YAZARLAR

Sisi'nin enerjisi Akdeniz'e yeter mi?

Doğu Akdeniz’in önemli kıyıdaşlardan Mısır’ı enerji gündeminde üst sıralara taşıyan nedir? Mısır nasıl bir enerji profiline sahip? Ülkenin yaşadığı siyasal kırılmalar, yol ayırımları enerji politikaları üzerinden nasıl bir etki doğurdu? Son dönemde bulunan enerji rezervleri ülkenin bölgesel ve küresel politikaları üzerinde etkili olur mu? İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan ile ilişkilerin seyri nedir ve bunlar Türkiye’yi etkiler mi?

Mısır denildiğinde akla piramitler ve herkesin görmesi önerilen Kahire geliyor. Mısır, dinsel çeşitliliği, bin yıllara yayılan kültürel mirası, Nil Havzası ve Süveyş Kanalı gibi pek unsurla tanımlanabilir. Bunun yanında 2011’deki halk ayaklanması, 25 yıl kadar iktidarda kalan Hüsnü Mübarek rejimi ve sonrasında ilkin Müslüman Kardeşler'in iktidarı peşi sıra gelen askeri darbe ve Abdul Fettah El-Sisi dönemi, Kahire’nin güncel tarihindeki önemli kırılma noktaları.

Ülkenin genel ekonomi politik okuması içerisinde son yıllarda dikkat çeken unsur enerji kaynakları. Bölgesel, siyasal ve ekonomik sorunların dışında halihazırda Kahire, enerji politikaları ve analizleri açısında da takip edilen ülkelerin başında geliyor.

Doğu Akdeniz’deki önemli kıyıdaşlardan birisi olan Mısır’ı enerji gündeminde üst sıralara taşıyan nedir? Mısır nasıl bir enerji profiline sahip? Ülkenin yaşadığı siyasal kırılmalar, yol ayırımları enerji politikaları üzerinden nasıl bir etki doğurdu? Mısır’da son dönemde bulunan enerji rezervleri bölgesel ve küresel politikaları üzerinde etkili olur mu? İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan ile ilişkilerin seyri nedir ve bunlar Türkiye’yi etkiler mi? Bu hafta Kahire’den Doğu Akdeniz’e bakarak söz konusu sorulara yanıt arayacağız.

KENDİNE YETER OLMAKTAN ENERJİ İTHALATÇISINA MISIR

Mısır yeni kaynakların keşfiyle gündemde üst sıralara tırmanıyor olmakla beraber, ülkedeki enerji kaynaklarının varlığı yeni değil. Yeni olan bunlara dev rezervlerin eklenmesi. Oil and Gas Journal 2015 verilerine göre Mısır halihazırda 4.4 milyar varil kanıtlanmış petrol ve 77 trilyon feet doğalgaz rezervine sahip. Bunun yanında 95 milyonun üzerinde nüfusa sahip olan ülke, enerji tüketimi bakımından Afrika Kıtası'nın lideri. ABD Enerji Dairesi 2015 verilerine göre petrol ve doğalgaz ülkenin enerji tüketiminin yüzde 95’ini tutuyor.

Mısır'ın günlük petrol üretimi 2014’ten bu yana 708 bin varil civarında. Ülkenin petrol üretiminin büyük bir kısmı Güney Çölü, Doğu Çölü, Sina, Nil Deltası, Doğu Akdeniz ve Süveyş Körfezi’nden geliyor. Ancak kendi kaynakları yetmediği için Mısır; Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlileri gibi ülkelerden petrol, İsrail ve Katar’dan doğalgaz alıyor. Bir anlamda devasa doğalgaz rezervleri üzerinde oturan Mısır, hem petrol hem de gaz açısından dışarıdan destek alamadığı sürece ayakta duramıyor. 2011 öncesinde 60 milyar metreküp doğalgaz üreten Mısır’ın üretimi 2014’te 40 milyarlara geriledi. Artan nüfusa doğalgaza dönük talebin artışı da eklendi ve ihracat bir hayal oldu. Peki diğer enerji zengini ülkeler, enerji ithalatı bir yana ekonomilerinin büyük bir kısmını enerji kaynaklarından gelen gelire yaslarken Mısır neden bunu başaramıyor?

BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK, YOLSUZLUK, YOKSULLUK

Mısır’a dair bir cümleye başlandığında söylenen ilk şey ekonomik darboğaz oluyor. Mısır bir Kuzey Afrika ülkesi, bunun yanında Ortadoğu siyaseti açısından Kahire, sözü geçsin isteyen her aktörün ilk duraklarından birisi oluyor. Buysa ülkedeki dönüşüme, seçime, darbeye pek çok ülkenin ve unsurun politik öncelikleri uyarınca yön verme gayretiyle noktalanıyor. 2011’de yaşanan yönetim değişikliği ve sonrasındaki süreç bunun en net göstergesi.

2011’de Tahrir Meydanı’nı dolduran göstericilerin sloganları ve talepleri dikkate alındığında Mübarek Rejimi’nin varlığından duyulan rahatsızlık dikkat çekmişti. Ayrıca isyanın ekonomi politikalarına tepkiyi de kapsadığı görülüyordu. Mısır, Yemen kadar yoksul bir ülke değil. Ancak müreffeh de olduğu söylenemez. Mübarek sonrası Müslüman Kardeşler iktidarı ve sonra gelen askeri darbeyle ülkenin ekonomik durumu değişmedi. Yeni enerji projeleri bir yana, var olanlara yeteri kaynak aktarılamadığı için enerji sektörü durma noktasına geldi. Benzin için kuyruklar oluşurken elektriğin yokluğu mumlarla giderildi. İşte bu noktada Sisi yönetimi enerji kaynaklarını ve bunların işletilmesini ekonomik darboğazdan çıkış bileti olarak görmeye başladı.

