YAZARLAR

O kare nefretinizden çok daha büyük

Fenerbahçeli ve Galatasaraylı kadın voleybolcuların şampiyonluk maçından sonra çektirdiği fotoğraf, saf spora olan inancının üstüne koca bir can suyu döküyor.

Çocukluk aşkındır. Daha ilk görüşte tutulmuşsundur. O da sana karşı boş değildir hani. Sensiz eksik olacağını daha o günlerde anlamıştır. Sen de tabii ki. Yıllar geçerken aşkınız değişmese de büyümeler etkilemiştir ilişkinizi. Nadiren senin, çokça onun gönlü kaymaya başlamıştır başka yerlere. Metal yorgunluğu denmez buna. Belki beklentilerin değişmesi denilebilir. Sen, sadece sana bağlanmasını istersin onun. O ise gerçek hayatın farkına varmıştır. Dışarıda onu cezbetmek isteyen ve bunu başaran onlarca etmen çıkmıştır. Bol para mesela, ya da bol şaşaa. Eskiden onu yalnızca senin gözlerin görür, senin istediğin şekilde sevip sevilirdin. Şimdi öyle mi ya? Dünya değişiyor, inanmak istemesen bile sen değişiyorsun, tabii ki o da değişiyor.

Sosyal medya giriyor işin içine, toplumun nefret beklentisi, ille de para, olmazsa olmaz büyüme hırsı. Ama özellikle de nefret. Çünkü çok para ediyor nefret bu topraklarda. Hem de çok popüler yapıyor. Karşınızdakinden ne kadar nefret ederseniz, sizin tarafınızda olanlar o kadar seviyor sizi. Para, ün, şan, şöhret… Hepsi peşi sıra geliyor.

TAM YENİLDİK DERKEN

Siz o sırada sadece sunu soruyorsunuz kendinize. Ya aşk? O çoktan çatıya saklandı diyorlar. Aşk artık prim yapmıyor bu topraklarda. Sevginin hükmü yok. Sevgi sandığımız şey, bizim gibi düşünmeyenlerden nefret etmek aslında. Ne kadar karşı çıksanız da gerçekle yüzleşmek zorunda kalıyorsunuz. Nefrete yeniliyor aşkınız.

Modern zaman dediğiniz içleri boşaltılmış kavramlar yumağı. Aşk mı buna karşı koyacak? Keşke ama zor. Gözlerimizin önünden insanlar ya da duygular geçmiyor artık. Kafamızdaki imajlar, kalıplar geçiyor. O insan ne olursa olsun senin kafandaki imajdan daha öteye gidemiyor. Senin ise aklın hâlâ o çocukluk günlerinin verdiği duyguda kalıyor.

GERİSİ SİNEK VIZILTISI

Ama artık daha fazla dayanamıyorsun. Kabul ediyorsun yenilgiyi. “Tamam” diyorsun artık. “Buraya kadar. Dünya benim görmek istediğim gibi bir yer değil. Çocukluk aşkımı bu yeni dünyanın kirliliğine kaptırdım. Umut yok.” Sonra bir ufacık fotoğraf çıkıyor karşına. Tüm karanlığın ortasında parıl parıl parıldıyor. Ve tekrar umut etmeye başlıyorsun. Kaybettiğini sandığın kalelerin hepsi yitip gitmemiş. Tek bir karede filizlenen bir fide olmuyor, koca bir orman yeşeriyor içinde.

Çocukluk aşkın olan spor, o eski günlerdeki gibi karşına çıkıyor. Fenerbahçeli ve Galatasaraylı kadın voleybolcuların şampiyonluk maçından sonra çektirdiği fotoğraf, saf spora olan inancının üstüne koca bir can suyu döküyor. Bu fotoğrafa atıp tutanların zırvaları, sadece sinek vızıltısı. Duyuyorsun, tiksiniyorsun, ama o fotoğrafın yüzüne saldığı gülümsemeye engel olamayacağını biliyorsun. Sonra fonda Bulutsuz Özlemi ve ümitlerinle yola devam ediyorsun. “Bir umuttur yaşatan insanı, aldım elime gitarı…”


Onur Salman Kimdir?

Basına 2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde stajyer olarak adım attı. İki aylık staj ve Cumhuriyet’in spor ekindeki yazılarda sonra Eurosport Türkiye’de spiker ve editör olarak çalıştı. 2009 yılında Radikal gazetesine editör olarak geçerken, Eurosport’ta da yarı zamanlı spikerlik yapmaya devam etti. Medya macerasına 2012-2016 yılında Hürriyet’te devam etti. 2016 yazından beri Gazete Duvar’da çocukluk hayalini sürdürüyor. Köken Eurosport olunca tahmin etmesi kolay. Asıl ilgi alanı ‘başka sporlar.’