YAZARLAR

Merve'lerin, Berke'lerin atarı!

Ergenlerimizin bu kadar atarlı olması boşuna değilmiş. Çocuklukla yetişkinliğin arafında olmanın haklı huzursuzluğunu da düşünürsen durum; 'yakarsa dünyayı Merve'lerle Berke'ler yakar!' kıvamında.

Pisa’daki sürünmelerimizi haber almaya devam ettik. Vaktiyle kimin ahını almışsak, nasıl beddua etmişlerse artık, olduk paspas! Rakam üstüne rakam verdiler, sakızımızı alnımızın çatına yapıştırdılar.

Pisa, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı.15 yaşındaki 540 bin öğrenci arasında yapılıyor. Matematik, bilim ve okumada 72 ülke arasında 50'nci olarak, önceki dönemden bile daha geriye düşmüştük.

KPSS'ye kadarki çoktan seçmeli saçmalıklar silsilesinde okuduğumuz soru bankalarını da, okumaktan saymamışlar. Bir anlamda, 'kesinlikle hiçbiri' demişler.

Zaten, muhabbetlerimizdeki 'okumuyoruz azizim, okumuyoruz!'ların havada sevişmelerinden, 'dağılma' dönemine girdiğimiz belliydi. Velhasıl, ilk raporlar zorumuza gitti, nefsimize ağır geldi.

Derken, üçüncü rapor da yayınlandı.

Durum kötü mü? Evet!

Yeterince olağanüstü mü? Tabii ki!

Bu sefer mevzu, mutluluk...

Her yıl yayınlanan rapora göre, 72 ülke arasındaki en mutsuz öğrenciler bizim Merve’ler ve Berke’ler. 10 üzerinden 6.12 puan alarak 72 ülke arasında en son sıradayız.

Ergenlerimizin bu kadar atarlı olması boşuna değilmiş. Çocuklukla yetişkinliğin arafında olmanın haklı huzursuzluğunu da düşünürsen durum; 'yakarsa dünyayı Merve'lerle Berke'ler yakar!' kıvamında.

Meksikalı Marla ile Felipe ise mutlulukta ilk sırada. Bizim anne babalar:

“Yavrum senin Marla’ynan Felipe’den neyin eksik? Fittir fittir gezeceğine, kıçını kırıp adam gibi çalışırsan, sen daha mutlu olursun!” diyerek:

“Gerekirse bi sene daha hazırlan, daha iyi bir mutluluk kazan, iki senede evini arabanı al!”dan yana.

Konuyu, “Ne alakası var yav, ben malımı tanımıyor muyum, istese mutlu olur, eşşeoğlu zeki ama çalışmıyor” biçiminde değerlendirmekte ısrarlılar.

Gerekirse ‘ceket satılacak’, ‘saçlar süpürge edilecek’, eve özel hoca getirtilecek, takviye üstüne takviye alınacak...

Takviye şart!...

“Zaten çocoon temeli zayıf!... Berke’nin ilkokul öğretmeni biraz şeydi...” diyerekten, piyasaya sıcak para sokmaya azmedilecek.

Berke’ler ile Merve’leri alıp karşılarına:

“Sen önce geçerli bir meslek kazan, sonra hobi olarak mutlu olursun!”a bağlanan nasihatler verilecek.

Belki bir dayı çağırılacak konuşsun diye… Belki mesleğe geçmiş komşu kızı…

‘Çocuklardan ne öğrenebiliriz?’ yerine; ‘çocuklara ne öğretiriz?’ kafasındaki bizim milli eğitimin ise, ikna edici bir ‘savunma’ yapacağına eminim.

Ne de olsa aynı kişi, hem eğitime hem savunmaya bakan olabiliyor!


Özkan Özgür Kimdir?

Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünden mezun. 'Soğanın Cücüğü' adlı stand up gösterisi yapıyor. İletişim ve bireysel gelişim alanlarında danışmanlık yapıyor, eğitimler veriyor.