Şirketlerin sizi evinizde gözetlemesine izin verir misiniz?
Görevimiz Tehlike 5'teki bir ajan, internete bağlı tüm cihazların (telefon, güvenlik kamerası, bilgisayar vs.) kamerasına elindeki tabletle erişerek yüz tanıma sistemiyle, aradıkları kişiyi dünyanın herhangi herhangi bir yerinde tespit edebiliyordu. Teorik olarak mümkün görünse de, teknik olarak kullanımı pek mümkün değil zira milyarlarca kamerayı, belirlenmiş bit yüzü tespit edip bildirecek biçimde teyakkuzda tutma hesaplaması güç bir işlemci kapasitesi gerektirir.
Fakat şu da bir gerçek ki internete bağlı her cihaza dışarıdan izinli veya izinsiz bağlanmak mümkün. Bu cihazın kamerasını veya mikrofonu da erişen kişinin emrine amade olabilir. Bu durumda birilerinin telefon, bilgisayar veya güvenlik kameranızdan sizin gündelik hayatınızı en doğal haliyle izliyor ve kaydediyor olması gayet olası. Ben de pek çok kişi gibi bilgisayarımın kamerasını ve mikrofonunu sağlam bir bantla işlevsiz hale getirdim. Bunu hararetle tavsiye ederin. Fakat bu tedbir, telefonum için geçerli değil.
Hacker'ların, uzaktan ele geçirdikleri telefonun kamerasını açma ve görüntüyü elde etmiş olduğunu biliyoruz. Telefon kameranız çalıştığında ekranda görüntü yer alır değil mi? Bunu da çözmüşler. Açılan görüntü tam ekran yerine, kullanıcının göremeyeceği şekilde bir piksel içinde çıkıyor. Bu sayede biz telefonumuzda herhangi bir hareket fark etmeden, o sırada kameramız görüş açısında görüntülü ve sesli kayıt alabiliyor.
DAHA KÖTÜSÜ TELEVİZYON VE KONSOL KAMERASI
Google, Microsoft, Apple ve Verizon (Amerikalı bir telekom şirketi) gibi teknoloji devlerinin eş zamanlı olarak yatırım yaptığı bazı teknolojiler, ciddi tartışmalar ve komplo teorilerini beraberinde getirdi. Yeni dönemde şirketler evlerimizin içini ve baktığımız her yeri gözetleyecek konuma gelebilir.
Akıllı televizyonunuzun "açıl" dediğinizde açılması ve diğer tüm komutları sesle alması şüphesiz hayatımızı kolaylaştıracak. Sesin yanı sıra, hareketlerimizle de televizyonu ve bağlı cihazları yönetmek kulağa hoş geliyor değil mi? Apple'ın Apple TV ürününe Siri'yi eklemesi ve Microsoft'un da yeni Xbox'ın sesle yönetilecek olması gündemde. Bu durumda salonumuzdaki cihazların bizi "dinleyeceği" gerçeğini de kabul etmiş olacağız. Bir adım daha ötesine geçtiğimizde, hareketle kontrol için yerleştirilen kameraların bizi gözetleyeceğini de eklememiz gerekiyor.
Yeterince korkutucu gelmediyse, Amerikan iletişim devi Verizon’ın dijital video kaydedici ve dijital TV yayını alıcı gibi cihazlar için aldığı bir patente bakalım: Amaç, “iç mekân eylemlerini” tespit ederek izleyiciye uygun reklamlar yayımlamak. Bu nasıl olacak? Uydu alıcınızdaki bir kamera; sizi daima izleyerek yemek yeme, koltuğa uzanma, konuşma, temizlik yapma ve “diğer fiziksel aktiviteleri” takip edecek. Tespit edilen eylem buluta gönderilecek ve karşılığında o eyleme uygun reklamlarla karşılaşacaksınız. Bir sonraki aşamada bu teknoloji, odada dolaşan hayvanları ve hatta masada duran bir nesnenin markasını bile tespit edebilir. İşin bir de ahlaki yanı var ve etik tartışmalar doğuracak nitelikte. Örneğin, odada birisinin şiddete maruz kaldığını tespit eden cihaz, polise haber vermeli mi?
