YAZARLAR

Aradığınız vatan hainine buradan ulaşamazsınız

Doğru ve adil davranamadığımız her anda, adalet arayan herkes gibi Deniz Naki de – bir kez daha- vatan haini olacak. AİHM’de Türkiye’yi mahkum ettirecek belki. Ve kimilerince bizi rezil edecek. Peki, doğruyu bulmak yerine muktedire yaranmayı tercih edenler değil mi bizi asıl rezil eden?

Şu an iki önemli dava var. Biri tüm Türkiye’yi ilgilendiren ama aslında ilgilendirmiyor gibi davrandığımız Reza Zarrab davası. Diğeri ise aslında herkesi ilgilendirmesi gereken ama kimsenin çok da ilgi göstermediği Deniz Naki’nin başvurusunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından kabul edilmesi. İlki hakkında bir fikrim olsa da ahkâm kesmek bana düşmez. İkincisi hakkında ise bir iki kelam edebilirim.

İlk olarak konu Amed olunca kumun altına bakınca gömülmüş kafa sayısı artıyor. İşin içine Deniz Naki de girince, sessizlik kesin. Bir iki kelam duyarsanız şanslısınız. Önce konuyu hatırlatalım. Naki’ye, geçen yıl Bursaspor ile oynadıkları Ziraat Türkiye Kupası maçının ardından sosyal medyada yaptığı paylaşımlar nedeniyle, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Tahkim Kurulu tarafından 12 maç men cezası verildi. Yetmedi 19 bin 500 lira para cezasına da çarptırıldı. Naki’ye verilen bu cezalar ve başka bir maçta takımına verilen üç puan silme cezası ile ilgili AİHM’e yapılan başvuru kabul edildi. AİHM, Türkiye’den konu ile ilgili savunma istedi.

Peki, kimdir Deniz Naki? Türkiye için iki tabuyu bir arada barındıran bir oyuncu Naki. Hem Kürt hem de Alevi. Saklanacak, ardına saklanacak bir şeyi olmadığı için muhtemelen kendisine sorsanız sadece insanım der. Öyle de zaten. Sadece bir insan. Almanya’da futbol oynamaya başlayıp, yolu Türkiye’ye düşen bir futbol oyuncusu.

Bu fotoğrafın pembe kısmı. Bir de Türkiye adına kara kısmı var. Hem de kapkara. Rezil bir yan. Deniz Naki adını Google’da aradığınızda karşınıza ilk olarak saldırı haberi çıkıyor. Hem de ilki değil. Zira bu topraklarda, sadece kökeni nedeniyle yaşadığı saldırıların ilki bu değildi. İlk fiziki saldırı 2014 yılının Kasım ayına denk geliyordu. O zamanlar Gençlerbirliği forması giyen Naki, sosyal medya hesaplarından IŞİD’i kınadığı için önce küfür yedi, ardından da saldırıya uğradı.

"Pazar günü tatil günümüzdü. Yemek almaya gittiğim sırada üç kişi benim yolumu kesti. Bana defolup gitmemi söylediler. Kulübün benim gibilere ihtiyacı olmadığını söylediler. Bu bana yönelik ilk uyarıymış." Naki’nin açıklaması buydu. Hemen sözleşmesini feshetti. Almanya’ya dönme düşünceleri bir yana, kökenine gitmeyi tercih etmişti Deniz Naki.

Boş geçen bir sezonun ardından Amed’e transfer olmuştu. Takımıyla birlikte kökeni nedeniyle ırkçılığın her türlüsüne sözlü olarak zaten uğramıştı. Ama fiziki şiddet de hiç geride kalmadı. Deniz Naki, Mersin'de oynanan Mersin İdman Yurdu maçında sahada saldırıya uğradı. Rahatça sahanın içine giren taraftar yumruk atmıştı Naki’ye. Elinde bir silah olması halinde durumun nasıl sonuçlanacağına dair fikir yürütmek bile istemem. Naki ise rahmetli Şehmuz Kaptanının yolunda gitti. Genç yaşta aramızdan ayrılan Şehmuz’un sözlerini hatırlatan Naki “Onlar bize kötü davransın, biz onlara çiçek vermeye devam edeceğiz'. Ama bundan sonra yalnızca çiçek değil, bolca gol de hediye edeceğiz. Bize kötü davranana biz kötü davranmayacağız" dedi.

Ama başta bazı kulüpler olmak üzere Türkiye Futbol Federasyonu da kötü davranmaya devam etti hem ona hem de Amed’e. Ve yine maalesef akli bir yola girmek için bu topraklarda değil de başka topraklardan gelecek bir karara bağladık belimizi.

Doğru ve adil davranamadığımız her anda, adalet arayan herkes gibi Deniz Naki de – bir kez daha- vatan haini olacak. AİHM’de Türkiye’yi mahkum ettirecek belki. Ve kimilerince bizi rezil edecek. Peki, doğruyu bulmak yerine muktedire yaranmayı tercih edenler değil mi bizi asıl rezil eden? Onlar değil mi karanlık kuytularda, yalnız gezen birine 3-5 kişi saldıran? Yine onlar değil mi acizce spor sahasına şiddet bulaştıran. O yüzden aradığınız vatan hainini Deniz Naki’den çıkaramazsınız. Boşuna uğraşmayın.


Onur Salman Kimdir?

Basına 2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde stajyer olarak adım attı. İki aylık staj ve Cumhuriyet’in spor ekindeki yazılarda sonra Eurosport Türkiye’de spiker ve editör olarak çalıştı. 2009 yılında Radikal gazetesine editör olarak geçerken, Eurosport’ta da yarı zamanlı spikerlik yapmaya devam etti. Medya macerasına 2012-2016 yılında Hürriyet’te devam etti. 2016 yazından beri Gazete Duvar’da çocukluk hayalini sürdürüyor. Köken Eurosport olunca tahmin etmesi kolay. Asıl ilgi alanı ‘başka sporlar.’