Haberiniz var mı: İBB 9 müze açıyor
İBB'yle olan ilişkimizin İstanbul Modern'den farklı olmasını bekleriz. Ancak İBB'nin müze haberlerini öğrenme şeklimiz komik!
Hızlı ve bunaltıcı politik gündem kültür alanını gittikçe daha da görünmez kılıyor. Hazırlanan sergiler, paneller, yayımlanan kitaplar politik ajandalara sahip olsalar da küçük bir kitlenin içinde tartışılmadan eriyor. Sanat haberleri sadece sansür olduğunda çok okunanlar listesine girebiliyor. Son zamanlarda gündeme giremeyen önemli gelişmeler arasında da müzecilik alanında yaşananlar var. İlk gelişme İstanbul Modern'in uzun süredir belirsizliğini koruyan yer probleminin çözülmesi. Diğer gelişme de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin açacağını duyurduğu dokuz yeni müze. Ancak bu iki haber daha yakıcı ekonomik ve politik gündem arasında tartışılmadan kaybolup gitmek üzere.
İSTANBUL MODERN'İN YERİ NE OLACAK?
2004 yılında İstanbul Modern'e (İM) tahsis edilen 4 numaralı antrepo mekanı Galataport projesinde yaşanan sorunlar nedeniyle uzun süredir diken üstündeydi. Fındıklı'dan Karaköy'e uzanan sahil şeridinin dönüşümünü kapsayan Salı Pazarı Kurvaziyer Planı projesi ilk başta Ofer grubuna verildi, ancak sonrasında ihalenin iptal edilmesiyle süreç beklemeye alındı. Şu an ise kamuoyunda Galataport adıyla bilinen proje Doğuş Grubu - Bilgili Holding ortaklığıyla çalışmalarını sürdürüyor. Sahil şeridinin kapatılması gibi kamusal tartışmaların yanında bu projedeki diğer önemli tartışma başlığı da İstanbul Modern'in yerinin ne olacağıydı. Geçen haftalarda yapılan basın duyurusu dedikodulara nihayet son verdi. Bültene göre yeni bina "... müzenin kurucu sponsoru Eczacıbaşı Holding ve Doğuş Grubu-Bilgili Holding’in ortaklaşa katkısıyla yapılacak."
2019 yılında tamamlanması planlanan binanın mimari projesi için görüşmeler henüz sürüyormuş. Yeni bina inşasına kadarki sürede ise müze Paket Postanesi'nde ziyaretçileri ağırlayacak. Şöyle özetleyelim, Türkiye'nin tek modern sanat müzesi Galataport projesine eklemlenecek. Bu noktada şunu sormak gerek, ticari bir proje olarak Galataport'la kamusal bir anlamı olan İstanbul Modern'in eklemlenme süreci nasıl gerçekleşti? İzleyici olarak İM'nin bu süreçteki işleyişiyle olan ilişkimiz nasıl olmalı?
'KAMUSAL BİR MÜZEDE DEĞİL'
İstanbul Modern'in şef küratörü Levent Çalıkoğlu İM'nin kamusal bir müze olmadığını çok önceden belirtmişti. 2012 yılında Salt'ta gerçekleşen "Hazine Sandıkları veya Araçlar: Sanat Koleksiyonları Üzerine Bazı Tarihler ve Spekülasyonlar" konferansında kamusallık tartışmalarına kesin bir yargı koymuştu. “İstanbul Modern kamusal bir müze değil, bir özel müze, bir vakıf müzesi... Bu müzenin hesap verdiği bir vakıf var; vakıf da devlete hesap veriyor. Müzenin kamusal olmadığı çok açık... Kamunun varlığı ana mesele tabii ki. Ama açıkçası kamusal olma hayali olan bir müze değil İstanbul Modern, böyle bir şey söylemek yanlış olur.”
Evet, İM kamusal bir müze değil, kamu kaynaklarından sınırlı şekilde yararlanıyor. Ancak ülkenin tek modern sanat müzesinin kamusal olarak hiçbir karşılığının olmadığını iddia etmek tartışmalı bir durum. Kamusallık dediğimiz olgu sadece mal varlığı devlete ait olan kurumlar için mi geçerlidir? Hesap verilebilirlik sadece hukuksal prosedür üzerinden mi işler? Bunların dışında bir sanat kurumunun, hatta ülkenin en önemli sanat kurumlarından birinin işleyişinde halkla ilişkilerin rolü nerede durur? Bu sorular derinleştirilip artırılabilir, artırılmalı da.
