Erkek SMS ile 'boş ol' dediğinde
Erkek mesajla "boş ol" dediğinde, velayet kadına düşmediğinde, kadına nafaka ödenmediğinde, toplumsal sorun oluşturmuyor demek ki boşanmalar. Bu uçuk fetva kadını edilgen kılıp karar verme yetkinliğini yok saydığı için aile putunu öne sürenlerin sessizlikle, zımnen kabulü de ikiyüzlülük.
Şaşırdık mı, sorusuyla bitirmiştim önceki yazımı. On altı üyesi arasında hiç kadın bulunmayan Din İşleri Yüksek Kurulu fetvalarında, kolaylıkların erkeklere tanınıp külfetlerin kadınlara yüklenmesine hiç şaşırmıyoruz elbette. Daha önce de pek çok kez yaşadığımız fetva krizlerinin sonuncusu olan ‘SMS ile boş ol’ fetvasından söz ediyorum yine. Bu fetvanın son satırları mesajla ‘boş düşmüş’ kadına, bu mesajın kocasından geldiğine emin olma sorumluluğu yüklüyordu. Beş altı satırlık fetvanın açığa çıkardığı başka sorunlar da var.
SON TEKNOLOJİ İLETİŞİMİYLE BOŞANMA AİLEYE ZİYAN DEĞİL Mİ?
Malum fetvanın bende uyandırdığı bir diğer merak da ‘kutsal aileciler’in tepkisi oldu. Hani Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı nezdinde pek muteber ve bakanlık yönetiminde pek etkili olan çok sayıda aileyi koruma misyonu üstlenmiş dernek, vakıf filan karşı çıkar mıydı, merak ettim. TBMM de boşanma karşıtı komisyon kurdurup, bu komisyonun raporunda yer alan maddeleri birer birer icraata döktürecek kadar güçlü ve etkili olduklarına göre "boşanma" dedikleri gibi boş ol fetvasına da karşı çıkarlar mıydı, acaba? Benim ‘kutsal aileciler’ kavramıyla tanımladığım, aileyi bir nevi put edinmiş, ailenin içindeki kadın insanını görmezden gelip kurumsal kimliğini tabulaştırmış olanlar, mesajla ‘boş ol’ kolaylığına itiraz etmeliydiler, normalde. Zira "boşanma oranları yükseliyor, nafaka caiz değil, boşanmalar şiddetin asıl sebebi, dağılmış aileler, psikolojisi bozulan çocuklar geleceğin kayıp nesilleri" türünden söylemlerle tanırız bu dernek ve vakıfları. Ancak onlardan da çıt çıkmadı. SMS yoluyla "boş ol" denilerek gerçekleşecek boşanma, ailenin dağılması anlamına gelmiyor gibi.
Boşanmaları önlemek isteyenlerin niyetleri kadınların boşanma kararı vermesine karşı çıkmak. Kadınların karar verme yetkinliğini yok etmek istiyorlar. Sorun olarak gördükleri boşanma, kadının tercihi olan boşanma. Bir de velayetin kadına verilmesi. Ve bir de kadına nafaka ödenmesi, onlara göre sorun olan. Erkek mesajla "boş ol" dediğinde, velayet kadına düşmediğinde, kadına nafaka ödenmediğinde, toplumsal sorun oluşturmuyor demek ki boşanmalar. Bu uçuk fetva kadını edilgen kılıp karar verme yetkinliğini yok saydığı için aile putunu öne sürenlerin sessizlikle, zımnen kabulü de ikiyüzlülük.
Bu kadar ikiyüzlü dindarlık algısıyla bir de dindar nesil yetiştirmekten söz edişleri ürkütücü. Hayatta karşılığı olmayan fetvalar gibi sadece zihinlere vurulmuş pelesenk aile miti de. Hedef, cinsiyetçi iktidarı sürdürebilmeleri için kadının özgür ve eşit birey olarak yaşamasını önlemek.
Bu üç beş satırlık fetvayı hafife alıp görmezden gelmek de mümkün. Ancak ben fetva hakkında tartışmalara en az bir yazıyla daha devam etmek niyetindeyim. Mesela fetva makamının, fetva mekanizmasının işlevi/işlevsizliği konuşulmalı artık bu ülkede.