Sabancı Müzesi dijitalde
Sabancı Müzesinin kamuya açık dijital arşivi sergi katalogları, akademik konferanslar ve konuşmalarla genişliyor. digitalSSM projesini Osman Serhat Karaman'dan dinledik.
Bir süredir kurumlar arşivlerini dijitalleştirmek için çaba harcıyor. Kamusal yükümlülükleri olan kültür kurumları da dijital alanda önemli adımlar atıyor. MOMA'dan TATE'e kadar birçok müze dünya sanat tarihine ışık tutan geniş arşivlerini herkesin ücretsiz ulaşabileceği şekilde online'a aktarıyor. Türkiye'deki kurumlar da bu konuda çalışmalara başladı. Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi de arşivini digitalSSM web sitesi üzerinden buluta taşıyarak kamuya açtı. 21 Ağustos tarihinden itibaren müzenin arşivinde yer alan kitaplara, resimlere, yazışmalara ve müzede yapılan konuşmalara digitalSSM.org adresinden ulaşabileceğiz. Arşiv Sorumlusu Osman Serhat Karaman'dan dijitalleşme sürecini dinledik.
Sakıp Sabancı Müzesi koleksiyonu ve arşivlerinde neler var?
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu'nda, 14. yüzyıl sonlarından 20. yüzyıla kadarki bir zaman diliminde ünlü hattatların hazırladığı Kuran-ı Kerim nüshaları ve dua kitapları, kıt’alar, murakkalar, levhalar, tuğralı belgeler, hattatların yazı araçları yer alıyor. Resim Koleksiyonu ise, geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemlerinin seçkin örneklerinden oluşuyor. Koleksiyonda Rafael Manas, Osman Hamdi Bey, Şeker Ahmed Paşa, Süleyman Seyyid, Nazmi Ziya Güran, İbrahim Çallı, Feyhaman Duran, Fikret Mualla gibi önemli ressamların ve Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde İstanbul’da çalışmış Fausto Zonaro ve Ivan Ayvazovski gibi yabancı sanatçıların eserleri yer alıyor.
Müze, sanat koleksiyonlarının yanı sıra; Abidin Dino Arşivi ve Emirgân Arşivi olmak üzere iki arşive de sahiptir. Abidin Dino Arşivi, sanatçının kaleminden çıkmış çizimler, taslak metinler, heykelleri için yaptığı çizimler ile eşi Güzin Dino ve dostlarıyla yaptığı yazışmalardan oluşuyor. Bu yazışmalar ve sanatçının dönemin gazetelerinden keserek sakladığı haberler, kültürel ortama ışık tutmakta, sanatçının çok yönlülüğünü göstermektedir. Emirgân Arşivi, 1850-1950 arasında Emirgân ve çevresinin fotoğraflarıyla çeşitli belgeleri kapsıyor. Günlük yaşam, vapurlar, sahil sarayları, ahşap konakları gösteren fotoğraflar bu Boğaz köyünün tarihini ayrıntılarıyla sunuyor.
Şu anki digitalSSM web sitesinde hangi arşivlere ulaşıyoruz? Hazırladığınız projede hangi yeniliklerle karşılaşacağız?
Türkiye’de bir müzenin kalıcı koleksiyonlarını içeren ilk dijital platform olma özelliğini de taşıyan digitalSSM aracılığıyla Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’ndaki tüm eserlere sayfa sayfa erişim imkânı sunuluyor. Eserlere ait görsel ve tanımlayıcı bilgiler, koleksiyon üzerinde yapılan akademik çalışmalar sonucu ortaya çıkarılan bilgilerle de destekleniyor. Resim Koleksiyonu’nda yer alan tüm eserlerin görsellerine, eserlerin tanımlayıcı bilgilerine ve Abidin Dino Arşivi ile Emirgan Arşivi’ne ait tüm içeriğe digitalSSM üzerinden erişilebilir.
Aynı zamanda, hazırladığımız projeyle, SSM’nin kuruluşundan bugüne düzenlediği tüm sergilere ait katalogları, sergi yerleştirmelerini gösteren fotoğrafları, akademik konferans videolarıyla birlikte konservasyon alanında yapılan çalışmaların bilimsel çıktılarını erişime açmaya hazırlanıyoruz.
Hazırladığınız bu çalışmanın teknik ayrıntıları neler? Dünyadaki benzer örneklerden neler var?
Dijital koleksiyonların yönetiminde CONTENTdm yazılımını kullanıyoruz.Yazılım; metin, görsel, video ve ses dosyalarını işleyebiliyor. Bu sayede, SSM’nin sahip olduğu farklı formatlardaki dijital içeriği tek bir sistemle sunabiliyoruz.
