Barselona-Cinayet mahalli notları
Bizim evin iki cadde ötesi… Birçok zaman daha çok kenarından geçeriz, çok kalabalık gelir yakında yaşayanlara ama insan sıkıldığında ortalığa bulaşmış neşe üstüne yağsın diye, bir baştan bir başa gitmek iyi gelirdi insana ve katil muhtemel bu yüzden seçti burayı, ortalığa saçılmış neşeyi öldürmek için…
La Rambla, belki bizim İstiklal caddesi ile karşılaştırılabilir ama henüz Beyoğlu öldürülmeden önceki haliyle. Barselona’ya gelen her turistin mutlaka geçtiği bir cadde. Baştan sona küçük tezgahlarda çiçekçilerin, tapasçıların yani küçük ekmeğin üstüne konmuş küçük ve harika şeylerin, küçük tabaklarda sunulduğu, ‘bizimkilere Barselona’dan ne alsak taşıması kolay olan’ şeylerin satıldığı ve ayak üstü bir kaç bira içilip gidelim yerleri ile dolu…
Bizim evin iki cadde ötesi… Birçok zaman daha çok kenarından geçeriz, çok kalabalık gelir yakında yaşayanlara ama insan sıkıldığında ortalığa bulaşmış neşe üstüne yağsın diye, bir baştan bir başa gitmek iyi gelirdi insana ve katil muhtemel bu yüzden seçti burayı ortalığa saçılmış neşeyi öldürmek için…
Katalonya’nın merkezi Barselona’nın kalbi La Rambla, ama pek Katalan bulunmaz. Çoktan turistler yerlileri dışarı attılar. Orada çalışanlar belki. Bazen kendilerini taşa benzeten iki Katalan sanatçı biliyorum bu sokakta duran. Heykel oluyorlar ve maharetleri hiç kıpırdamadan durabilmek. Aniden hareket ettiklerinde önce ürkenler, gülenler, mutlaka çekilen fotoğraflar ve bazılarının içine bozuk para attıkları şapka ya da karton kutu. Hatta kağıt para da var bazen görüyordum ama belki kendileri de koymuş olabilir seyredeni teşvik için bilemiyorum heykel ruhu bu..
Seyyar satıcılar çoğu Afrikalı, bazen Latin Amerikalı, gündüz saatlerinde pek çıkamaz buraya. Müsade etmez polis. Belli bir miktar her zaman verilir onlara ama burası rüşveti pek kaldırmaz. Geceleri tenhalaştığında biraz belirirler. Kulağından tuttuğunda hemen toplanarak kaçılabilen örtülerde gözlük satarlar ya da sahte Barselona forması. En çok Messi’nin sahte forması satılıyor herhalde, ne zaman baksam 10 numara göze çarpıyor. Ronaldo sahteleri daha çok Madrid sokaklarında.
Katilin cinayet mahalline geri dönüşü sendromundan çok, daha önce o mahalde olması beni ürkütür hep. Yan yana yürümüş olmak, belki karşıdan gelirken çarpışmak, belki çarptığında özür dilemiş de olabilir bilmiyorum, katiller günlük hayatta nazik olabiliyor mu? "Kusura bakmayın dalmışım" diyebilir bir yan sokaktan girsem kaç kişiyi ezebilirim diye düşünürken ya da yürürken kaç insan var burada diye sayabilir yüzümüze bakıp mesela 217 diye içinden geçirebilir, belki Zeyno kucağımdayken iki sayar, alçak…
O kadar çok arkadaşla konuştum ki biraz önce orada olan ya da biraz sonra geçecek. Hayat, katiller ve tesadüfler arasında dolaşmaya döndü. Sadece insanları değil yaşama sevincini de öldürüyor katiller. Bu yüzden neşeye saldırıyorlar ve istedikleri de bu zaten, cenneti çekici kılmak…
Barselona saldırısını IŞİD üstlendi