Gülfim Abla ile Göz Göze Diz Dize: Aşk acısından içim acıyor, karnımda tatlı bir ağrı var
Gülfim Abla, bu hafta okurlarından gelen, aşkla ilgili soruları cevapladı.
Değerli okurlar, bu hafta sizlerden gelen soruları elimden geldiğince cevaplamaya çalıştım. İşte buyurun:
Aşk acısından içim acıyor, karnımda tatlı bir ağrı var:
Soru: Ben ekranı açtığımda neden Nazlı’nın resmi vardı telefonunda!!!
Cevap: Ah, bana niye kızıyorsun yavrucuğum? Ben ne bileyim adam neden karısının resmini ekran resmi yapmış telefonunda? Artık böyle düşünceli davranışlar pek kalmadı biliyorsun. Aa, ay yoksa sen onların evli olduğunu… Aa! Çocuğum, bayılma güzel kızım. Aa!
Soru: Gülfim Abla, ben birisinden çok hoşlanıyorum, o da benden çok hoşlanıyor. Bu hafta sonu beni düğününe davet etti. Fakat ne giyeceğime bir türlü karar veremiyorum. Biraz yardımcı olur musunuz?
Cevap: Ah, canım yavrum. Senin için üzülüyorum. Çok yazık ki nefti yeşili döpiyesin o vakite kadar kuru temizlemeden gelmemiş olacak. Halbuki böyle seçkin bir organizasyona tam uygun bir kombin olacaktı. Tüh, tüh, tüh. İyisi mi gene kiremit rengi tulumunu giy, ne yapacaksın başka? Vah, vah, vah! Sahiden yazık oldu.
Soru: Sınav kaygısı, düşüncelerini toparlayamama, çarpıntı ve internet bağlantısı sorunu yaşıyorum. Wi-fi şifrenizi verir misiniz?
Cevap: Tabi çocuğum, 8-2-Samsun’un S’si. Aa şaşkın! Beni de şaşırtıyordun neredeyse! He he he şaka şaka, verir miyim hiç! Wi-fi benim mahremim. Haylaz seni…
Soru: Mefaret Teyze’nin mandalina soyuşu bir türlü gözümden gitmiyor. Ben genç bir delikanlıyım. Ne yapmalıyım?
Cevap: Turunçgiller soğuğa nasıl dayanıyorsa sen de öyle dayanacaksın evladım. Metin ol.
Soru: Aşk acısından içim acıyor, karnımda tatlı bir ağrı var, yalnız kulunçlarım felaket, dalakla oniki parmak bağırsağı arasında iyi huylu bir kitle var, yemeğimi, çayımı, terliğimi, ilacımı falan hep zamanında getirirler, onlara bir sözüm yok, fakat sırt ağrısı beni öldürüyor, ense kökümden leğen kemiğime kadar sanki sızılı bir şelale uzanıyor, sanki orada sonsuz meşrubatlar, üzüm suları akıyor, sincaplar, köstebekler etrafında oynuyor, durun diyorum dinlemiyorlar, hep onun sesini duyuyorum her yerde beni çağırıyor, özlem mi bu, sevda mı, ipragaz mı bir türlü ayırt edemiyorum. Onun için ruhumun tatlı sularında dolanan sincaplara, börtü böceğe nasıl söz geçireyim? Çok seviyorum. Yardımcı olur musunuz? Fakat kadın evli.
Cevap: Evladım, senin derdin daha ziyade baklagillerin bazen bizde uyguladığı basınca benziyor. Rica ediyorum, nohudu, fasulyeyi geceden ıslayın, öyle pişirin. Hep söylüyorum.
Soru: Bir şey soracağım. Bu ustalar niye gelmiyor? Ustalar nerede? Evde sevgili bekler gibi usta bekliyoruz. Özlemle biraz umudumuz yitirmiş ama ya gelirse diye kulağımız kapıda tetikte. Telefonlara da çıkmıyorlar. Bu ne saçmalık ya?
Cevap: Ha ha ha Haklısın çocuğum. Bu muammayı çözersen, gözünü seveyim bana da formülünü yaz gönder. Aynı sebepten yıllardır banyonun gideri tıkalı, antredeki aplik sökük, balkonun dübeli kırık, isyanlardayım…