ABD müdahalesi Rusya'nın gündeminde
ABD'nin Suriye'ye düzenlediği füze saldırısı Rus basınında gündemindeydi. Saldırının Rusya-ABD ilişkilerine zarar verdiği belirtildi.
ABD’nin Suriye’ye 7 Nisan’daki müdahalesi, Rusya’da olayın Rus-Amerikan ilişkilerine zarar verdiği ve artık ABD ile işbirliğinden bahsedilemeyeceği şeklinde yorumlandı. "Fırat Kalkanı"nın tamamlanması ve Türkiye ile Rusya arasındaki “sebze savaşı”na önemli yer ayıran Rus medyası, Orta Asya’da devam eden siyasi ve ekonomik hareketliliği takip etmeyi bırakmıyor. Ayrıca “Rus Oscarı” yarışması dikkatimizi çekti.
Amerika’nın füze saldırısını hemen ardından Rusya Federasyonu Milli Güvenlik Konseyi toplandı. Gazetecilere açıklama yapan Vladimir Putin’in sözcüsü Dmitriy Peskov, konsey üyeleri tarafından olayın Rus-Amerikan ilişkilerine büyük zarar verdiğini şeklinde değerlendirildiğini bildirdi. İdlib’teki kimyasal saldırıya da değinen Peskov’a göre, "Suriye’nin kimyasal silahlarını yok etmesi BM’ye bağlı Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü tarafından doğrulanmıştır."
Rusya Dış Politika ve Savunma Konseyi Müdür Yardımcısı Dmitriy Suslov, “Bundan sonra Rus-Amerikan ilişkilerinin geleceği yok. Eski Trump da yok ve (ABD ile) işbirliğinden artık bahsedilmez bile” dedi.
Politik ve Askeri Analiz Enstitüsü Müdür Yardımcısı Aleksandr Hromçihin’e göre Suriye ordusuna yapılan saldırının birkaç sebebi var. Birincisi, Amerika’da “hiç kimse” Rusya ile barışmaktan yana olmadığından Trump’a “her taraftan” baskı yapılıyor. İkincisi, “açıkçası” yeni ABD Başkanı’nın ne stratejisi var, ne de Ortadoğu’da olup bitenlerden anladığı bir şey. Nihayet Şam ordusuna yapılan saldırı Başkan’ın “dürtüselliği” ile izah edilir.
Öte yandan Jirinovskiy’in Liberal Demokrat Partisi Milletvekili Andrey Didenko, Trump’ın, kendisine “palavra” raporları sunan ekibi işten çıkarma zamanının geldiğini dile getirdi.
RBC Daily gazetesinde yayımlanan yazıda Georgiy Makarenko “Fırat Kalkanı” operasyonunu değerlendirdi. Operasyon amaçlarının zaman gittikçe değiştiğine dikkat çeken yazara göre, ilk etapta Ankara’dan yapılan açıklamalar Cerablus ve El Bab’ı amaç gösterirken zamanla IŞİD’in Rakka’sı ve Kürtler tarafından alınan Menbiç, TSK’nın “varış noktaları” oldu. Ne var ki Şam ordusu Türklerin Rakka yolunu kesti, Moskova ile anlaşan Kürtler, Menbiç cephesini gene Şam ordusuna bıraktı. Yazarın deyişiyle bunun neticesinde bir yere ilerleyemeyen Türk ordusu, “Fırat Kalkanı”nın başarı ile sonuçlandığını ilan etmekten başka çare bulmamış.
Rusya Akademisi Şarkiyet Enstitüsü uzmanlarından İlşat Sayetov’a göre operasyonunun başlıca amacı Rakka değil, PYD ve Menbiç imiş. Sonucu net gözükmeyen referandum yaklaştıkça Erdoğan’ı destekleyen seçmenleri “mobilize etme aracı”na ihtiyaç duyulur. Sayetov, Ankara’ya göre “Kürtlere savaş” böyle araç olacaktı, diyor. Ne var ki Kürtlerin arkasından ABD ve Rusya çıkmış.
Yazar, Erdoğan’ın son Moskova ziyareti sırasında Ruslar’dan Menbiç'i istediğini ama Fırat Kalkanı “başarı” ile sonuçlandığına göre olumlu cevap alamadığını iddia etti.
Öte yandan Moskovskiy Komsomolets gazetesine konuşan RUDN Üniversitesi uzmanlarından Dmitriy Yegorçenkov, Fırat Kalkanı’nın amaçlarına ulaştığını öne sürdü. Bununla beraber TSK’nın Suriye’den çekileceğine dair her hangi bir açıklama yapılmadığına göre Türkler her an yeni bir operasyona başlayabilir.
Bu münasebetle Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilere değinen Yegorçenkov, hem siyasi hem askeri alanlarda koordinasyon devam ederken Türklerin Suriye’nin kuzeyindeki “silahlı muhaliflerin önemli kısmını kontrol ettiğini unutmayalım”, dedi. Ayrıca yazara göre Kuzey Suriye’de Moskova’nın sayesinde Kürtler ile Esad arasında yeniden diyalog sağlanmış.
EADaily ajansı sitesinde çıkan yazıda Kuzey Suriye’deki olası gelişmeler ele alındı. Makalenin yazarına göre Ankara’nın kontrol ettiği bölgelerde uyguladığı tedbirler daha çok “kolonizasyon” sürecini andırır. Yerli yönetim organları kurulsa da Türk askerlerinin geri dönme niyeti hiç yok. Türkiye 2500 km2’lik alanda askeri, ekonomik ve siyasi nüfuzunu gittikçe artırıyor.
