YAZARLAR

'Rusya, El-Bab’ın Türkiye nüfuz alanına girmesini kabul etti'

Rus basının gündeminde El Bab operasyonu vardı. 3 askerin hayatını kaybetmesine neden olayın iki ülke ilişkilerine zarar vermeyeceği belirtilirken, Rusya'nın El Bab'ı Türkiye'nin nüfuzuna bırakmayı kabul ettiği iddia edildi. Gündeme gelen bir diğer ihtimal ise Suriye ordusu ve ÖSO arasında çatışma yaşanabileceği.

Geçen hafta El-Bab operasyonu, “üçlü eksen”in kaderi ve anayasa referandumu, Türkiye’yi takip eden Rus medyasının en çok ilgisini çeken konulardı.

'KÜRT SORUNUNA, TRUVA ATI ROLÜ VERİLDİ'

REGNUM Ajansı sitesinde yayımlanan yazıda Stanislav Tarasov, Donald Trump’ın Orta Doğu’da attığı ilk adımları değerlendirdi. Yazara göre, çoğu yorumcuların beklediğinin tersine, yeni ABD yönetimi bölgede aktif bir politika yürütüyor.

Obama, hem Türkiye hem Suriyeli Kürtlerle iyi ilişki korumaya çalışırken Trump’ın ekibi, Ankara’nın "terörist" olarak nitelendirdiği, Kürt birliklerine silah ve teçhizat sevkiyatını artırdı. Hatta YPG heyetinin, ABD ziyareti Beyaz Saray'ın gündemine girmiş bulunuyor.

Tarasov’un deyişiyle, “IŞİD sorununun, bölgede eskiye dayanan birçok jeopolitik çalkantının sadece bir belirtisi olduğunu görüyoruz. Öte yandan Donald Trump’ın yürüttüğü politika çerçevesinde, Kürt sorununa hem Türkiye, hem İran’a karşı 'Truva atı' rolü verilmiş.” Bölgenin huzura kavuşmasının uzun süreceğini belirten Tarasov, bunun var olan sınırların değişmesi ile gerçekleşebileceğini iddia etti.

Öte yandan ABD; Rusya, Türkiye ve İran’ın “manevi ittifakını” bozmak için çaba harcıyor. Tarasov, Amerikan’ın yeni yönetiminin gözünde uluslararası terörün odağı artık IŞİD’in değil, Tahran olduğunu öne sürdü. Tarasov'a göre Beyaz Saray, Ankara’nın bir süre evvel Tahran’a kaptırdığı bölgenin “baş aktörü” rolünü yeniden almasını hedefliyor ve aynı zamanda Moskova’ya olumlu sinyaller gönderiyor. En azından sözde...

Tarasov, bu politikanın amacının Rusya, Türkiye ve İran’ın kurduğu üçlü eksenin gerçek ittifaka dönüşmesine izin vermemek olduğunu savunuyor.

'EL BAB TÜRKİYE'NİN NÜFUZ ALANINDA KALACAK'

Uzmanlar, Gazeta.ru’ya Türkiye’nin Suriye operasyonunu değerlendirdi. Moskova Üniversitesinden Vladimir İsaev, "El-Bab’ı elde etme yarışına giren Suriye ordusu ve Ankara’nın desteklediği ÖSO arasında çatışma çıkabilir. Bu durumdan kazançlı çıkacak tek taraf IŞİD olur" dedi.

Askeri uzman ve emekli albay Viktor Murahovskiy ise, Rus ve Türk askeri yetkilileri arasında “sorumluluk alanı paylaşımı” yapılmadan El-Bab operasyonuna başlanmasının mümkün olmadığını iddia etti. Bu tezi paylaşan Çağdaş Türkiye Araştırma Merkezi'nden Yuriy Mavaşov ise, El-Bab’ın Türkiye nüfuz alanına girmesine Moskova’nın çoktan “evet” dediğini öne sürdü.

El-Bab’ın Türkiye'nin kontrolünde kalacağını söyleyen Rusya-Doğu-Batı Araştırma Merkezi Müdürü Vladimir Sotnikov, Rus uçağının kazaen Türk askerlerini vurması iki ülkenin arasındaki ilişkilere olumsuz şekilde etkilemeyeceğini savundu. Sotnikov, “Türkler de Rus uçağını kazaen düşürmüştü. Ama iki ülke bu olayı aşmış... Şimdi NATO ile arası bozulan, iç problemleri çoğalan, IŞİD’e karşı yürüttüğü savaşta desteğe ihtiyacı olan Türkiye, Rusya’ya muhtaç" diye konuştu.

