YAZARLAR

Vietnam Kazanacak mumyası

Vietnam'ın sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı kurtuluş savaşının bilge lideri Ho Chi Minh, hastalığı ilerlediğinde yoldaşlarına öldükten sonra bedeninin yakılarak küllerinin okyanusa savrulmasını istediğini vasiyet etmişti. Yoldaşları ise öldükten sonra onu mumyalayarak cam bir tabutta sergilemeyi tercih etti.

12 Eylül'den önceydi. Önemli bir insandım. Koğuşta kitap sorumlusuydum. Çok kitabımız vardı. 'Vietnam Kazanacak' çok okunan bir kitaptı. Kapağı yırtılmıştı. Askeri battaniyeyi kesip kitap kapağı yaptım. Kesilmiş battaniyeyi üstüme örttüğümde köşesine yüzümü yerleştiriyordum. Rahat uyunuyordu. Kapak da güzel olmuştu. Kahverengi ve yumuşaktı ama kitap bitlenebilir diye düşünüyorduk. Havalandırmaya çıktığımızda onu da yanımıza alıp bit arıyorduk...

10-15 yıl kadar önce bir kadın arkadaş anlatıyordu. Vietnam'ın deniz kıyısında bir yerde güneşlenmek için kumsala yatıyordu. Etrafındaki Vietnamlı kadınlar her taraflarını örten giysilerle geziyorlardı. Güneşe yakalanıp yanmak, kararmak istemiyorlardı. Köylü gibi kavruk olamazlardı. Vietnam televizyonlarında en çok dönen reklam Nivea'nın beyazlaştırıcı kremiydi. Reklamda erkek kadının güneşten yanmış elini görünce suratını ekşitip kaçıyordu. Sonra kremle beyazlaşan kadınla yeniden bir aşk başlıyordu. Bembeyaz bir sayfa açılıyordu önlerinde...

Vietnam'ın sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı kurtuluş savaşının bilge lideri Ho Chi Minh, hastalığı ilerlediğinde yoldaşlarına öldükten sonra bedeninin yakılarak küllerinin okyanusa savrulmasını istediğini vasiyet etmişti. Yoldaşları ise öldükten sonra onu mumyalayarak cam bir tabutta sergilemeyi tercih etti. Devrimi de mumyaladılar. Artık devrim sembolik, simgesel, donuk ve ölüydü. Ölülerimize nasıl davranırsak ona dönüyordu galiba hayat. Okyanuslara savrulsaydı kelebek etkisi olacaktı belki...

Lenin, öldükten sonra annesinin yanına gömülmek istediğini söylemişti. Yoldaşları bunu uygun bulmadılar ve onu mumyalayıp, yaptırdıkları kelli felli anıt mezara yerleştirip ölüm yıl dönümünde ilkokul çocuklarının önünden sırayla geçmesinin ve ona selam vermesinin daha mantıklı olduğuna karar verdiler.

Mao'yu mumyaladılar. Halbuki Mao ölümü çelişkinin yenilenmesi diye tanımlıyordu. Tarık Ali Çin'i anlatıyordu; "Bir kasabanın önünden treni geçerken ilkokul çocukları Mao resminin önünde eğiliyorlardı. O zaman Çin devriminden umudumu kestim" diyordu.

Stalin, Mao, Kim Il-Sung, Kim Jong-Il öldükten sonra mumyalandı. Kemal Atatürk'ün bedeni öldükten sonra mumyalanarak yıllarca etnografya müzesinde bekletildi...

Filipinler diktatörü Ferdinand Marcos, 1989'da öldükten sonra karısı tarafından mumyalandı ve 1993'te ülkeye götürülerek Kahramanlar Anıtı'na defnedilmeye çalışıldı. Filipinler hükümeti buna izin vermeyince, Marcos'un mumyası Hawaii'deki villasının özel havalandırma sistemiyle donatılmış teras katında yatmaya devam ediyor. Derin dondurucuda bir diktatör var yani...

Derin dondurucuda bir diktatörle belki bir diktatörlük sürebilir de devrimci liderlerin ölmesine müsaade etmezseniz, devrimin yaşaması mümkün olabilir mi?


Metin Yeğin Kimdir?

Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; dünyada Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...