Özgürlüğün en güzel kaçış sprintleri
“Benim için bir özgürlük simgesi bisiklet. ” Düsseldorf'ta başlayacak olan Tour de France nedeniyle bisiklet sporuna olan ilgiyi biraz daha yükseltmek için açılan 'Mythos Tour de France' sergisinde karşılaştığım ünlü bisiklet sporcusuna ait bu sözler. Dünyanın en eski bisiklet turlarından Tour de France'ın başlamasından hemen evvel Düsseldorf'ta açılan müzedeydim.
Köln'de yaşadığım için önce "Düsseldorf'a bisikletle gitsem mi" diye düşünmedim değil. Ama sonra açıkçası yol biraz gözümde büyüdü. Zamanım da kısıtlıydı. Trenle ortalama 40 dakikada gidilebiliyordu. Şehrin hemen ortasında, şehri ikiye bölen Ren Nehri'nin üstünden geçen köprünün hemen yanındaki Tonhalle/Ehrenhof durağına 5 dakika yürüme mesafesindeydi müze. Erişilebilirlik harika. Her yerdeki yönlendirmeler de cabası. Müzenin arka girişindeki bahçesinde çalışmalar hâlâ devam etmekteydi. Ana etkinliklerin yapılacağı sahnenin kurumu tamamlanmak üzere, teknik detaylar üzerine çalışmalar yapılıyordu.
Müze çoğunlukla yarış sırasında çekilmiş güzel ve enteresan karelerden oluşuyor. Kaza anlarından, toplu halde bir dağ inişine, muz çantası taşıyan sporcudan, destek arabasına yanaşmış sporcuya kadar... Bir başka sırada sporcuların portreleri yer alıyor. Yüz hatlarının her ayrıntısına kadar görebildiğiniz bu portreler bir hayli etkileyici. Kafa kısımlarının boş bırakılarak tasarlandığı tahta bisiklet sporcusu mankenleri serginin interaktif ve eğlenceli kısmıydı. 2 ana parçaya ayrılmış serginin ilk bölümü böyleydi.
Diğer bölümde ise sol tarafta dev bacaklar sizi karşılıyordu. Bir yarış sonrası şişmiş kaslar ve damarların yanında bir kaç yırtık yara bere barındıran dev ayaklardı bunlar. Bir bisiklet yarışçısının acılarının haritası gibiydi adeta. Az ilerisinde bisiklet yarışları tarihinin en ilginç kazası ele alınıyordu. Guiseppe Guerini bitişe metreler kala lider olarak ilerlerken karşısına çıkan bir foto muhabirle çarpışıyordu. Neyse ki Guerini toparlanıp yarışı birinci bitirebilmişti. Kaza sonrası foto muhabir, “Özür dilerim, bilerek olmadı, istersen fotoğrafı alabilirsin.” diyebilmişti. Fotoğraf da sergilenen parçaydı. Olmazsa olmazdı bir sergi için ama o fotoğraf çekilmemiş olsaydı da olurmuş, o kazanın gerçekleşmesine değmemiş.
Serginin önemli bir bölümü de Kraftwerk grubuna ayrılmıştı. Grubun Düsseldorf'lu olması bir yana, 48 yaşındaki grup 1983 yılında Tour de France isimli bir single yayınlamıştı. Şarkının adının Tour de France olmasının dışında bu eseri farklı kılan başka bir şey daha vardı. Şarkının altyapısı önden kayıtlı sesler ve bisiklet mekaniği sesleri bir arada yer alıyordu. Şarkının girişi ve ortasındaki nakarat bölümünde bisiklet sporcusunun nefes alıp verişi ritimle harmanlanıyordu. Şarkının ayrıca bir hayli Tour de France ve bisiklet kültürünü aktaran sözlere sahip. İlk 4'lük'te turun önemli etapları, ikinci bölümde bir bisiklet sporcusunun son düzlükteki gayretini, son bölümde ise Tour de France'ta ekip olarak yarışma kültürünü anlatıyor.
Başlı başına bir bölüm ise Joop Zoetemelk'e ayrılmıştı. Tour de France'a 16 kez katılıp 16'sında da finale ulaşan ender sporculardan Zoetemelk'in trajik hikayesini aktarıyordu bölüm. Tour de France'ı kazanan 2. Hollandalı olan sporcunun eşi alkolikti. Tour de France'ın yöneticisi olan kayınpederi Jacques Duchaussoy çocukları Zoetemelk'ten uzak tutma tehdidinde bulunduğu için eşinden ayrılamıyordu ünlü sporcu. Bundan hiç bahsetmedi arkadaşlarına bile. Onu bisikletine bu kadar sıkı bağlayan şey ise özgürlüğünü bulabilmesiydi. Kendi başına yollarda olma rüzgarı hissedebilme özgürlüğü.
Müze turunda karşılaştığım bisiklet sporcusu Meksika asıllı Hollandalı Voolkan Agirre ile bisiklet tutkusu üzerine konuştuk biraz. “Bunun biz Hollandalılar arasında bir tutku olmasının yanı sıra, bisiklet kullanmak bizde bir hayat tarzı. Bu bizim hayatımız. Bir çok Avrupa ülkesinde de artık bisiklet kullanımı hızla artıyor. İnsanlar bisikletin kendilerine tanıdığı özgürlüğü keşfetti. Vücutlarının zinde kaldığını, hareket etmenin önemini fark ettiler. Daha temiz bir ekosistem için de geleceğin bisiklette olduğunu anladı artık insanlar. Bugün beni özgürleştirdiği gibi geleceğimi de özgürleştirmemi sağlıyor böylece. Benim için bir özgürlük simgesi bisiklet. ”
Tour de France bugün başlıyor, özgürlüğün en güzel kaçış sprintlerini kaçırmayın.
Fotoğraflar için Umut Gökçe'ye teşekkür ederim.