CAN SİMİDİ OLARAK ENERJİ VE STRATEJİK ADIMLAR

Sisi yönetimi sağladığı tartışmalı istikrar sonrasında, ekonomiye hızla yabancı yatırımcı çekmeyi ve enerji talebini karşılamayı hedefledi. Körfez’den gelen finansal destek ve çok uluslu enerji şirketlerinin enerji kaynaklarından pay alma girişimi pek çok ülkenin ve şirketin Mısır enerji sektöründe boy göstermesine neden oldu/oluyor. Halihazırda enerji şirketleri bakımından İtalya ve İngiltere’nin ağırlığı var, ancak Rusya’da son olarak Zohr sahasından Rosneft’in aldığı yüzde 30’luk hisseyle ve Rosatom tarafından yapılacak nükleer santralle Mısır'daki yerini almış durumda. 2015’ten itibaren BP, Shell, Total, Eni, Transglobe gibi şirketlerle petrol ve doğalgaz araması, üretilmesi için pek çok anlaşma imzalandı. Ülkedeki önemli aktörlerden BP Mart 2015’ten itibaren beş yıl içinde Mısır’a 12 milyar dolarlık yatırım yapacağını duyurdu.

2015 aynı zamanda keşif haberlerinin geldiği yıldı. Batı Sahra’dan Shell’in keşif haberine aynı yıl Doğu Akdeniz’de arama yapan Eni’nin Zohr bölgesine dönük haberi eklendiğinde Kahire’nin enerji üzerinden ekonomiyi düzeltme umudu pekişti.

Zohr bölgesi, Mısır’ın Doğu Akdeniz’de yer alan doğalgaz alanı. Zohr’da 850 milyar metreküp (bcm) gaz keşfedildiği açıklandı. Eni’nin ardından BP Zohr’daki keşif ve üretim projesinin yüzde 10’unu aldı. Bunu Rosneft’in Zohr projesinin yüzde 30’lık kısmı, 1 milyar 250 milyon dolara Eni’den alması izledi. Rosneft’in katılımıyla Zohr’daki hisse dağılımı Eni (yüzde 60), Rosneft (yüzde 30) ve BP (yüzde 10) şekline büründü. 2018’te Zohr’da üretime başlanacağı duyuruldu.

KAYNAKLAR, EKONOMİK, JEOPOLİTİK HESAPLAR

Mısır Zohr’dan öncede Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail ile işbirliği yaparak kaynaklarının küresel piyasaya ulaşması için çabalıyordu. Bununla beraber Zohr bölgesinde 850 milyar bcm gazla birlikte taraflar arasında mekik diplomasisi başladı. İlk olarak Güney Kıbrıs’la ardından Yunanistan’la enerji alanında işbirliği kararı alındı. Dikkat çekici olan 2015’te taraflar arasındaki görüşmelerde Münhasır Ekonomik Bölge'lerin (MEB) genişletilmesinde hemfikir olunmasıydı. Dahası söz konusu görüşmelerde Yunanistan Başbakanı Aleksis Cipras “MEB’lere dönük görüşmelerde üçüncü taraflardan izin alınmaz” demişti.

Ankara’ya net bir mesaj veren Çipras, bir yanıyla Mısır ve Güney Kıbrıs’ın MEB konusunda yan yana olabileceğini ima ediyor. Mısır ve Güney Kıbrıs arasında boru hattı anlaşmasının imzalanması, Mısır’ın Avrupa ve küresel piyasaya ulaşmak için İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs’la yakın işbirliği içinde durma gayreti dikkat çekici. Buna bir de Ankara’nın Mısır’la olan sınırlı ilişkileri, İsrail ile politik gündeme endeksli gelgitleri ve Güney Kıbrıs’la neredeyse hiç muhatap olmaması eklendiğinde zor bir dönemin kapıda olduğu söylenebilir.

Bununla beraber Mısır özelinde iki faktöre daha dikkat çekmek gerekiyor. Düşen enerji fiyatları ve İsrail ile gergin ilişkiler. Enerji fiyatlarındaki genel düşüş eğilimi, sondajı çok masraflı olan Zohr bölgesi dahil kaynakların çıkarılmasında enerji şirketlerini isteksiz kılıyor. Projede yer alan şirketlerin de işi ağırdan aldığını söylemek gerekiyor.

Mısır ile İsrail’in daha önce tahkime yansıyan enerji anlaşmazlıkları, tarafların önce kendi gazlarına alan açmak istemesiyle birleşince İsrail, İtalya, Yunanistan ve Güney Kıbrıs arasındaki boru hattı projesinden Mısır dışlandı. Bu durum Sisi yönetiminin LNG başta olmak üzere alternatif arayışını kamçılayabilir. Avrupa’nın son gaz projesi sonrasında Mısır’dan da gaz alıp almayacağıysa belirsiz.

*Haftaya Lübnan ile devam edeceğiz.


Mühdan Sağlam Kimdir?

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir. 8 Kasım 2023'te Ankara İdare Mahkemesi kararıyla Mardin Artuklu Üniversitesi'ndeki görevine iade edilmiş, ancak 27 Şubat 2024'te İstinaf Mahkemesi kararıyla yeniden ihraç edilmiştir. 2017-2023 yılları arasında aralarında Gazete Duvar, Almonitor, Kısa Dalga ve Artı Gerçek'in de bulunduğu medya kuruluşlarında çalışmıştır.