İBB'NİN MÜZE HABERLERİ
Müzecilik alanındaki bir diğer gelişmeyse İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından gerçekleştiriliyor. Bir kamu kurumu olarak İBB'yle olan ilişkimizin İstanbul Modern'den farklı bir yapıda olmasını bekleriz, değil mi? Ancak İBB'nin müze haberlerini öğrenme şeklimiz komik denecek düzeyde. Contemporary İstanbul fuarında İBB'nin müzelerine dair bir stant kuruldu ve bazı bina maketleri sergilendi, ilk basın duyurusu yapıldı. Ancak bu basın metni online ortamda servis edilmemiş olacak ki internet taramalarında hiçbir şey çıkmıyor. Aynı şekilde İBB'nin sitesinde de bulamadım. Basın metnini, daha fazla neler öğrenebilirim diye sorduğum görevliden aldım. Hazırlanan bültende şu ifadeler yer alıyor: "'Tarihe ışık tutuyoruz' sloganıyla fuara katılan İBB, hizmete açmayı planladığı 9 yeni müzenin tanıtımını yaparak, sanatseverlerin beğenisine sunacak. Fuarda İstanbul Kent Müzesi, Yenikapı Arkeoloji Müzesi, Tasavvuf Müzesi, Tekfur Sarayı Müzesi, Kadıköy Gazhane Enerji Müzesi, Anemas Zindanları İşkence Müzesi, Modern Sanatlar Müzesi, 15 Temmuz Şehitleri Müzesi ve Haliç Tersanesi Bilim ve Teknoloji Müzesi'nin tanıtımı yapılacak."
Bu müzelerden bir kısmına dair basın açıklamaları yapılmıştı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki ay 15 Temmuz Şehitleri Müzesi'nin açılacağı haberlerini okumuştuk. Benzer şekilde Yenikapı kazıları başladığı an itibariyle Arkeoloji Müzesi'nin açılacağı açıklanmıştı. İstanbul Kent Müzesi yoğunluklu olarak 2010 Avrupa Kültür Başkenti çalışması sırasında gündeme gelmiş ve sonrasında unutulmaya yüz tutmuştu. Fuar sırasında dağıtılan broşürlerdeyse bu müzelerin lokasyonu, büyüklükleri ve konseptleri hakkında genel bilgiler var.
İBB'NİN ÇAĞDAŞ SANAT KOLEKSİYONU
İBB'nin 9 yeni müze planı içinde en ilginç olansa Modern Sanatlar Müzesi. Broşürde yer alan açıklamada şu yazıyor: "İstanbul Büyükşehir Belediyesi envanterine kayıtlı modern ve çağdaş sanat eserlerinin sanatseverlere ulaştırılması amacıyla açılması planlanan modern sanatlar müzesidir."
Bu açıklamanın en ilginç yönü ise İBB'nin bir modern ve çağdaş sanat koleksiyonu olduğunu öğrenmemiz. Ülkenin mali kaynakları en geniş kamu kurumlarından biri modern ve çağdaş sanat koleksiyonu topluyor ve kamunun bundan haberi yok. Bu koleksiyonun danışmanları kim, koleksiyonda hangi sanatçıların hangi işleri var, küratöryel tercihleri neler, eserler nerede depolanıyor? Bu konuları öğrenmek üzere basın bülteninde iletişim bilgileri yer alan PR şirketiyle iletişime geçtim, ancak belediyeden olumsuz yanıt geldiği için herhangi bir şey öğrenemedim.
Şimdi soralım: Bunları öğrenmek bütün İstanbulluların hakkı değil mi? Hadi, diyelim ki İstanbul Modern bir vakfa bağlı ve Çalıkoğlu'nun dediği gibi söz söyleme hakkımız yok. Ancak bir kamu kurumu olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin çalışmalarını basın duyuruları dışında nasıl öğreneceğiz? Dünyada bu tarz önemli sanat müzelerinin kurulumları mimarın belirlenmesinden koleksiyona kadar şeffaflık içinde yürütülüyorken bizde neden böyle? Kamu kurumlarının sanat çalışmalarını belirleyenler kimler? Ya da soruyu açalım, İstanbul'da neler oluyor?
Cevaplar bariz mi, değil mi tartışmalı. Ancak soru sorma hakkımız baki.