Ne var ki Recep Tayyip Erdoğan’ın kurulmasını planladığı güvenlik bölgesi iki kat daha geniş olacaktı. ABD’nin Rakka yolunu ve Rusya’nın Menbiç yolunu kesmesi ile Ankara büyük hayal kırıklığına uğradı.
Yazarın deyişiyle buna katlanmak zorunda kalan Türkiye, kontrol ettiği bölgede Türkmenlere dayanarak nüfuzunu pekiştirmek ve Afrin’e taarruza hazırlanmaya yoğunlaştı.
Doğu istikametine ilerlemekten vazgeçtirilen Ankara, ABD ve Rusya’dan batıya yani Afrin’e doğru hareket etme olurunu bekliyor. Ajansa göre referandum arifesinde taraftarlarının güvenini “tazelemeye” çalışan Erdoğan’ın planı, oradaki Kürtleri Esad’ın kontrol ettiği topraklara püskürterek Afrin’e Türkmenleri yerleştirmekten ibaret.
Prime ajansına röportaj veren Rusya Başbakan Yardımcısı Arkadiy Dvorkoviç, Türkiye’nin Rus mallarına uyguladığı “yasaklayıcı gümrük vergisini” kaldırmadığı takdirde Rusya’nın “belki de karşılık vermek zorunda olacağını” ama gene de sağduyunun üstün geleceğine umduğunu söyledi.
Kommersant gazetesinin mikrofon uzattığı Rus işadamları, buğday, mısır ve ayçiçek yağının Türkiye’ye ihracatı durursa Rusya’nın zararının 500 milyon dolara dayanacağını tahmin etti.
Öte yandan gazetecilerle konuşan Rusya Federal Veteriner ve Bitki Sağlığı Gözetim Servisi (Rosselhoznadzor) temsilcisi Yuliya Melano, Türk menşeli domateslerin “büyük ihtimal ile” Rusya’ya Gürcistan üzerinden geldiğini iddia etti. Kendisine göre domatesin yetiştiği ülke sadece polen tahlili ile saptanır ama Türkiye, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’da yetiştirilen domates poleni aynıdır.
Bununla birlikte son dönemde Gürcistan’ın Türkiye’den domates ithalatı 6.4 milyon dolardan 23.3 milyon dolara çıkarken Gürcistan’ın Rusya’ya domates ihracatı 0.35 milyon dolardan 2.0 milyon dolara “fırlamış”.
Rusya’da yaşayan Özbek İktisat Bilimci Bahtiyer Ergaşev, EADaily’e Özbekistan’ın transit alanında girişimlerini anlattı.
Son zamanlarda Özbek siyasetçilerin Türkmenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’a yaptığı ziyaretlere dikkat çeken Ergaşev, Taşkent’in “Kafkasya Transit Koridoru”na büyük önem verdiğini bildirdi. Projenin amacı, Orta Asya devletlerini, inşaatı bitmek üzere olan ve Mersin Limanı'na varacak Bakü-Tiflis-Kars demir yoluna bağlamak. Neticede yerli mallar ve özellikle Çin malları doğrudan doğruya Akdeniz’e inmiş olacak.
Ergaşev’e göre bu proje Moskova’nın çıkarlarına ters düştüğü için, Rusya Pekin ve bölge ülkeleri ile transit konusunda bir uzlaşmaya varamaz ise, onu baltalamak adına gayret gösterebilir.
Yurt dışında daha çok “Tango ve Cash” filmi ile tanınan Andrey Konçalovskiy’in yönettiği “Ray” (Cennet) filmi bu sene, “Rus Oscarı” Nika Yarışması'nda zirveye çıktı. En iyi filim, en iyi yönetmen ve en iyi kadın oyuncu dallarında birincilik kazanan “Ray”, İkinci Dünya savaşı zarfında, (Konçalovskiy’in eşi Yuliya Vısotskaya’nın oynadığı) Fransız Resistance (Direniş) üyesi Rus mülteci Olga, Nazi işbirlikçisi Fransız Jules ve bir yüksek rütbeli Alman subay arasındaki ilişkileri anlatıyor.
1987’den bu yana düzenlenen Nika Töreni'nde konuşan Andrey Konçalovskiy, Rusya’da son yıllarda nihayet “Hollywood’dan bağımsız” sinemacılığın meydana geldiğini söyledi.
Andrey İsaev Kimdir?
Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun. Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü ile Kazan Devlet Üniversitesi'nde çalıştı. Toplam 17 yıl çeşitli görevlerde Türkiye’de bulundu, Çin ve Hindistan’da çalıştı. Gazetecilik, araştırmacılık ve çevirmenlik yapıyor. RS FM radyosu kurucularından ve ilk genel müdürü.“Eski Çağ Türkiye tarihi” ve “Hint-Avrupa Mitolojisi: bir inceleme denemesi” adlı kitapları var.
'Kırım'da işgal açıklaması kabul edilemez' 24 Ağustos 2019
'Suriye Kürdistanı projesi şimdilik rafa kaldırıldı' 17 Ağustos 2019
ABD Kürtler ve Türkler arasında manevra yapıyor 10 Ağustos 2019
Basit bir silah ticareti jeostratejik boyut kazandı 03 Ağustos 2019 YAZARIN TÜM YAZILARI