AOÇ ve ÇED Çorba Kanundan çıktı!
İktidar vekilleri kendi tasarılarını çekebiliyor, sayısal üstünlüklerine rağmen muhalefetin istemediğinde bazı maddeler geri çekiliyor. Demek ki oluyor. Oluyor ama neden diğer maddeler için olmuyor? Çok basit. Burada en büyük sorun siyaset ve asıl bizim bakış açımızda.
2 haftalık Çorba Kanun macerasının komisyon kısmı bitti. Böylece 16 bakanlık ve 7 komisyonu ilgilendiren ve yaklaşık 61 kanunu değiştiren Çorba Kanun 130 maddelik tasarı olarak meclise girdi. Bir bakanın (genelde Naci Ağbal) katılımıyla, sadece bir komisyonda (Plan ve Bütçe Komisyonu) görüşülerek 2 maddesi eksilmiş ama 10’a yakın yeni madde eklenmiş olarak Meclis Genel Kurulu'na havale edilebilecek hale geldi. Eklenen maddelerle toplam madde sayısı 140’ı geçti. Bütün bu gelişme sadece 10 günde oldu.
Çorba Kanunda güzel haber AOÇ ile ilgili madde 6 ve ÇED’le ilgili madde 54 onuncu komisyon toplantısında tasarıdan çıkartıldı.
AKP AOÇ’Yİ KURTARDI
AOÇ ile ilgili maddeyi iktidar vekilleri kurtardı. Gökçek’in elinde batağa dönmüş Ankapark projesini kurtarmak için süre uzatımı isteyen madde iktidar üyesi vekiller tarafından verilen önerge ile tasarıdan çıkartıldı. Olmaz olmaz denilen şey oldu.
ÇED KURTULDU MU?
Pazartesi günü komisyonun son toplantısında ÇED ile ilgili 54. Madde tasarından çıkartıldı. Böylece 3 ay sonunda kurumlardan görüş gelmezse ÇED’in onaylanması saçmalığı çıktı. Ama madenler ile ilgili düzenleme kaldı.
DEMEK Kİ OLUYORMUŞ!
İktidar vekilleri kendi tasarılarını çekebiliyor, sayısal üstünlüklerine rağmen muhalefetin istemediğinde bazı maddeler geri çekiliyor. Demek ki oluyor. Oluyor ama neden diğer maddeler için olmuyor? Çok basit. Burada en büyük sorun siyaset ve asıl bizim bakış açımızda. Acaba bizler konuya bütüncül bakmak yerine parçalı bakmayı seviyor olabilir miyiz? Mesela ekolojiyi başka, ekonomiyi başka yerde görüyor olabilir miyiz?
ÇORBA KANUN BİR BÜTÜNDÜR!
Her kanun bir bütündür. Bir bütünlüğü vardır. Genel bir amacı vardır. Mesela bu çorba kanunun amacı bellidir. Bir maddede gökdelen dikenlere emlak vergisi artışında kısıtlama getirir, diğer maddede ise ondan alamadığı vergi için kamu lojmanlarını satar. Aynı şekilde bir maddede MTV vergisini artırır, diğer maddede de o artışın tamamen savaşa ayrılacağını söyler. Bir maddede GSM şirketlerinin borçlarını siler, diğer maddede ise meraya sanayi tesisi kuranı yargılamak yerine ot parasını bile almıyorum der. Yani her madde birbiri ile bağlantılıdır, hepsi bir bütünün parçasıdır.
Bütün olarak baktığınızda çorba kanun tasarısı betona, savaşa, GSM şirketlerine çalışmaktadır. Onlardan alamadığı, onlara aktaracağı kaynağı ise doğadan ve toplumdan almaktadır. O yüzden de ÇED ile ilgili bir maddenin tasarıdan çıkartılması olumlu bir gelişme olsa bile kanunun tamamı içinde çok küçük bir kazanım sağlamaktadır.
TBMM ONAY MAKAMI MI?
Bütün bu tartışmalar arkasında yeni rejimin yeni meclisini daha görünür kılmakta, Meclis'in artık bir onay makamı olduğunu göstermektedir. Çorba kıvamında kanun tasarılarında içinde ne olduğunu bilmeden vekiller tartışmakta, anlayabildikleri yerde de itiraz edebilmektedir. Düşünsenize 61 kanunu 10 günde değiştirmeniz isteniyor. Böylece TBMM, ister iktidar, ister muhalefet vekili olun, yasama ve denetleme özelliğini kaybediyor, onay makamına dönüşüyor.
SİYASET İÇİN FIRSAT!
Çorba Kanun önümüzdeki hafta Meclis Genel Kurulu'na gelecek. Vekiller tasarı görüşülürken, ekonomi ve doğayı birbirinden ayırarak tartışırsa kaybedeceğiz. Toplum ile savaşı ilişkilendirmezse de kazanamayacağız. Ancak karşısındaki vekilleri, kendi seçmenini ikna etmek isterse kazanacağız. Geçen yaz zeytin ve mera komisyondan Genel Kurul'a havale edilirken tasarının içindeydi, Genel Kurul'daki görüşmeler sırasında ise tasarından çıkarıldı . Orada vekiller tasarının beton ile ilişkisini, rant ile ilişkisini çok iyi kurmuş, sokak ta buna karşılık verebilmişti. Şimdi ise MTV’deki %15-25 artış olacağını, yeni MTV’nin %18’inin silahlanmaya gideceğinin bağlantısını vekiller kurabilmeli.
Siyaset ya çorba kanuna bütüncül olarak karşı çıkacak, bütününe itiraz edecek yada oy sayısının az olduğunu, kamuoyunun tepkisizliğini bahane ederek yenilgiyi baştan kabul edecek. Siyaset ya TBMM’nin onay merci olmasını kabul edecek, ya da yasama ve denetleme görevini hakkıyla geri alacak.
Yani siyaset ya bahane üretecek ya da çözümü..