralılarla dayanışma için Suruç'ta bulundum. Daha sonra katliam tanıklarını dinleyerek onların yaşadıklarını raporlaştırdık, kamuoyuyla paylaştık. Ağustos 2015'te Varto'da Kadın Özgürlük Meclisi ile birlikte işçi olarak çalışan iki gencin ailelerini ziyaret ederek gerçekleştirilen bir katliamı raporlaştırdık."

10 Ekim 2015'te Ankara'da düzenlenen, 100'den fazla insanın IŞİD'in canlı bombalarıyla katledildiği Barış Mitingi'nin de çağrıcılarından biridir Sakine Esen Yılmaz.

"IŞİD'in canlı bomba saldırısı sırasında oradaydım" diyor "Saldırıdan şans eseri kurtuldum."

2000'den 2011'e kadar 11 yıl Adıyaman'da ve İzmir'de Türkçe öğretmenliği yapmıştır. 2011'den bu yana da EĞİTİM SEN yöneticiliğinde bulunmuştur.

Hakkında kesinleşen 3 yıl 4 aylık hapis cezasını 12 Nisan 2016'da öğrenir. Aynı zamanda öğretmenlikten de atılmıştır. Dört ay Türkiye'de saklanır. Tanınmamak için saçlarını boyatır.

Geçtiğimiz Ağustos ayında da bir yolunu bulup Türkiye'den çıkar Sakine Esen Yılmaz ve şu anda Almanya'da bir kampta mülteci olarak yaşamını sürdürmektedir.

"Kaçaklık mı, hapishane mi, sürgün mü daha zor bilemiyorum. Türkiye'de mülteci kamplarını gezmiş, onlar için yardımlarda bulunmuştum. Çok değil, üzerinden iki yıl bile geçmedi. Şimdi orada kamplarda kalmış bir Şengalli ve bir Suriyeli kadınla birlikte kalıyorum. Belki onlarla oralarda karşılaşmışızdır diye düşünmeden edemiyorum. Şu anda geçici bir kamptayım. Bir odada üç kişi kalıyoruz. Odada üç yataktan başka bir şey yok. Ne dolap, ne askı, ne sandalye var. Hem banyo, hem tuvalet olarak kullanılan bir yeri bizimle aynı katta bulunan 10 kişi ile birlikte paylaşıyoruz. Sabah ve akşamları kahvaltı, öğlenler de sıcak yemek veriyorlar. Kamp dışına çıkmak yasak. Ancak ziyaretçiler gelip bizimle görüşebiliyor."

Şu anda Almanya'nın en büyük eğitim sendikası olan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası GEW destek oluyormuş Sakine Esen Yılmaz'a. Önümüzdeki aydan itibaren katılacağı paneller, toplantılar organize ediyorlarmış.

"Burada 39 yaşından sonra ben yeniden bir bebek gibi dil öğrenmeye çalışıyorum" diyor,"Yeniden bir çevre oluşturmaya, mücadeleme kaldığım yerden devam etmeye çalışıyorum."

Sakine Esen Yılmaz, bugün mülteci olarak ülkesini terketmek zorunda kalan binlerce sosyalistten, ilericiden, Kürt yurtseverden, hatta liberallerden sadece biri...

Yılmaz'ın bu öyküsünün benzerleri 12 Mart gibi, özellikle 12 Eylül gibi askeri darbe süreçlerinde yoğun biçimde yaşanmıştı.

Sonra Türkiye milyonlarca mültecinin geldiği bir ülke oldu.

Şimdi ise gözaltına alınma, tutuklanma, ağır hapis cezana mahkum olma tehdidiyle karşı karşıya kalan binlerce Türkiyeli ülkesini terk etmek zorunda kalıyor.

İşte AKP'nin yarattığı "ileri demokrasi"de 2016 yılının Türkiyesi...