2017 sıcak bir yıl oldu, 2018’in telafisi yok!
2016 yılı dünyada ölçülmüş en sıcak yıl olmuştu; 2017’nin ise telafisi yok demiştik. Ama 2017’de siyasetçiler kömür kadar, petrol kadar, asfalt-beton kadar iklimi değiştirdiler. 2017 yılı Türkiye’de, çok sıcak, çok kurak, iklim felaketlerinin çokça yaşandığı bir yıl oldu. Bu sonucu 10-15 yıl önceki politikalar, yakılan fosil yakıtlar, kesilen ağaçlar, bunlara karar veren siyasetçiler belirledi.
2016 yılı dünyada ölçülmüş en sıcak yıl olarak kayıtlara geçti. İklim değişikliği açısından 2017’nin telafisi yok demiştik. Veriler bu kadar net ve ortada iken 2017’de telafi edilemeyecek politikalara aynen devam edildi. Çok açık ki iklim değişikliğinin hızlandığı, aşırı iklim olaylarının olağanlaştığı bir yıl daha yaşandı.
NASA ocak ayında yaptığı açıklamada 2017 yılının en sıcak üç yıl arasında olduğunu açıkladı, hatta başka bir kurumunun değerlendirmesine göre ikinci en sıcak yıl olduğu söylendi. İyi olan 1880’den bu yana ölçülen en sıcak yıl olan 2016 yılı geçilemedi. Kötü olan şey ise gezegenin artık kalıcı olarak daha sıcak olduğudur.
Dünya Meteoroloji Örgütü ise 2017 yılının sanayileşme öncesi döneme göre tam 1.1°C daha sıcak olduğunu ve en sıcak üç yıldan birini yaşadığımızı açıkladı. Yani geri dönüşü olmayan 1,5°C sıcaklık artışının arifesindeyiz artık. Yani 10-15 yıl evvel yakılan kömürün, petrolün, atılan çimentonun, kesilen ağacın sonucu 1.1°C. Bugün yakılan fosil yakıtların, dökülen beton ve asfaltın etkisinin 10-15 yıl sonra ne olacağını siz tahmin edin.
TİTANİK'TE POKER OYNAYANLAR
Tüm bunlar olurken, 2017 yılının telafisi yokken, “telafisi imkânsız daha fazla zararların” önü açılmaya devam edildi. ODTÜ ormanına otoyol, Maçka Parkı'na tünel, İstanbul’un su kaynaklarına havaalanı inşaatı, ormana taş ocağı yapmak gibi işler yetmedi, geçen yıl yüksek fiyatla alım garantili projelerin altın yılı oldu. Böylesi kritik bir yılda İskoç siyasetçilerin kömür santrallerini kapatması ya da Arnavut siyasetçilerin ağaç kesmeyi yasaklaması gibi olayları beklerken siyasetçiler Titanik batarken pokerde kazanmaya devam ettiler.
TÜRKİYE'DE FELAKETLER YILI
İklim verileri 2016’da artık kömüre, petrole, doğalgaza, asfalta, betona yer olmadığını, sıfır enerjili binalara, toplu taşımaya, rüzgâr enerjili trenlere geçmek için zamanımız kalmadığını hem küresel verilerle, hem de Meteoroloji Genel Müdürlüğü verileri ile bir kez daha gösterdi. Türkiye açısından en temel beş boyut bile durumu ortaya koyuyor.
1- 2017 yılı Türkiye için 150 yıl değil, 30 yıl öncesine göre tam 1°C daha sıcak. 1971-2000 yılı ortalamasına göre 2017 yılı 1°C sıcak geçti. Sanayileşme öncesi Türkiye’nin ortalama sıcaklığını bilmediğimiz için bu rakam aslında oldukça yüksek. Yani sanayileşme öncesine göre dünya 2017’yi 1.1°C daha sıcak geçirirken, Türkiye 30-40 yıl öncesine göre 1°C geçirdi.
