Fıstık ve peynir festivali: Girit mezesi
Ben Girit mezesinii ilk olarak İstanbul’da yaşadığım dönemde keşfettim ve muhteşem lezzetine vuruldum. Girit ezmesi farklı tariflerle de yapılıyor, ancak ben ilk tattığım halini çok sevdiğim için, o tarifi yapıyorum. Anlatacağım şekilde yaparsanız, bu akşam sofranıza yeni bir demirbaş ekleyeceğinizi de garanti ediyorum.
Birçok İspanyol şef, İspanyolların pazarlamaya doyamadıkları tapas’ların sunumlarındaki başarıyla bol miktarda Michelin yıldızıyla ödüllendiriliyor. Hatta öyle ki, Bilbao yakınlarındaki San Sebastian şehri, nüfus başına düşen en yüksek Michelin yıldızına sahip olmasıyla ünlenmiş. Aynı şekilde, İtalyan mutfağında antipasti olarak adlandırılan giriş yemekleri yine mezelerle uzaktan akraba. Türk mutfak kültürünün en gurur duyulacak taraflarından birisi de, meze çeşitliliği. Ama biraz alışkanlıklarımızdan olsa gerek, sunumları çoğunlukla sıkıcı, herhangi bir farklılık taşımadan meze tabaklarına konarak yapılıyor.
Yine de bu sıkıcı durum, mezelerimizin nefis olduğu gerçeğini asla değiştirmez. Elbette bizim mezelerimiz İspanyol tapaslarından ya da İtalyan antipastilerinden karakter olarak çok farklı, çünkü onlar şaraplarla eşleşecek lezzetleri ararken, bizim mezeleri lezzetlendiren içki rakı olmuş. Rakının kendine has anasonlu ve sert karakteriyle eşleşmek için baskın lezzetlere sahip mezeler yapılması adet olunmuş. Çoğu meze bol miktarda sarımsak, yoğun lezzetler ve mideye destek olacak şekilde zeytinyağı ile yapılıyor. Yoğurdun şifası yine birçok lezzetin içindeki mezelerle birlikte sofraya geliyor. Türk meze kültürünü şekillendirenler, aslında Osmanlı zamanlarından itibaren meyhanelerin sahibi olan Rumlar olmuş. Onların meyhanelerinde hazırladıkları mezeler, bugünkü meyhane kültürümüzde de halen yer alıyor. Bir Yunan tavernasına gittiğinizde, siz de, bu mezelerin ortaklığını ve isim benzerliğini rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz.
Tabii ki, meze rakı masalarının vazgeçilmezi ve uzun muhabbetlerin eşlikçisi. Bugün sizlere evde zaman zaman bu tür uzun muhabbetler için sofralar kurduğumuzda yaptığım birkaç meze içerisinden en çok sevileni anlatacağım.
EVDE GİRİT MEZESİ
Evde yaparken, mezeleri günlük olarak hazırlamak ve tüketmek gerek. Buna tek istisna, dolapta bir gün bekleyince daha lezzetli olan zeytinyağlılar ve elbette bir de hazırlanması günler süren lakerda olabilir. Ancak diğer tüm mezeler taze taze hazırlanarak sofraya gelmeli. İlk kuralımız bu.
Gelelim benim favori mezelerimden Girit ezmesine. Ben bu mezeyi ilk olarak İstanbul’da yaşadığım dönemde keşfettim ve muhteşem lezzetine vuruldum. Girit ezmesi farklı tariflerle de yapılıyor, ancak ben ilk tattığım halini çok sevdiğim için, o tarifi yapıyorum. Benim anlatacağımdan farklı olarak, ceviz hatta az miktarda salça ve kırmızıbiber ile yapılan ve neredeyse muhammaraya yakın lezzete sahip nefis Girit ezmeleriyle de karşılaşabilirsiniz. Oysa anlatacağım şekilde yaparsanız, bu akşam sofranıza yeni bir demirbaş ekleyeceğinizi de garanti ediyorum. Özellikle rakı sofralarının vazgeçilmezi olan beyaz peynir ile yapılan bu meze, içine isteğe bağlı ekleyebileceğiniz bir kapak dolusu rakı ile birden bambaşka bir canlılığa ve lezzete kavuşuyor.
MALZEMELER
-200 gr. Ezine beyaz peynir
-50 gr. file Antep fıstığı (bulamıyorsanız havanda dövdüğünüz veya kestiğiniz fıstıklar da işinizi görecektir)
-3-4 sap taze kekik
-2 diş sarımsak
-Yarım çay bardağı zeytinyağı
-1 kapak rakı (isteğe bağlı)
Hazırlaması çok basit olan bu meze için, kekiklerin yapraklarını ayıklayın, peyniri iyice ufalayın, sarımsakları ezin. Sonrasında da tüm malzemeleri iyice bir araya gelecek şekilde karıştırın. Bir kaç dakika içinde son derece lezzetli bu mezeyi sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.
Şimdiden afiyet olsun…