Nerede kalmıştık?
Rusya ile ilişkilerini düzeltmeye çalışmasına rağmen Erdoğan, Esad ile ilgili söylemlerini değiştirmemişti. Eğer Trump Suriye konusunda Rusya’nın çizgisine yanaşırsa Erdoğan aynı söylemleri sürdüremez.
ABD başkanlık seçimleri sürecinde Suriye ve hatta son dönemin yıldızı Musul’da olup biteni de unuttuk.
Oysa bir yandan Irak ve Suriye orduları ilerlemelerini sürdürüyor. Irak’ta İŞİD karşıtı koalisyon Musul’a doğudan girdi, kuzey ve batıdan ise şehir merkezine doğru ilerliyor.
Irak Başbakanı ve “Geliyoruz Ninova” operasyonunu yöneten isimler dün yaptıkları açıklamalarda operasyonun planlandığı şekilde yürüdüğünü belirtti.
Suriye’de ise Halep merkezin batısı tamamen ordunun kontrolüne girdi. Silahlı gruplar son günlerde büyük kayıp veriyor.
ABD başkanı Obama’nın “El Nusra liderlerinin öldürülmesi” emrini verdiğinin açıklanmasının ardından dün İdlib semalarında Amerikan uçaklarının görüldüğü bildirildi.
Trump’ın gelmesi ile birlikte Suriye’de sahada değişen pek birşey olmadı. Suriye ordusu daha önceden planladığı operasyonlarını sürdürüyor.
Dün itibari ile Halep’in doğusuna yönelik operasyonların tekrar başlayacağı ve ordunun silahlı gruplara 24 saat süre tanıdığı bildirildi.
Aynı saatlerde Suriye resmi haber ajansı SANA, Rus uçak gemisinin operasyonlara katılmak üzere Suriye sahilinde bulunduğu haberini geçti.
Rus ordusu son günlerde özellikle Halep – İdlib kırsallarındaki terör hedeflerine yönelik bombardımanlar gerçekleştirmişti.
Suriye ordusunun silahlı gruplara tanıdığı sürenin sona ermesiyle Halep’in doğusunun da ordunun kontrolüne girmesi kaçınılmaz. Operasyonlar Putin’in isteği ile bir süreliğine durdurulmuştu, şimdi devam edecek.
Tam da bu aşamada Şam yönetiminin (Trump’ın seçilmesinden sonra) yaptığı açıklamalar bundan sonrasına da ışık tutuyor.
Reuters’a konuşan üst düzey bir yetkili “Halep planlarımızı Clinton’ın seçilme ihtimali üzerine yapmıştık, ancak operasyonlar durmayacak” dedi.
Suriye yönetimi şimdi Trump’ın nasıl bir tavır takınacağını bekliyor. Esad'ın siyasi danışmanı Buseyna Şaban “Trump ile işbirliği yapmaya hazır olduklarını” açıklamıştı.
Ancak bu açıklama Suriye yönetiminden yapılan her açıklama gibi “şartlı.” Şaban işbirliğinin Trump’ın politikalarının Suriye’nin beklentilerine uygun olup olmamasına bağlı olduğunu da ekledi.
Bunun anlamı şu: Suriye sahada Rusya ve İran ile işbirliğini Trump’ın politikaları ne olursa olsun devam ettirecek ve savaşını sürdürecek. Yani beklenti Trump’ın Şam’ın politikalarına uyması.
Trump’ın “Esad da iyi değil ama o IŞİD ile savaşıyor” ve “Suirye ile savaşırsak, Rusya ile savaşmız oluruz” ifadeleri şimdilik Suriye yönetiminin beklentilerini karşılar nitelikte.
Ancak Trump, Pentagon’a söz geçiremese de Suriye taviz vermeyecek. Hızını almış bir savaş var ve ABD’de yönetime kim gelirse gelsin şartları saha belirliyor.
Clinton’ın gelmesi halinde korkulan bir çılgınlığa izin verilmesiydi. Esad’ı doğrudan hedef alacak herhangi bir girişim en baştan bu yana büyük tehlikeler içeriyordu ve zaten bugüne kadar bu nedenle Libya benzeri bir girişim gerçekleştirilememişti.
Suriye yönetiminin kararlı tutumu olası bir dış askeri müdahaleyi imkansız hale getiren en büyük etkendi ve bu durum aynen devam ediyor.
Trump’ın gelmesi ile birlikte bir rahatlamanın olduğu da çok açık. En azından beklentiler bu yönde.
Trump daha önce Suriye ile ilgili “olumlu” konuşmuş olsa da somut olarak ne yapacağı netleşmiş değil.
Eski yönetimin doğrudan savaş halinde olduğu bir lider ile hemen el sıkışması kolay değil, en azından sessiz kalmayı tercih edebilir.
Tabii Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar Suriye konusunu masaya getireceklerdir. Ancak Trump’ın tek tarafı dinleyip karar vermesi beklenen bir durum değil.
Muhtemelen Rus tarafını da dinlemek isteyecektir. Rusya ile Ukrayna ve diğer rekabet alanlarında yaşanacak gelişmeler de Suriye dosyasının ele alınış şeklini belirleyecek.
Ancak olasılıklar ne olursa olsun Suriye yönetimi son günlerde yakaladığı ivmeyi devam ettirecek gibi görünüyor.
Meselenin sadece Trump ekseninde konuşuluyor olması da eksik kalıyor. Trump’ın ABD’nin Suriye ajandasında değişikliğe gitmesi durumunda Türkiye ve Suudi Arabistan ne yapacak? Mesela Trump Putin ile anlaşırsa Erdoğan’ın tavrı ne olacak?
Rusya ile ilişkilerini düzeltmeye çalışmasına rağmen Erdoğan, Esad ile ilgili söylemlerini değiştirmemişti. Eğer Trump Suriye konusunda Rusya’nın çizgisine yanaşırsa Erdoğan aynı söylemleri sürdüremez.
Böyle bir durumda Erdoğan’ın nasıl geri adım atacağı sorusu gündeme geliyor. Üstelik Erdoğan’ın Esad’ı devirme hayallerinin yanısıra Şam ile Ankara’nın Suriye’nin kuzeyine bakış açıları da farklı.
Yaşanan süreçler ne olursa olsun Kürtler nihayetinde Suriye vatandaşı ve Esad için kendi vatandaşları öncelikli (olmak zorunda).
Pazarlıklar “önce IŞİD’İ halledelim, gerisini sonra konuşuruz” eksenine kayabilir. Böyle olursa hem Trump, hem Rusya ve Hem Suriye zaman kazanır ve tarafların hepsinin kazanacağı değişiklikleri daha rahat gerçekleştirebilecekleri bir zemin doğabilir.
Önümüzdeki aylar Suriye ve bölge için çok kritik gelişmelere yol açacak kararların alındığı aylar olacak.