Proje kapsamında, öncelikle mevcut teknolojik yapımızın, özellikle video ve ses dosyaları söz konusu olduğunda geliştirilebileceğini düşündük. Bu tür dosyaların, internet üzerinde sürekli akış halinde (streaming) olması gerekiyor. Bir dosyanın uzun süre açılmasını ya da indirilmesini beklemektense, dijital içeriğe hemen ulaşılmasını istiyoruz. Hem bu isteğimize imkân verdiği, hem de dijital arşivimizin yönetiminde ölçülebilir ve uygun maliyetli olduğu için, sistemimizi bulut teknolojisiyle yönetmeyi tercih ettik ve digitalSSM, Temmuz 2017 itibariyle bulut üzerinde yaşamaya başladı.
digitalSSM’de, tüm dijital dosyalar belirlediğimiz erişim formatlarına dönüştürüldü. Böylece kullanıcının her yerden ve her ortamdan dosyalara ulaşılabilmesini hedefledik. Sonuçta, “page flip view” özelliğiyle metin dosyalarının sayfalarını çevirerek okuyabileceğiniz, video ve ses dosyalarını beklemeden çalıştırabileceğiniz, daha gelişmiş ve ilişkisel aramalar yapabileceğiniz yeni bir arayüz oluşturduk.
Dünyadaki benzer örneklere gelince; MoMA’nın Eylül 2016’da duyurduğu dijital arşiv çalışmasıyla birlikte, Metropolitan Müzesi’nin Şubat 2017’de akademik çalışmaları desteklemek amacıyla sahip olduğu eser görsellerini ücretsiz kullanıma açtığı çalışmaları örnek olarak verebiliriz. Bu çalışmaların yanı sıra Tate Modern’in 2018 yılında tamamlamayı öngördüğü “The Archives and Access” projesini de örnekler arasına ekleyebiliriz.
Nazan Ölçer: Halka müze alışkanlığı kazandırdık
Kaç kişilik bir ekiple bu çalışmayı yapıyorsunuz?
Projenin akademik danışmanlığını müzenin Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu Yöneticisi Ayşe Aldemir Kilercik yapmaktadır. Yazılımın yönetimi ve digitalSSM’in içeriğinin oluşturulmasını ise Müze Arşiv Sorumlusu olarak ben yürütüyorum. Elbette Sabancı Üniversitesi’nin bünyesinde olmanın avantajlarından her zaman faydalanıyoruz.
İzleyici olarak çalışmanızın sonucunda nelerle karşılaşacağız?
Müze kuruluşundan bugüne geçen 15 yılda 40’ı aşkın ulusal ve uluslararası sergi düzenledi. Bir üniversite müzesi olma özelliğiyle SSM’nin düzenlediği sergilere eşlik eden kataloglar, her zaman akademik niteliğe sahip oldu. Sergiler sırasında kendi alanlarının en saygın uzmanları konferanslar verdiler. Çağdaş sanatın yaşayan temsilcilerinin çalışmalarını kendi ağızlarından dinledik. Sergi tasarımlarımız her zaman özgün oldu. Bunlar bir kültür kurumunun olduğu kadar, içinde bulunduğu toplum için de önemli birikimlerdir. Bu belleği kamusal alana taşımak gerekiyordu. SSM'nin 15 yıllık tarihini izleyicimizin kullanımına açtığımız, müzecilik ve sanat tarihi çalışmalarını destekleyeceğini umduğumuz, zengin içerikli bir dijital sanat arşivi örneğiyle karşılaşacağınızı söyleyebilirim.
Dünyada kültür kurumları dijitalleşme trendi içinde. Sizce müzelerin dijitalleşmesi ne anlama geliyor? Dijitalleştirme müzeye nasıl değer katar? İleride başka neler göreceğiz?
digitalSSM projesinin, sorunuzda bahsettiğiniz eğilime örnek bir çalışma olduğunu söyleyebilirim. Koleksiyonların yönetiminde dijital bilgi teknolojilerinin benimsenmesiyle, müzeler dijital ortama taşıdıkları koleksiyonlarını araştırmacılar ve izleyicilerin erişimine açmaya başladılar.
SSM, koleksiyon ve süreli sergileriyle izleyici kitlesine ulaşırken, müzenin bilimsel rolünü de arttırmayı hedeflemektedir. Dijitalleşmenin bu role hizmet etmesi gerektiğine inanıyorum. Müze, bir bilgi sistemidir. Kütüphane ve arşiv bu bilgi sistemi içerisinde ikincil bilgi sistemleri olarak var olur. Dijitalleştirmenin amacı bu farklı bilgi sistemlerini tek bir çatı altında toplamaktır. İlerideki çalışmalarda da önceliğimizin, sahip olduğumuz bilgiyi her zaman en güncel teknolojinin yardımıyla izleyicilerimizle buluşturmak olacağını söyleyebilirim.
Peki, dijitalleştirme aynı zamanda arşivi de korumaya yardımcı olur mu?
Dijitalleşmeyi, “dijital koruma”dan bağımsız düşünemeyiz. Eğer kurum olarak bir dijital koruma politikanız yoksa ve bu alana yatırım yapmıyorsanız, tüm dijtal içeriğinizi kaybetme riskiyle karşı karşıyasınızdır. Dijitalleşmenin tek başına bir koruma olmadığını da eklemek isterim.