Adaletin bu mu DC!

DC, Marvel’in süper kahramanları topladığı ‘Avengers’ serisine ‘Adalet Birliği’ ile cevap veriyor. Süpermen, Batman, Wonder Woman, Flash, Cyborg ve Aquaman huzurlarınızda!

17 Kasım Cuma 2017 Saat: 00:01

Amerika’da çizgi roman dünyası Marvel ile DC arasındaki rekabete sahne olmaya devam ediyor. Marvel’in zengin ve popüler kahramanlarının karşısında DC’nin elindeki en büyük kozlar hiç kuşku yok ki Batman ve Süpermen. Zaten Marvel’in en mühim süper kahramanlarını bir araya getirdiği Avengers (Yenilmezler) serisinin dünyada yarattığı sükseye cevap olarak DC’nin cevabı Süpermen ve Batman’ı bir araya getirdiği 2016 tarihli “Adaletin Şafağı” olmuştu. Aynı yıl beklenmedik bir şekilde DC evrenin azılı kötü karakterlerini bir araya toplayarak “Suicide Squad” ile çıktı seyircinin karşısına. Ne yalan söyleyelim kötüleri izlemek daha eğlenceliydi. Keşke içlerine biraz ‘iyilik’ atmasalardı! Hâlbuki süper kahramanları bir araya getirme fikri DC’ye aitti. “Justice League” kitabı 1960’da yayımlanmış, Marvel’in buna “Avengers” ile cevabı üç yıl sonra gelmişti. Ama sinemada bunu ilk akıl eden de onlar oldu.

Ancak Marvel’in iki Avengers filminin tüm dünyada elde ettiği yaklaşık 3 milyar dolarlık gişe başarısına karşılık, DC bu iki filmle ancak 1.5 milyar doların biraz üzerine çıkabildi. Batman- Süpermen filminin finalinde gördüğümüz “Wonder Woman”ın 821 milyon dolarlık gişe başarısı, bu güçler birleştiğinde ortaya çıkabilecek enerji hakkında da fikir veriyor hiç kuşku yok ki. Bugün vizyona giren DC karakterlerini bir araya getiren “Adalet Birliği” filminin gişede nasıl bir performans göstereceğini önünüzdeki günlerde göreceğiz.

SÜPERMEN’İN YERİ BAŞKA!

Kendi adıma baba parasıyla süper kahramanlık taslayan Batman karakterini itici bulsam da çizgi romanın geçtiği Gotham evreninin merak uyandırıcı olduğu gerçeğinin altını çizmeden geçmeyeyim. Meraklına şu sıralarda dördüncü sezonu devam eden Gotham dizisini bu evrenin genişliğini görmeleri açısından tavsiye ederim. DC’nin ilk süper kahramanları bir araya getiren filmi “Batman ve Süpermen” gişede ilgi görse de eleştirmenler tarafından yerden yere vurulmuştu. Bunda Ben Affleck’in Batman rolünde olmasının payı büyüktür hiç kuşkusuz ama ortadaki asıl sorun Süpermen ve Batman arasında bir eşitlik kurma çabasıydı. Başka bir dünyadan gelmiş ve gerçekten süper güçleri olan bir karakter ile baba parası ve dünyanın kısıtlı teknolojik olanaklarıyla kahramanlık yapan Batman arasında yaratılmaya çalışılan bu zorlama eşitlik hissi filmi akamete uğratıyordu. “Adalet Birliği” bu durumun farkına varıldığını gösteriyor bir anlamda. Gerçi önceki filmin sonunda Süpermen öldüğü için macera onsuz başlıyor ama Süpermen’i dünyayı süper kahramanlardan ayıran ve hakkını teslim eden bir senaryo var bu kez.

Bu tür filmlerin takip edilemez hızlarına, fazlaca gürültülü olmalarına alıştık artık. Giderek de bu konularda birbirlerine benzemeye devam ediyorlar. Bunu verili durum olarak kabul ederek izliyoruz her defasında. Ancak hikayelerin birbirlerine benzemeye başlaması seyir açısından sıkıntılar yaratıyor. “Adalet Birliği”, Amazonlar, Atlantis dünyası ve insanların kadim geçmişinden gelen bir kötülükle mücadeleyi anlatıyor. Binlerce yıl önce bir araya gelen Amazonlar, Atlantis halkı ve insanlar dünyaya yönelmiş büyük tehdidi bertaraf etmiştir. Ancak, başka dünyalarda vaktinin gelmesini bekleyen kötü karakterimiz Steppenwolf, dünyadaki birliğin parçalandığını görünce harekete geçiyor. Dünyayı cehenneme geçirecek bir planı yürürlüğe koyuyor. Bunun karşısında da Batman, tek başına baş edemeyeceği bu tehdidi ortadan kaldırmak için Wonder Women, Aquaman, Flash ve Cyborg’tan oluşan bir ekip kuruyor. Ancak Süpermen’in yokluğunda işleri o kadar da kolay olmuyor.

HİKAYE PEK ORİJİNAL SAYILMAZ

Açıkçası kötü karakter ve ‘tehdit algısı’nın Avengers’in ilk filmindekiyle benzerliği şaşırtıcı. Kadim zamanlardan gelen bir öfke. Dünya dışı tehdit. Gökyüzünce açılan pencereler ve yeryüzüne doluşan düşmanlar… Bu bakımdan kalabalık bir ekip tarafından oluşturulan hikayenin orijinal olduğunu söylemek biraz zor. Bir de tıpkı Avengers’ta Tony Stark’ın yaptığı gibi ekibi bir araya getirmek de yine zengin çocuğa yani Bruce Wayne’e düşüyor. “300 Spartalı”dan sonra bu evrenin aranan yönetmenlerinden birisi haline gelen Zack Snyder, “Watchmen” gibi bir çizgi romanı beyazperdede katlettikten sonra, Çelik Adam ile biraz durumu toparlamış, “Batman ve Süpermen”i katlanılamaz hale getirmiş ama her defasında gişede başarıyı yakalamıştı. Açıkçası burada da hikayeye ve karakterlere özel bir şey kattığını söylemek güç. Perdede gördüklerimiz Hollywood’da çalışan ortalama bir ‘memur’ yönetmen tarafından da rahatlıkla hayata geçirilebilir şeyler. Snyder’in de hızla o noktaya doğru gittiğini söylemeden geçmeyelim.

“Adalet Birliği”nin “Avengers”a nazaran şöyle bir sıkıntısı da var. Karakterleri çok ciddi. Batman ve Süpermen’in kendilerini fazla ciddiye alıyor oluşları filmde mizah ve rahatlama sıkıntısı yaratacağı düşünülmüş belli ki. Bu yüzden Aquaman ve Flash ile bu boşluk doldurulmaya çalışılıyor. Fakat burada da ikinci Avengers filmine bir benzerlik söz konusu. İkinci filmin finalinde Örümcek Adam’ın ergen bir süper kahraman olarak hikayeye dâhil oluşunun benzerini Flash da görüyoruz. Bu evrenin diğeri karşısında fark yaratabildiği tek isim Wonder Woman oluyor haliyle.

“Adalet Birliği”, ‘ekibi topluyoruz’ bölümü zorunlu olarak biraz uzun sürdüğü için hikayeyi girmekte geciken, hikayeye girdikten sonra da beklentiyi karşılamaktan ne yazık ki uzak kalan bir film olmuş. İkinci filmin geleceği anons edildiğine göre bu filmi izleyip, bir şans daha verip vermemek size kalmış.