Adalet Yürüyüşü yüzde 49'u buluşturacak mı?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı Adalet Yürüyüşü 6 günü geride bıraktı. Daha çok parti teşkilatlarının katılımıyla süren yürüyüşün, sanatçılardan, çeşitli sivil toplum örgütlerinden destek görse de henüz istenen hedefe, adalet arayan herkesi buluşturan bir harekete dönüştüğünü söylemek mümkün değil.

Yürüyüş henüz hedeflenen noktaya ulaşmadı ama referandum sürecinde "Hayır Cephesi" içinde farklılıkları ile bir arada duran tüm siyasi partiler ve oluşumlar gelişmeleri yakından izliyor. Yürüyüşün bundan sonraki etapları için bazı grupların katılım planları şekillenmeye başlarken bazı gruplardan da yürüyüşün HDP Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş'ın tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi'ne uzanması gerektiği görüşü seslendiriliyor.

CHP bu çağrı ve beklentileri izliyor ama yürüyüş planında bir değişiklik görünmüyor. HDP'den MHP'ye, Saadet Partisi'nden sivil toplum örgütlerine, adalet arayan tüm çevrelerin bu yürüyüşe katılması gerektiğini söyleyen CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, "Ama bunu bir pazarlık üzerinden, varışın nerede sonlanacağı üzerinden değil tam tersi burayı güçlendirmeye, adalet talebini çığlığa dönüştürecek pozitif bir katkıyla yapmak gerek" diyor.

Yürüyüşün Türkiye'nin demokrasisi adına önemli bir çıkış olduğunu belirten Erdem, "Genel başkan da bu hattı kurarken 'bu parti işi değildir' diyerek kitlelerle buluşturma arzusunu ortaya koydu. Buradaki yürüyüşün sahibi buraya gelen herkestir. Ne Cihangir İslam'a, ne Zülfü Livaneli'ye ne de Alper Taş'a bir davetiye gitmedi. Tüm toplum kesimleri bu işin ciddiyetini anlamalıdır. Bu işe mesafeli değil sahiplenici katılmalıdır" değerlendirmesinde bulunuyor.

MHP'Lİ MUHALİFLERİN BAKIŞI

Yürüyüşü yakından takip eden oluşumlar davetiye beklemiyor ama destek verirken CHP'ye dönük eleştirileri de saklı tutuyor. Son mahkeme kararıyla "Adaletin ruhuna fatiha" okuyan MHP'li muhaliflere göre CHP tartışmalı YSK kararı sonrası tavrıyla kötü bir sınav verdi. Buna karşın bir dizi açıklama ile yürüyüşe destek veren MHP'li muhalifler katılım konusunu ise ayrıca değerlendiriyor. Edindiğimiz bilgiye göre MHP'den ihraç edilen milletvekilleri ile Meral Akşener ve Ümit Özdağ'ın yürüyüşe katılımı söz konusu olabilecek. Ancak katılımın bu hafta olması beklenmiyor.

En çok merak edilen gruplardan biri de HDP'liler. HDP'den CHP'ye dokunulmazlıkların kaldırılmasından Suriye tezkeresine varana dek bir çok konuda tutumu nedeniyle ciddi itirazlar var. HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, geç de olsa yapılan bu yürüyüşe pozitif baktıklarını ama ilkeli bir duruşun önem taşıdığını söylüyor. Yürüyüşün bir başlangıç olarak görülebileceğini belirten Kerestecioğlu, atılan adımın "Senin ezilenin benim ezilenim. Senin milletvekilin benim milletvekilim" diye ayrıştırılmadan, tüm toplumu kapsayan bir adalet, demokrasi, barış arayışına doğru geliştirilmesi gerektiğini ifade ediyor.

HDP'NİN TAVRI

Peki HDP yürüyüşe katılarak destek verecek mi? HDP, bir çok konudaki tutumu nedeniyle "devlet partisi" olarak nitelendirdiği CHP'nin sokağa hem de böyle uzun süreli bir eylem için inmesini çok değerli ve önemli görüyor ama bir süre yakından izlemekten yana. HDP asıl kendi içinde bu yürüyüşle birlikte ortaya çıkan yeni durum ve zemini değerlendiren bir mücadele eylem planı üzerinde çalışıyor. Bu planda yürüyüşün İstanbul'a yaklaşan bölümüne bir heyetle katılmak var. Ama asıl amaç, Olağanüstü Kongre'de çağrısı yapılan 'demokrasi ve barış mücadelesi'ni güçlendirecek daha uzun soluklu ve geniş etkinlik planları yapmak. HDP'nin yürüyüşe katılımının da bu hafta gerçekleşmesi beklenmiyor.

Bu arada siyasi parti ve oluşumların tartışmalarının yanı sıra yürüyüşe toplumun farklı kesimlerinden katılımlar sürüyor. Sendika ve derneklerden katılımlar devam ederken sanatçıların ilgisi de artıyor. Genco Erkal, Suavi, Erdal Erzincan, Ahmet Telli'nin aralarında bulunduğu çok sayıda sanatçı bu hafta yürüyüşe katılarak adalet talebinin parçası olacak. Türkiye Yazarlar Sendikası, KHK ile ihraç edilen barış akademisyenleri de yürüyüşün dikkat çeken isimleri olacak.

Görünen o ki 23 günlük uzun yürüyüşte asıl hareketli ve kitlesel dönem İstanbul'a yaklaşılan günler olacak. Gebze'den başlayarak İstanbul'a kadar olan bölümde katılımın büyümesi, mola noktalarında ise mitingler planlanıyor. Asıl hedef ise İstanbul'a yüz binlerle girmek. Eren Erdem, "Bu yürüyüş aslında İstanbul'da biten bir yürüyüş değil demokrasi, adalet durağında biten bir yürüyüş" diyor. Bu durumda yürüyüş İstanbul'da bitse de edinilen deneyim, yaratılan yeni ruh ve birlik bundan sonra atılacak adımlar için en büyük kazanım olacak.