'İRAN KARŞITI KOALİSYON YAKINDA KURULABİLİR'

Eho Moskvy radyo sitesinde çıkan yazıda Elnur Melikov, "İran karşıtı koalisyonu yakında kurulabilir" dedi. Yazara göre, Obama’nın İran politikası, “Rusya'nınkinin yanında bile şizofrenik duruyordu.” Hamas ile Hizbullah’ı "terörist" ilan eden Washington, söz konusu örgütleri açıktan destekleyen Tahran’dan yaptırımları kaldırarak, müttefiği İsrail’i büyük tehlikeye soktu.

Melikov, "Bundan sonra karşımızda iki alternatif var. İran, İsrail devletini resmen tanıyacak ve teröre verdiği desteği kesecek. Aksi halde ABD, dünya barışını tehdit eden şimdiki İran rejimini yok edeceğini ilan etmeli" ifadelerini kullandı.

Melikov’a göre, İran yönetimi birinci seçenekten vazgeçeceği için Netanyahu ve Trump, İran karşıtı koalisyonunu kurmaya şimdiden kurmaya başlayabilirler. Koalisyonda İngiltere, Suudi Arabistan, Katar, Mısır, Azerbaycan ve belki de Türkiye yer alacak.

"Çünkü Türkiye, Şii İran ile yıllarca savaşmıştı. Bugünlerde de Tahran Türkiye’ye dostça davranmıyor ve nihayet Türkiye hala bölgenin tek NATO üyesidir. Tahran rejiminin devrilmesi ile Recep Tayyip Erdoğan, Irak’ın Kerkük ve Süleymaniye eyaletlerini kontrol altına alabilecek."

Melikov yazısını bitirirken, "kendilerini Türk sayan 30 milyon İran’lı Azeri’nin kaderinin, Türkiye’yi doğrudan ilgilendirdiğini” ifade etti.

'TÜRKİYE'NİN IŞİD'E KARŞI TUTUMU DEĞİŞTİ'

İzvestiya gazetesine konuşan, Rus Parlamento Üst Kanadı Federasyon Konseyi Dış İlişkiler Komitesi üyesi İgor Morozov’a göre, Türkiye’de sık sık yaşanan tutuklamaların, hükümetin "Bundan önce görmezlikten geldiği güçlere artık farklı yaklaşım gösterdiğinin” belirtisi olduğunu öne sürdü.

Morozov, "Türkiye’nin IŞİD’e karşı tutumu değişti ve Erdoğan, 'çoğu zaman Türkiye rejimine düşman olan güçlerin elinde piyon durumuna düşen' IŞİD’in Türk devlet adamlarına karşı terör eylemlerinde bulunduğunu gördü" dedi.

Rus siyasetçi, “Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi rakiplerinin de tutuklanması”nın, Türkiye kamuoyunun hoşnutsuzluğuna yol açtığını iddia etti.

'REFERANDUM SONUÇLARINI KESTİRMEK MÜMKÜN DEĞİL'

Anjelika Basisini, RBC sitesinde Nisan ayında yapılması beklenen referandum sonuçlarını değerlendirmeye çalıştı. Yazar, oylamadan “Evet” çıkarsa Erdoğan 2029’a kadar makamını koruyacağını, yetkilerinin çok daha geniş olacağını, Başbakanlık makamının 2019’da kalkacağını yazdı. Basisini, "Anayasa kanun taslağına karşı çıkan parlamento muhalefeti lideri Kemal Kılıçdaroğlu, taslak için, 'Meclisin kendi tarihine ihaneti' dedi" ifadelerine yer verdi.

Basisini’ye göre, referandum sonuçlarını şimdiden kestirmek mümkün değil. Gur's A&G Research’ün yaptığı anketten taslağa %52, Metropoll’ün anketinden ise %51 “Hayır” çıktı.

Rusya Bilimler Akademisinden Viktor Nadein-Rayevskiy, darbe girişiminden sonra pozisyonunu sağlamlaştıran Erdoğan’ın, Türkiye’yi ılımlı İslamizm’e sürüklediğini öne sürdü. Gazeteye konuşan Türkolog İlşat Sayetov, "Türkiye rejimini desteklemeyen her bir vatandaş artık birdenbire kendisinin 'FETÖ’cü' olduğunu öğrenip her an onbinlerce 'siyasi tutuklular' arasına girebilir” dedi.


Andrey İsaev Kimdir?

Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun. Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü ile Kazan Devlet Üniversitesi'nde çalıştı. Toplam 17 yıl çeşitli görevlerde Türkiye’de bulundu, Çin ve Hindistan’da çalıştı. Gazetecilik, araştırmacılık ve çevirmenlik yapıyor. RS FM radyosu kurucularından ve ilk genel müdürü.“Eski Çağ Türkiye tarihi” ve “Hint-Avrupa Mitolojisi: bir inceleme denemesi” adlı kitapları var.