YAZARLAR

2028’e karşı 2024

Hollanda 2028 için gelişmeye devam etsin, 2024 Olimpiyat Oyunları nasılsa Türkiye’nin. Vermezlerse de bu Türkiye düşmanlığında! Buna kuşku yok.

Hollanda. Türkiye’nin son 15-20 gün içinde arasını bozduğu 6 ülkeden sadece biri. Ama bu aralar ki kusursuz yalnızlığımızın Almanya ile birlikte en büyük gerekçelerinden. ‘Avrupa bizi istemiyor’ sloganlarının iki öznesinden biri. Politikacılarımızın tanımıyla ise Hollanda ‘bizim kürdan cebimiz’. Dolayısıyla her alanda olduğu gibi spor alanında da küçücük Hollanda ile dünya devi Türkiye arasında büyük bir fark olmasını bekleyebiliriz. Bildiğimiz kısımdan yani spordan bahsederek bu büyük farka dikkat çekmek isterim.

Önce spor politikalarından bahsedelim. Türkiye’nin ‘Madalya için ne olursa olsun yapın’, ‘Asıl olan tek şey başarıdır, katılmak da neymiş’ yaklaşımına karşın, Hollanda’nın ‘Herkes katılsın, başarı için doğru model belirlensin’ tekabülünü görebilirsiniz. Olimpiyat tarihi boyunca 94 madalya (39 altın, 27 gümüş, 28 bronz) alan Türkiye, kendisini geliştirmek için sağlıklı bir spor politikası belirlemezken, kürdan cebimiz ne yaptı? Tarihinde 122 altın, 130 gümüş ve 143 bronz olmak üzere toplam 395 Olimpiyat madalyası kazanan Hollanda, yine de sağlıklı bir spor politikası ve sürdürülebilir Olimpiyat başarısı için kendisine Avustralya’yı örnek seçmekten geri durmadı.

Avustralya’da model 1970’lerde daha ticari, işbirlikçi ve profesyonel hale döndü. Sporun sosyal hayatta ve kültüre etkisinin çok fazla olduğu görüldü. Avustralya, Olimpiyat’ladaki başarı için başarı anahtarlarını bulmaya odaklandı. Önce resmi bir plan belirlendi. Arkasından sportif yaklaşım devlet eliyle benimsendi ve ekstra kaynak yaratıldı. Ulusal Spor Enstitüsü ulusal spor politikasının aktif bir parçası oldu. Avusturya Spor Komisyonu ana karar alıcı gibi konumlandı. Ve bu iki kurumda Ulusal Spor Organizasyonu çatısı altında hem profesyonel hem de toplumun spora katılımı için programlar şekillendirdi. Avustralya, olimpik seviyede sporcu yetiştirmekten vazgeçip olaya daha bütüncül bakmaya başladı.

Asıl amacın tüm halkın spora katılımı olan Hollanda, 2028 Olimpiyat Oyunları’na ev sahibi olmak ve burada ülkelerini daha fazla sevindirmek için en doğru modelin Avustralya olduğunu düşündü. Hollanda, 2028 Olimpiyatları’na ev sahipliği yapma yolunda rol model seçimini yaparken son Olimpiyat Oyunları’nda ilk 10 içinde yer alan ülkeleri baz aldı. Nüfus, spora katılım, gayrı safi milli hasıla ve ulusal kültür nedeniyle kendilerine en yakın başarılı olarak gördükleri Avustralya’yı seçtiler.

Hollanda’ya bakıldığında kültürel gelenek gereği öncelikli tercihi hep altyapı ve amatör sporlara yönelmekti. Ancak Hollanda Spor Federasyonu daha elit sporlara yönelinmesi gerektiğini düşünüyordu. Bu sebeple hükümet ve HSF arasında bir anlaşmazlık vardı. 1980’lere kadar da bu sürdü. Bu tarihte elit spor politikası ayrıldı. Bugün de devam eden sistem gereği profesyonel ve halk sporu ayrımı yapıldı.

Avustralya’nın da rol modelliğini alan Hollanda, bir taraftan halkı spora yönlendirmeye devam ederken diğer taraftan ise 2028 ışığında elit sporcu yetiştirmek için 8 ana başlık seçti.

Elit Sporcuların altyapısı

Elit Sporcu programı

Elit sporcu yatırımları

Profesyonel yardım

Elit atletlerin konumu

Elit koç ve antrenörlerin konumu

Yetenek geliştirme

Bilimsel destek.

2006-2010 arasında Hollanda spor politikası 3’e ayrıldı. Egzersiz yap (Herkes yaşam kalitesini arttırmak için harekete geçsin), katıl (Toplumun spor aktivitelerine katılmasını sağlaması) ve performans ( Elit sporcuların performanslarını iyileştirmeye odaklanmak ve teknolojik gelişmeleri yakından takip etmek).

Bu sayede yaklaşık 17 milyon nüfusa sahip Hollanda’da 4.5 milyondan fazla insan en az bir spor kulübüne üye. Ülkede yaklaşık 35 bin spor kulübü var ve 15 yaşından büyük nüfusun üçte ikisi haftada en az bir spor faaliyetine aktif olarak katılım sağlıyor. Kibrit cebimiz Hollanda, sadece spor araştırma programlarına 9.75 milyon euro harcıyor.

Türkiye’den bakınca ne kadar uzak duruyor bunca rakam. Her hükümetle, her spor bakanıyla değişen, keyfiyet içeren spor politikalarının dünyanın kıskandığı Türkiye’ye ne kazandırdığı ortada. Sürekli kavga, altyapıdan başlamak üzere sadece ve sadece kazanma baskısı, eğitimle koordine olamayan bir spor yapısı, yönetemeyen yöneticiler, geliştiremeyen altyapı antrenörleri, özeleştiri yapamayan, ders almayan ama illa ki veren üst yapı hocaları, futbola kitlenmiş bir spor dünyası.

Neyse Hollanda 2028 için gelişmeye devam etsin 2024 Olimpiyat Oyunları nasılsa Türkiye’nin. Vermezlerse de bu Türkiye düşmanlığında. Buna kuşku yok.


Onur Salman Kimdir?

Basına 2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde stajyer olarak adım attı. İki aylık staj ve Cumhuriyet’in spor ekindeki yazılarda sonra Eurosport Türkiye’de spiker ve editör olarak çalıştı. 2009 yılında Radikal gazetesine editör olarak geçerken, Eurosport’ta da yarı zamanlı spikerlik yapmaya devam etti. Medya macerasına 2012-2016 yılında Hürriyet’te devam etti. 2016 yazından beri Gazete Duvar’da çocukluk hayalini sürdürüyor. Köken Eurosport olunca tahmin etmesi kolay. Asıl ilgi alanı ‘başka sporlar.’