Haber fotoğrafçılığında yeni bir kuşak
Mixer'deki Devinim Algısı sergisi genç haber fotoğrafçılarının işlerini bir araya getiriyor.
2000'li yıllar boyunca fotojurnalizmin krizi fotoğraf ve medya alanlarının tartışılan konulardan biri olmuştu. Düşen gazete ve dergi tirajları, yerini alan online medyanın ekonomik sorunları ve fotoğrafın herkesin üretebildiği bir yapıya dönüşmesiyle haber fotoğrafçılığı bir ölçüde prestijini ve etkisini kaybetti. Ancak ilginç bir şekilde ülkemizde genç kuşak fotoğrafçılar bu sorunlardan çıkış yolları buldular. Mixer'deki dört fotoğrafçının yakın dönemde çektiği fotoğraflardan oluşan Devinim Algısı son dönem haber fotoğrafçılarının işlerini bir araya getiriyor.
Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de haber fotoğrafçılığının önemli bir geçmişi var. Geçen yüzyılda savaşların ya da diğer insani felaketlerin kamuoyunda yer edinmesi için haber fotoğrafçılığı her zaman etkili bir araç oldu. Bir başka açıdan da gündelik yaşam sırasında çekilip kullanılan haber fotoğrafları ülkemiz medyasında da hem tarihsel, hem de sanatsal açıdan yer edindi. Ara Güler ya da Selahattin Giz gibi figürlerin ürettiği imajlar görsel hafızamızda etkin bir yere sahip. Ancak 2000'li yılların medya krizinden fotoğrafçılar da etkilendi. Bugün baktığımızdaysa yeni kuşak fotoğrafçılar farklı araçlarla bu krizleri aşmanın yollarını buldular.
Türkiye'de genç kuşak fotoğrafçıların işlerini üretebilecekleri ve sergileyebilecekleri üç ana alan ve faktör görülüyor. Birincisi 140journos gibi özgün görsel üretime kıymet veren yeni kuşak yayıncıların ortaya çıkması. İkincisi de Türkiye'nin ve içinde bulunduğumuz coğrafyanın dünya siyasetinde edindiği yer nedeniyle uluslararası medya kuruluşlarının buradaki fotoğrafçılara verdikleri siparişler. Bir diğer alan da sanat kurumlarının artık haber fotoğrafçılığına yer vermeleri. Dünyadaki büyük müzelerde köklü haber fotoğrafçılığı ajanslarının veya fotoğrafçılarının sergileri açılırken, galeriler de yeni örneklere kapılarını açtı. Mixer'in Devinim Algısı sergisi de bunun bir örneği.
"Devimim Algısı"nda dört genç fotoğrafçının proje serisi olarak ürettiği işlerden parçalar görüyoruz. Kürşat Bayhan, 2015-2016 yılları arasında Türkiye'de yaşanan terör saldırılarına tanık olan insanların portrelerini içeren serisiyle karşımızda. Çağdaş Erdoğan, İstanbul'un underground gece hayatına odaklandığı Kontrol serisindeki köpek dövüşlerine odaklanan fotoğraflarla sergide. Furkan Temir, Güneydoğu Anadolu'da evleri yıkılan insanlardan arta kalan What Makes A War serisiyle yer alıyor. Murat Şaka da İstanbul'da yaşayan Afrikalı seks işçilerini ele alan fotoğraf serisiyle sergide.
Sergide yer alan fotoğrafçıların 80'li ya da 90'lı yıllarda doğduklarını not etmek gerek. Bu kuşak haber fotoğrafçılığının öldüğüne dair söylemlerle büyümüş bir kuşak. Böyle bir atmosferde bile haber fotoğrafçılığında genç bir kuşağın oluşması dikkate değer bir gelişme. Sergideki dört fotoğrafçının da haber fotoğrafçılığının objektif ve olanı yansıtma gerekliliğiyle, sanatsal fotoğrafçılıktaki auteur bakış arasında organik bağlar kurduğunu görüyoruz.
Devinim Algısı sergisi haber fotoğrafçılığının halen güncel bir üretim formu olduğunu ve günümüzdeki fotoğraf bolluğu içinde bile önemini koruyacağını gösteriyor.