Yıkılmış kentlerden yenileri doğar mı?
İmkansız Uzam sergisi üç genç sanatçının önermelerini sunuyor. Sergi 5 Mayıs'ta bitiyor.
Yer, aidiyet, yıkım, inşa, kent ve hafıza son yıllarda yoğunlukla gündemimizde olan kavramlar. Neoliberalizm ve savaşın yarattığı tahribat birçok sanatçıyı bu konuları düşünmeye sevk ediyor. Deniz Aktaş, İhsan Oturmak ve Hasan Pehlevan'ın Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri'de açtıkları "İmkânsız Uzam" sergisi de yıkımla olan ilişkimiz etrafında şekilleniyor.
"Uygarlık anlatısının yerleşme ile ilişkisinden ulus-devlet sistemlerine, küresel enternasyonalizm tahayyülünden, göç-sürgün ve yer değiştirmeyle coğrafya-aidiyet-kimlik kavramlarının değişimine, zaman ve mekan sınırlarının sürekli değişen akışkan ağlara evrilmesine, ister fiziksel ister algısal olsun mekan kavramı öznel deneyimin uzamı haline gelir," diyerek sergiyi açıyor küratör Derya Yücel. Ardından "Coğrafya, toprak, yer, kent, mahalle, ev ve uzamsal aidiyeti tarif edebilecek her türlü tanım bugünün anlam dünyasında hala mümkün olabilir mi?" diye soruyor. Üç sanatçının birbiriyle iletişim halinde, oda oda yayılan işleri bu olasılık üzerinden hareket ediyor.
Deniz Aktaş'ın kağıt üzerine mürekkepli kalemle çizdiği desenler karşılıyor ilk odada. Farklı şehirlerdeki yıkım görüntülerinin ortak bir bellek üzerinden bir araya geldiği bu üç çizim serginin ele aldığı temalara sessiz bir giriş yapmamızı sağlıyor. Aktaş'ın çizimleri ilk başta fotografik imgeleri hatırlatıyor, ancak farklı açılardan işlere yaklaştığımızda bizi yıkımın tekinsiz atmosferine sokuyor. Sanatçı bir anlamda yıkımın imgelerini görsel tekniğiyle soyutlayarak serginin atmosferini açıyor.
İkinci odada İhsan Oturmak'ın Çatalhöyük'ten referans alan kent manzaraları yer alıyor. Oturmak'ın enstalasyon ve yağlı boyalarının temel argümanı yaşam alanlarımızı yeniden düzenlemek üzerine kurulu. Çatalhöyük bilindiği üzere medeniyetin ilk yerleşim yerlerinden. Aynı zamanda sadece bir köy değil kentleşme sürecine giden adımların da atıldığı yer. Yaklaşık iki bin yıl boyunca binlerce insana mekan olan Çatalhöyük, Oturmak'ın kent ütopyasında bir hareket noktası oluşturuyor. Damdan dama geçilen sokakların altındaki evler ve daraltılmış araçlar sanatçının oluşturduğu ütopik argümanlar. Paris başta olmak üzere birçok modern kent mimarisinin kaynağı olan Haussmann'ın halk hareketlerini bastırmak üzerine geliştirdiği kent planlamasının karşısına Oturmak yeni önermeler sunuyor.
Üçüncü ve son odadaki Hasan Pehlevan'ın işleriyse sergiyi bugünkü kent tartışmalarına getiriyor. Fikirtepe'deki kentsel dönüşüme uğramış alanlara kadim motifleri hatırlatan ancak bugüne de referans veren görsel müdahalelerde bulunuyor sanatçı. Yıkım alanlarına yaptığı görsel müdahaleleri fotoğraflarla sergiye taşıyan Pehlevan bölgeden getirdiği duvarları da benzer motiflerle galerinin duvarı yapıyor.
Sabancı Üniversitesi'ne ait Minerva Palas'ın bodrum katında yer alan Kasa Galeri Derya Yücel'in küratörlük çalışmalarıyla yeni düşüncelere ve sanatçılar arası ortak çalışma pratiklerine açık bir alan oluşturdu. Galeri ismi taşımasına rağmen standart galericiliğin dışında işlere yer vermesiyle verimli bir düşünce, üretim ve izleme alanı sundu. Deniz Aktaş, İhsan Oturmak ve Hasan Pehlevan Diyarbakır'da doğup Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde eğitim almış üç genç sanatçı. Bir anlamda 90'larda yükselişe geçen Diyarbakır mucizesinin devamlılığını sürdürüyorlar. Ancak "yeni kuşak" kavramla ve politikayla olduğu kadar renk, doku ve formla da ilgileniyor. İmkansız Uzam sergisi Diyarbakır mucizesinin dönemin konjonktüründen kaynaklı tek atımlık bir hamle olmadığının kanıtı. Aynı zamanda günümüz kent tartışmalarına evrensel imgeler üzerinden önermeler sunuyor.
Sergi, 5 Mayıs, 2017 tarihine kadar Kasa Galeri’de izlenebilir.