REKLAM GÖSTERİMİNDE FARKLI BİR YÖNTEM
Verizon'ın aldığı patentte örnek olarak hedeflenen reklam sistemleri ve metodları tartışma yaratacak türden. Metodlardan birinde, televizyondaki reklam arasını kullanıcının hareketlerini gözetleyerek belirlemek ve buna uygun reklamlar göstermek tarif ediliyor. Patentte, klasik reklam hedefleme sistemlerinin kullanıcının belirttiği bilgilere göre işlediği ve bu tekniğin yanlış sonuçlar sunabileceği söyleniyor. Bu klasik reklam hedefleme sisteminin izleyicilerin içeriğe verdiği tepkiyi algılayamadığı ve reklamın efektifliğini, kişiselliğini ve uyarlanabilirliğini engellediği söyleniyor. Patentin kapsamındaki "Algılama Ünitesi" (Detection Facility) ile Sunum Ünitesi (Presentation Facility) televizyondaki yayın sürerken, kullanıcının programa verdiği tepkiyi algılayacak. Tepki ile anlatılmak istenen, program yayındayken kullanıcının o anda ne yaptığı. Programı aktif olarak mı izliyor, başka bir iş yaparken bir yandan dinliyor mu, uyukluyor mu, aslında bilgisayar başında mı; tamamen ayırt edebilecek. Patentte yer alan “Tepki” kavramı, kullanıcının yemek yiyebileceği, egzersiz yapıyor olabileceği, gülüyor olabileceği, uyuyor olabileceği, kitap okuyor olabileceği gibi fiziksel aktiviteler olarak tanımlanıyor. Patentin içeriği şimdiden tartışmalı ve hizmete dönüşmesi çok daha büyük karşı koymalar doğuracak gibi görünüyor.
TÜKETİCİYİ TÜKETECEK BİR SİSTEM
Microsoft'un Xbox birimi tarafından gerçekleştirilen yeni bir patent başvurusu, bir süredir hakkında konuştukları yeni inovasyonun detaylarını içeriyor. Bu patent, büyük televizyon ve film stüdyoları arasında popülerleşebilir. Ancak muhtemelen Xbox kullanıcılarını pek de sevindirmeyecek.
“Kullanıcıyı İzleyerek İçerik Dağıtımını Düzenleme” başlığıyla sunulan patent başvurusu PlayStation Move ve Xbox 360 Kinect’te olduğu gibi kamera ve sensörler kullanarak odadaki insanları gözleyen, sayan ve bazı durumlarda televizyon, film ya da diğer içerikleri izleyenleri tanıyan bir sistemi temsil ediyor. Patent başvurusunda bu teknoloji “tüketici dedektörü” olarak tanıtılıyor.
Olası bir senaryoda sistem, TV programını ya da filmi odada kaç kişi izliyorsa ona göre fiyatlandırma yapıyor. Ya da kullanıcı sayısı lisansta belirtileni aşarsa kullanıcıdan ek ücret talep ediliyor. Sistem ayrıca izleyicilerin yaşını da dikkate alıyor, örneğin yetişkinler için oluşturulmuş içerikleri yalnızca yetişkin izleyicilere gösteriyor. Bu patent başvurusu yaş tayini sisteminin nasıl işleyeceğini açıklamasa da, Microsoft’un önceki sene yaptığı patent başvurusunda açıklanan bir sistem, çeşitli sensörler kullanarak vücut ölçüleri üzerinden yaş tahmini yapıyor.
Başvuruda bulunan ve bahsetmeye değer bir diğer izleme aracı da başa monte edilen, gözlüğe benzer bir aygıttı. Bunun bir VR başlığı olduğunu daha sonra öğrenmiş olduk. Üstelik bu işi Microsoft'tan önce ele alan markalar oldu.
KULLANMAK TERCİHE BAĞLI OLACAK
Son yıllarda ara ara gündeme gelen bu tip patentlerle ilgili ilk başvurular Nisan 2011’de gönderilmişti. Bu ve bunun gibi başvurular şirketin mühendis ve araştırmacılarının nelerle uğraştığının kanıtı olsa da Microsoft’un gerçekten de “tüketici dedektörü”nün Xbox’ın yeni neslinde ya da Kinect’te veya başka bir şeyde sunup sunmayacağını kesinleştirmiyor.
Teknolojiyi tanıtılsa bile kullanmaktan kaçınmanın sınırsız yolu var gibi duruyor; tabii ki teknoloji yaygınlaşıp, içerik üreticileri sistemin üzerine eğilmediği sürece. Ama kim bilir, belki bir gün maç izlemeye kaç kişi çağıracağınızın hesabını tutarsınız.
Elbette bu gibi patenlerin alınması ürünlerin hemen gerçek olacağı anlamına gelmiyor ama şimdiden bu konuda dikkatli olmakta fayda var. Bu şirketler yok olmaya mahkûm değil. Bu teknolojiler bir gün gerçek olacak ve allanıp pullanarak bize sunulacaklar. Ne pahasına olursa olsun, böyle bir ürünü oturma odanıza sokar mısınız?