Modern tarihi belediye binası ya da Marmara Ereğlisi Vatikan tesisleri
Marmara Ereğlisi Belediyesi Hizmet Binası son zamanlarda sosyal medyada çok popüler... İçini bilmiyorum. Dış görünümünün aksine müthiş işlevsel ve iyi tasarlanmış olduğunu var sayalım. Öyle olsa bile bu yapının benimsenmeyeceğini, sevilmeyeceğini ve sırf bu nedenle uzun ömürlü olmayacağını daha şimdiden söyleyebiliriz. Çevresinde ona benzer bir yapı yok ve hiçbir zaman olmayacak. Hiçbir zaman ortak yerel ya da ulusal kültüre ait olmayacak, evrensel estetik özelliklere uymayacak, kimliğin bir parçası halini alamayacak bu bina, benimsenmeyecek.
Tekirdağ'ı geçtim, İstanbul'a az kaldı. Sayfiye kasabalarının içinden ilerleyen D110 karayolunda giderken kırmızı ışık bizi bir kavşakta durdurdu. Ve hemen sağımda onu fark ettim. Beyaz, görkemli, biraz Yunan biraz Amerikan ve belki İtalyan, ama kesinlikle buralı olmayan bir kütle. İnşaatı neredeyse bitmek üzere ama ne işe yarayacağını anlamak mümkün değil. Bir AVM, otel, okul ve hatta cami olabilir. Dayanamayıp fotoğraflarını çektiğim bu yapının ne olduğunu öğrenmem hiç zor olmadı. Çünkü 'Marmara Ereğlisi Belediyesi Hizmet Binası', şu sıralar sosyal medyada çok popüler...
MODERN TARİHİ BİR BİNA (!)
Malkarahaber sitesi, 'Marmara Ereğlisi'ne tarihi görünümlü belediye binası' diye duyurmuş. Haber şöyle: “Marmara Ereğlisi ilçesine 9 katlı 11 bin metrekare kapalı alana sahip tarihi yapı görünümlü, kubbeli modern belediye binası yapılıyor. Belediye Başkanı İbrahim Uyan, kaba inşaatı tamamlanan binanın 2017 yılında açılacağını, ilçeye 80-100 yıl hizmet verebilecek modern tarihi bir eser kazandıracaklarını söyledi.”
Evet doğru okudunuz, Başkan İbrahim Uyan, 'modern tarihi' bir binadan söz ediyor. Belediyenin internet sitesinde de yeni binanın Marmara Ereğlisi'nin 'tarihi dokusuna uygun olması'nın amaçlandığı yazıyor. Başkan Uyan, “Yaklaşık 9 milyon liraya tamamlamayı hedeflediğimiz binanın dış görünümü de tarihi bir mimari olacak. Türkiye’de benzeri olmayan yeni belediye binamız inşallah ileride tarihi eser hüviyeti de kazanır” diyor.
Bu yeni belediye binasının Marmara Ereğlisi'nin hangi tarihi dokusuna uygun olduğunu anlamak zor. Belli ki projeyi hazırlayanlar, kentin tarihindeki Roma dönemi yerleşkesini kimlik edinmeye karar vermişler. Ama neticede dünyanın hiçbir yerinde kolay kolay benzeri görülmeyecek orantısızlıklarla dolu, bildiğin komik bir bina çıkmış ortaya.
Upuzun, ince sütunlar üstünde duran bir üçgen alınlıkla eski Yunan tapınaklarına, cüssesiyle orantısız küçük kubbesiyle modern kiliselere, bembeyaz rengiyle Amerikan devlet binalarına benzeyen bu yapıda bir şeylerin doğru gitmediğini Marmara Ereğlisi insanları da fark etmiş olmalı ki, hafiften gırgır geçmeye başlamışlar bile. İHA'nın haberine göre, vatandaşların 'Beyaz Saray'a benzettiği belediye binası için Başkan Uyar 'esprili bir açıklama' yapmış ve “projesi Obama'dan bana geldi” demiş...
Bomboş arazilerin ortasında, bir kaç top ağacın arasında, iki katlı sayfiye evlerinin önünde yükselen bu devasa beyaz kütle için ne denebilir? Ne çevresiyle bir uyumu, ne ait olduğu kentin dokusuyla bir alakası ne tarihle, ne de onu kullanacak insanların kültürüyle bir ilişkisi var. Kötü bir kolaj, başarısız bir taklit, aşikar bir kitch eser.
Sanki bu binanın mimarı da yok. Başkanı var. Hiçbir yerde adı geçmeyen mimar, belki de bunu tercih ediyor. Binayı belediye başkanı anlatıyor, savunuyor, övünüyor. Böylece kimse mimara 'bu ne biçim bina' diyemeyecek. Kendisini tanıyıp soran olursa da 'ne yapayım, müşteri böyle istedi' deyip çıkacak işin içinden...
İlk gördüğümde 'Marmara Ereğlisi Vatikan tesisleri' diye kendi kendime söylenip sinirli sinirli güldüğüm bu yapı, tabii ki binlerce örneği olan saygısızlıklardan biri. Uzmanlığa, birikime, mimarlığa ve mimarlara değer vermeyen kendi beğenilerini binlerce kişiye dayatmakta bir beis görmeyen idarecilerin, güç sahiplerinin yaptığı işler bunlar. Marmara Ereğlisi'nde yaşayanlar, orada tatil yapanlar ve yetmezmiş gibi o işlek yoldan geçenler için onlarca yıl ayakta duracak bir gariplik. Nasıl ki literatürde 'modern tarihi' diye bir tabir yoksa, böyle bir bina da yok. Ama başkan söyleyince oluyor, isteyince yapılıyor...
İçini bilmiyorum. Dış görünümünün aksine müthiş işlevsel ve iyi tasarlanmış olduğunu var sayalım. Öyle olsa bile bu yapının benimsenmeyeceğini, sevilmeyeceğini ve sırf bu nedenle uzun ömürlü olmayacağını daha şimdiden söyleyebiliriz. Çevresinde ona benzer bir yapı yok ve hiçbir zaman olmayacak. Hiçbir zaman ortak yerel ya da ulusal kültüre ait olmayacak, evrensel estetik özelliklere uymayacak, kimliğin bir parçası halini alamayacak bu bina, benimsenmeyecek.
Tek özelliği bugünün nadan yönetim anlayışını yansıtması olan binayı ve benzeri binlerce diğer yapıyı, aynı durumdaki heykelleri alaya almanın da tuhaf bir yanı var. Kaçırılmış fırsatlardan, boşa harcanmış paralardan, fikri alınmamış kent sakinlerinden ve daha pek çok şeyden oluşan acı bir durum bu aslında. Ve en azından burada resmini basarak tekrar etme ihtimalini bir gıdım da olsa azaltmaya çalışmaktan başka yapacak birşey yok.