ABD ile karşı karşıya
Menbiç Rakka’dan daha kolay gibi görünüyor ama bu büyük bir yanılsama olabilir. İdeoloji sahibi, belli bir strateji ile hareket eden Kürtler yıllardır bölge genelinde edindikleri birikim ile savunma yapacaklar. Tek istisna ABD tarafından ikna edilmeleri.
Suriye’deki savaşın kalbi Afrin–Halep–Rakka üçgeninde işler gün geçtikçe daha da karışıyor.
Türk kamuoyuna uzun bir dönem Rakka–Menbiç totosu oynatan hükümet sonunda Menbiç’te karar kıldığını bizzat Erdoğan’ın ağzından açıkladı.
Hoş Suriye’yi iyi takip edenler ve savaşın dinamiklerini bilenler için Rakka seçeneği hiçbir zaman gerçekçi bir seçenek değildi ama hükümet ya tutarsa mantığı ile ABD nezdinde bir hayli uğraştı. En sonunda ‘PYD (YPG) varsa biz yokuz’ denilerek Rakka seçenek olmaktan çıkarıldı.
Türkiye’nin, desteklediği silahlı gruplar ile birlikte El Bab’ı almasından sonra Suriye ordusu çok stratejik bir hamle ile Tadif’i aldı. Rakka için dile getirilen iki gidiş yolundan birini de kesmiş oldu. Ardından daha önemli bir adım atıldı ve Suriye ordusunun hakim olduğu alan ile Kürt bölgesi (Menbiç) birleşti.
Kürt cenahından yapılan ‘olumlu gelişmedir, en azından lokal ekonomiyi canlandıracak’ açıklaması bundan sonraki olası durumlarda Suriye ordusu ile YPG arasında işbirliği olabileceğinin de sinyali aynı zamanda.
İşbirliğinin olması için zemin de mevcut. Birincisi Suriye, davetsiz olarak kendi topraklarında bulunan Türkiye’ye karşı böyle bir işbirliğine neden girmesin? İkincisi Kürtler her ne kadar bazı konularda Şam ile sorun yaşıyorsa da yönetim (ordu) ile işbirliği yapılması gerektiğinin pekala farkındalar.
Tabii bugüne kadar yönetime karşı savaşan, Trump ile birlikte farklı bir beklenti içine girilmesine neden olan ABD’liler ile işbirliği ve ilişkiyi ‘abartmazlarsa.’ Daha önce iki tarafın karşı karşıya gelmesi bu nedenle olmuştu.
Menbiç Rakka’dan daha kolay gibi görünüyor ama bu büyük bir yanılsama olabilir. İdeoloji sahibi, belli bir strateji ile hareket eden Kürtler yıllardır bölge genelinde edindikleri birikim ile savunma yapacaklar. Tek istisna ABD tarafından ikna edilmeleri. Bunun dışındaki her olasılık kanlı senaryoları düşündürüyor. Sadece kendileri için değil Türk tarafı için de. Buna TSK ile Suriye Ordusunun sadece bir cadde tarafından ayrılmış bir çizgide komşu olduklarını da eklemek lazım.
Peki, Menbiç senaryosu bizde yüksek perdeden dile getirilirken aynı yerde ABD askerlerinin bayraklarını gözümüzün içine sokarcasına göstererek ortaya çıkmasına ne demeli?
ABD “YPG ile müttefikimiz arasında istenmeyen durumlar doğmasın” düşüncesi ile mi orada yoksa Türkiye’ye “fazla ileri giderseniz daha önce tüm ısrarlarınıza rağmen YPG’den yana ortaya koyduğumuz tavır somutlaşır” mesajı mı veriliyor? Bir yandan Suriye’de Rakka için ortak operasyonu konuşan iki ülke karşı karşıya gelebilir mi? İkisi de NATO üyesi stratejik ortaklar için düşük bir olasılık. Ama unutmayalım Irak’ta askerlerimizin kafasına çuval geçirildiği zaman iki ülke arasındaki ilişkiler daha sıkıydı. Bu senaryo ABD’nin değil Türkiye’nin kararlılığına bağlı. Çünkü ABD çok öncesinden YPG ile ilgili tavrını ortaya koymuştu ve aynen devam edecek gibi görünüyor.
Erdoğan’ın operasyonun Menbiç’e yapılacağını açıklaması referandum öncesinde olacağını düşündürüyor. Bu durumda ‘şehit sayısı ile ters orantılı oy sayısı’ riskini göze alacak demektir. Referandum sonrasına kalırsa durum daha da belirsiz bir hal alabilir.
Suriye’de en güçlü askeri varlığa sahip olmasına rağmen Rusya ısrarla siyasi çözüm için uğraşırken Esad’ı devirme hedefini bir yana bırakıp kendi hesapları için Türkiye ve ABD’nin attığı adımlar durumu daha da çetrefilleştiriyor.
Dışarısı Cenevre masalları ile oyalanırken Suriye sahasında durumu daha da karmaşıklaştıran bu gelişmelere karşın Şam şimdilik sessiz bekleyiş içinde. Şam’ın Suriye’deki hayatın ikiye bölündüğü süreçte sorun yaşanmayan yerlerin dışında kalan bölgeler için beklemede olması anlaşılabilir. Tadif gibi stratejik adımların dışında hareketlenmeden eninde sonunda çıkmak zorunda kalacak olan rakiplerinin ne yapacağını görmek için bekliyor.