‘Mühendisten dürümcü’: Rolla
Biri Boğaziçi, diğeri ODTÜ mezunu yüksek mühendisler Avan ve Yılmaz, önceki mesleklerinde 'beyaz yakalı' çalışanlar olarak bu profilin ihtiyaçlarını iyi bildiklerini, dünyadaki yeme içme trendlerini de iyi takip ederek konseptlerini oluşturduklarını söylüyor.
Geçtiğimiz Aralık ayında Gastromasa Konferansı sırasında tanıştığım bir arkadaşımın yerinden bahsetmek istiyorum bugün. Rolla, İstanbul Koşuyolu'nda bir sene önce açılan, yeni nesil dürümcü sloganıyla yola çıkan küçük ve güzel bir restoran.
Kurucuları Mine Yılmaz ve Selçuk Avan, birisi Boğaziçi, diğeri de ODTÜ mezunu iki yüksek mühendis. Selçuk birçok ODTÜ mezunu mühendisin çalışmak için can attığı bir kurumda yıllar geçirdikten sonra hayatını değiştirmeye karar vermiş ve Şef Murat Bozok'un MBK okulunda eğitim alarak kendini bu konuda geliştirmiş. Aslında Selçuk ile sohbet ederken hikayelerimizin benzerliğine oldukça güldüğümüzü de söylemeliyim. Ama bir farkımız var, ben onun kadar cesur davranıp işi gücü bırakamadım.
Rolla’da endüstriyel hazır ürünlerden uzak, ‘iyi malzeme’ kullanılıyor ve yemekler günlük olarak hazırlanıyor. Sunumda ise her şey müşterinin gözünün önünde hazırlanıyor ve özellikle civarda çalışan ve öğle tatilini hem çabuk hem de sağlıklı seçeneklerle değerlendirmek isteyen müşterilere servis ediliyor.
Selçuk şef, tüm dünyada yaygınlaşan ‘Fine Food (İyi Yemek)’ akımının Anadolu mutfağı ile birebir uyuştuğunu, iyi ve sağlıklı bir yemeğin aynı zamanda çok lezzetli olabileceğini Rolla’da göstermeyi hedeflediklerini vurguluyor: “Artık çalışan insan hem kaliteli beslenmek hem de lezzetten ödün vermemek istiyor. Bunun yanında tabii ki yemeğe ödenen miktarlar ve harcanan zaman da haklı olarak önemseniyor. Kurumsal hayatta biz de aynı ihtiyacı çekiyorduk. ”
Biri Boğaziçi, diğeri ODTÜ mezunu yüksek mühendisler Avan ve Yılmaz, önceki mesleklerinde beyaz yakalı çalışanlar olarak bu profilin ihtiyaçlarını iyi bildiklerini, dünyadaki yeme içme trendlerini de iyi takip ederek konseptlerini oluşturduklarını söylüyor.
Hedefleri ise büyük. Dünya çapında dürümün ‘roll’ olarak adlandırılmasından yola çıkarak, Anadolu mutfağının lezzetlerini yenilikçi özellikleriyle tüm dünyaya yedirmek istiyorlar. Rolla’nın açılmasının üzerinden bir sene geçmiş ve bölgede kısa sürede müşterileri tarafından çok sevilen bir öğle molası mekânı haline gelmişler. Müşterilerinin yüzde 85’i düzenli müşteriler. Bunun nedenini açık mutfağa sahip restoranlarında müşterilerin izlemekten keyif aldıkları enerjileri ve sıkılmadan çok seçenek bulabilecekleri lezzetli menüleri olarak değerlendiriyorlar. Denediğim dürümlerin lezzetini düşünürsek, oralarda yaşıyor olsam ben de düzenli müşteri olmak için hiç vakit kaybetmezdim açıkçası.
Konseptlerini şöyle anlatıyorlar:
“Anadolu mutfağı dünyanın en renkli mutfağı. Mezelerimiz harika bir defa. Tandır, falafel hatta balık gibi baş tacı lezzetlerle uyumlu, hem de sağlıklı ve herkesin çok sevdiği atıştırmalıklar haline gelebiliyor. Ayrıca vejetaryen ve veganlar için de çeşit sıkıntısını ortadan kaldırıyor. Bu fikirden hareketle Rolla’da sloganımız şu: “Anadolu mutfağının baş tacı lezzetlerine, sos olarak günlük hazırlanan bol çeşit taptaze mezelerimizden ekle, garnitürünü seç ve damak zevkine göre kendi Rolla’nı yarat!’”
Koşuyolu’nda bir yıldır hizmet veren Rolla’nın menüsünde dürümün yanında salata ve günlük, değişen gurme ev yemekleri ile unsuz-şekersiz-yağsız tatlılar da yer alıyor. Hatta arzu ederseniz, rollaistanbul instagram hesaplarında da haftalık mönülerini takip edebilirsiniz. Rolla Koşuyolu Caddesi 106 numarada sizleri bekliyor.
Bu arada bugün Esma Sultan Yalısı’nda gerçekleştirilecek olan Timeout İstanbul’un 101 Lezzeti Festivali’nde de Rolla'nın lezzetlerini tatmanız mümkün.