Halep sonrası daha kanlı olacak
Bundan sonraki aşamada Suriye ordusu ve müttefikleri İdlib'e yöneldiği anda bugün Halep için gördüğümüz 'uluslararası hassasiyet' bu kez İdlib için kabaracak. Ancak genel gidişatı geçici olarak durdurabilecek saldırılar olsa da bu savaşın sonu belli.
Halep'te silahlı örgütler küçük bir bölgeye sıkıştı. Bu bölgedeki militanlar için pazarlıklar sürüyor. Suriye ordusundan bir yetkilinin açıklamasına göre şu anda militanların bulunduğu son bölge üç mahlleden oluşuyor: Selahattin, Amiriye ve Meşhed. Yan yana olan bu üç mahllenin (semtin) oluşturduğu toplam alan yaklaşık 3,5 km2 ve bu alan Halep’in yüzde 2’sini oluşturuyor.
Daha önce ordu tarafından geri alınan bölgelerle bu bölgede toplam yaklaşık 200 bin kişi bulunuyordu.
Suriye hükümeti bu bölgelerden çıkanlar için Cibrin semtinde bulunan sanayi sitesini kampa dönüştürdü. Bu kampta 127 bin kişinin barınması için hazırlıklar tamamlandı.
Silahlı grupların elinde kalan 3 mahalle ve diğer bölgelerde ise yaklaşık 50 bin kişinin olduğu sanılıyor. Silahlı gruplar ellerinde koz olması için bu insanların çıkmasına izin vermiyor.
Üç mahallede ise yine Suriye ordu yetkilisinin açıklamasına göre yaklaşık 15 bin kişi var. bunlar 4000 militan ile aileleri ve diğer kişilerden oluşuyor.
Militanların çıkmaları için yapılan pazarlıklar üç ana noktada yoğunlaşıyordu: militanların kaçırdıkları asker ya da müttefiklere mensup savaşçılar, Fua ve Kefraya bölgelerine yönelik El Nusra başta olmak üzere cihatçı grupların muhasarası ve militanların İdlib’e gitmesi.
Suriye yönetimi militanlardan daha önce çatışmalarda ölmüş olan askerlerin de cesetlerinin teslim edilmesini istiyor. Fua ve Kefraya’ya yönelik kuşatmanın kaldırılmasını istiyor.
Ancak militanların çıkması için operasyonların durdurulması ise yaramadı çünkü militanların bulunduğu bölgelerden saldırılar devam etti.
Nitekim dün yapılan saldırılarda Halidiye ve Bustan El Kasr bölgelerinde bulunan Mokambo, Nil Caddesi ve sebze halinde 6 kişi yaşamını yitirdi, yaklaşık 50 kişi yaralandı. Fua ve Kefraya bölgelerine ise 15 Grad füzesi atıldı.
Bu saldırılar üzerine “ateşkes” bozuldu ve çatışmalar yeniden başladı.
Türkiye’nin militanların güvenli şekilde çıkmaları için aracı olmasından sonra yaşanan bu gelişme sonrası militanlar ile pazarlıkların daha da zor bir aşamaya girdiği belirtiliyor.
Halepli bir kaynaktan aldığımız bilgiye göre merkezin batı ve kuzey batısından ise şehre yönelik havan ve Grad saldırıları sürüyor. Saldırılar alışveriş merkezi Family House, Zehra ve Raşidin’den; kuzey batıda ise Leyremun bölgesinden Abd Rabbo sırtlarından yapılıyor.
Bu bölgelerden yapılan saldırılar sonucu hemen her gün 10-15 sivil yaşamını yitiriyordu.
Gelinen aşamada silahlı grupların ve militanların barınması için Türkiye de hazırlıklarını tamamladı. Açıklama devlet bakanı Mehmet Şimşek tarafından Twitter’dan İngilizce olarak duyuruldu.
Açıklamanın İngilizce yapılması dünyaya “Türkiye siviller için çalışma yapıyor” mesajı vermek ancak sivillerin hemen hepsi yukarıda anlatıldığı gibi Suriye yönetiminin bulunduğu bölgelere geçti. Mehmet Şimşek’in bahsettiği kampa ise sadece militanlar ve aileleri gidecek gibi görünüyor ve sayıları 15-20 bini ancak bulur.
Halep sonrası savaş diğer bölgelerde devam edecek. Halep sonrası daha da kanlı olabilir. Zaten var olanların üstüne Suriye'nin hemen her bölgesinden militanlar İdlib'e dolduruldu. İdlib'te yaklaşık 20 bin militan var. Bundan sonraki aşamada Suriye ordusu ve müttefikleri İdlib'e yöneldiği anda bugün Halep için gördüğümüz "uluslararası hassasiyet" bu kez İdlib için kabaracak. İdlib'i daha kanlı kılacak bir başka özelliği sınırda olması. Halep yine de içeride kalıyordu ve lojistik için yol katetmek gerekiyordu. Ancak İdlib için böyle bir durum söz konusu değil. Militanlara lojistik sağlanması hiç de zor olmayacak.
Bu arada Halep’e yönelik batıda El Nusra ve El Fetih bileşenleri ile doğuda IŞİD saldırıları sürecek. Diğer bölgeler için de aynı durum geçerli. Ancak genel gidişatı geçici olarak durdurabilecek saldırılar olsa da bu savaşın sonu belli.
Hüsnü Mahalli
Hükümete yakınlığı ile bilinen basında çalışan “gazeteciler” arasında yeni bir moda türedi. Kamu adına hareket etmesi gereken Cumhuriyet savcılarının yerini bazı gazeteciler almış durumda.
Bu yeni "yargı sistemine" göre ilk aşamayı oluşturan muhbir gazeteciler "önsavcı" olarak ilk adımı atıyor. Ardından Cumhuriyet savcıları harekete geçiyor ve gazeteciler gözaltına alınıyor.
Hüsnü Mahalli gibi gazeteciler ise şimdi demir parmaklıklar ardında. Elbet bugünler de geçecek ve tarih Hüsnü Mahalli gibi gazetecilere hak ettikleri değeri verecektir. Unutmayalım basın tarihimiz yıllar sonrasında "evet o dönem gazeteciliğe sığmayan işler yaptık" itirafları ile doludur.