2- 2017 yılında ülke sıcaktı, bazı kentler ise kavruldu. 1981-2010 yılları ortalamasına göre bazı kentler yılı 1.1 ila 1.8 C daha sıcak geçirdi. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun neredeyse yarısı, İç Anadolu ve Akdeniz bölgesinde önemli alanlar ülkenin kırdığı sıcaklık rekorunu geride bıraktı.
3- 2017 yılı oldukça kurak geçti. 2017 yılı içinde Türkiye 1981-2010 yılı ortalamasının yüzde 12 altında yağış aldı. Yani Türkiye hem sıcak bir yıl geçirdi hem de daha az yağış aldı. 80’lerdeki kurak günlerden farkı, sıcaklığın ve diğer parametrelerin bu kadar kötü olmaması.
4- Olağanüstü iklim olayları artık olağanüstü değil. 2015 yılı en fazla aşırı iklim olayı yaşanan yıl olmuştu. 2016 yılı da ikinci yıl olarak kayıtlara geçti. 2017 yılı ise en fazla meteorolojik afetin yaşandığı üçüncü yıl oldu. Son 10 yılda yaşanan bu kadar olay artık aşırı iklim olaylarının olağan hale geldiğini gösteriyor. Yani iklim değişikliğinde geri dönülmez noktaya yaklaştığımızı anlamak için dünyaya bakmaya gerek yok, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’ne sormanız bile yeterli.
5- İklim felaketleri artık kentlerde! Yıllardır küresel ısınma dediler, küreyi bekledik. Ama şimdi iklim değişikliği bırakın küreyi, bırakın ülkeyi, kentlerimize geldi. Kentlerde felaketler seviyesine indi. Termik santrali ile meşhur Kahramanmaraş, beton kaplı Antalya, ormanı ve parkı yok edilmiş köprüsü, havalimanı ile ünlü İstanbul en fazla aşırı iklim olaylarının yaşandığı kentler oldu.
PEKİ 2018?
İklimi değiştiren sadece fosil yakıtlar değil, aynı zamanda siyasetçiler. Bedava enerji verimliliği, kömürün yarı, nükleerin ise dörtte biri fiyatına rüzgâr, güneş çözümleri varken paralarımız ucuz ve iklim dostu çözümlere değil pahalı ve iklimi değiştiren çözümlere gidiyor. Yetmiyor, şimdilerde hükümet alım garantili termik projelerine başlıyor. Anlayacağınız siyasetçiler de kömür kadar iklimi değiştiriyor.
2018 yılı bizim için büyük bir şans. Bu şansı siyasetçiler yine kullanmayacak. Hele hele “Samanı da, kömürü de ithal ederim” politikası varken çok zor. Zaten onlar iklim değişikliğini bir fırsat olarak görüyor.
Ama bu topraklara yağan yağmurla ağacını sulayan, sebzesini yetiştiren, merasında kuzusunu otlatan öyle mi? 4 Ocak’ta Elbistan KES’in ÇED raporunu durduran, 15 Şubat'ta Bursa’da belediye meclisinden kömür santrali karşıtı kararı çıkartanlar sadece Elbistan ovasını, Bursa ovasını değil, iklimi ve 2018 yılını kurtarıyorlar.
2016 yılı dünyada ölçülmüş en sıcak yıl olmuştu; 2017’nin ise telafisi yok demiştik. Ama 2017’de siyasetçiler kömür kadar, petrol kadar, asfalt-beton kadar iklimi değiştirdiler. 2017 yılı Türkiye’de, çok sıcak, çok kurak, iklim felaketlerinin çokça yaşandığı bir yıl oldu. Bu sonucu 10-15 yıl önceki politikalar, yakılan fosil yakıtlar, kesilen ağaçlar, bunlara karar veren siyasetçiler belirledi. 10-15 yıl sonra ne olacağını ise bu günler belirleyecek. O yüzden 2018’in de bir daha telafisi olmayacak.