Rus basınında geçen hafta (20-27 Nisan): Türkiye altınlarını ABD'den neden çekti?
Vzglyad haber portalında yazısı çıkan Olga Samofalova, Türkiye’nin ABD’den altın rezervlerini “zar zor çıkarabildiğini” öne sürdü. 2016 sonu itibariyle ABD’deki Türkiye’nin altın miktarının 28,689 tona ulaştığını bildiren yazar, Erdoğan’ın “dolara karşı altın kullanın” çağrısına kulak veren özel bankaların da Amerika’daki altın varlıklarını geri çektiğini dile getirdi. Toplam olarak Türkiye menşeli 220 ton altın ABD’den çekilmiş durumda.
Eho Moskvı radyosu sitesinde yazısı yayımlanan gazeteci Yaşar Niyazbayev, Türkiye’de erken seçimin, Moskova’nın işine geldiğini tahmin etti.
2016 darbe girişiminden sonra Batı’dan bağımsız politikayı yürütmeye başlayan Erdoğan halk tarafından geniş destek aldığını göstermek istiyor. Suriye harekatı vasıtasıyla reytingini yükselten Cumhurbaşkanı’nın durumunun 2019’da ne olacağı meçhul. Gazete Duvar’a atıfta bulunan Niyazbayev, seçmenlerin yüzde 44’ünün desteklediği Erdoğan’ın, ekonomistlerin öngördüğü “ertelenmiş” ekonomik kriz yüzünden zora girme ihtimali var, dedi.
Yazara göre ülkelerimizin arasındaki birçok anlaşmazlığa rağmen bugün objektif olarak Türkiye, Rusya’dan uzaklaşamaz. Aksi takdirde eski devlet yapısını kırmakla uğraşan Erdoğan, Moskof karşıtı ortamda yetiştirilen seçmenlerine Rusya’ya neden yaklaştığını ve Rusya’nın nüfuzuna girmediğini bir buçuk yıl daha anlatmak zorunda olacak. Seçimi kazandıktan sonra bu zorunluluk ortadan kalkar.
Vzglyad haber portalında yazısı çıkan Olga Samofalova, Türkiye’nin ABD’den altın rezervlerini “zar zor çıkarabildiğini” öne sürdü.
2016 sonu itibariyle ABD’deki Türkiye’nin altın miktarının 28,689 tona ulaştığını bildiren yazar, Erdoğan’ın “dolara karşı altın kullanın” çağrısına kulak veren özel bankaların da Amerika’daki altın varlıklarını geri çektiğini dile getirdi. Toplam olarak Türkiye menşeli 220 ton altın ABD’den çekilmiş durumda.
Zamanında Almanya’nın Amerika’dan altınlarını çekemediğini hatırlatan Samofalova’nın mikrofon uzattığı finans danışmanı Maksim Haritonov, "Yabancı menşeli altının sadece kasada yattığını sanmıyorum. Sanırım, o altınlar depozito, kaparo olarak kullanılır, tedavül için değerlendirilir. En kötüsü, özel Amerikan bankalarına devredilmişse geri alınması çok zor" dedi.
Türkiye altınlarını neden geri çekti? sorusuna cevap veren Çağdaş Kalkınma Enstitüsü Finans Uzmanı Nikita Maslennikov ise şöyle konuştu: "Söz konusu çıkış Türkiye’nin, arası açılan Amerika’ya bir nevi mesajıdır. Bunu yaparken Türkiye ABD’den, yürüttüğü politikasına saygı göstermesini istedi."
Nezavisimaya gazetesi yazarlarından Olga Şerunkova NATO’nun, Türkiye’nin Rusya ile arasını açmaya çalıştığını yazdı.
Ankara, Suriye’ye füze saldırısını destekleyince Batılı ülkeler Türk-Rus ilişkilerini ateş altında tuttu. Türkiye’nin ünik jeostratejik tutumda bulunduğunu hatırlatan Şerunkova, NATO’nun ikinci büyük ordusuna da sahip olduğunu bildirdi. Yazara göre saldırıyı destekleyen Ankara, şimdi de Batılı müttefiklerinden daha çok itibar talep edecek.
Gazeteye konuşan Rusya’nın eski Yemen, Libya ve Tunus Büyükelçisi Veniamin Popov, ABD’nin bundan sonra da Türkiye üzerine baskısını yoğunlaştıracağını iddia etti. "Buna rağmen bulunduğumuz çağda halklar hükümetlerinden bağımsız politikayı yürütmeyi ister" dedi. Popov'a göre bu eğilim hem Ortadoğu’da hem bütün dünyada hakim oluyor.
Aynı gazetede çıkan İgor Yaşin imzalı yazıda, Suriye’nin fiili parçalanmasının kaçınılmaz hale geldiğini iddia edildi.
Çok karışık etnik yapıya sahip olan Suriye nüfusunun üçte ikisini Sünni Araplar teşkil ediyor. Onların dışında ülkede eskiden beri Kürt, Nusayri, Dürzi, Şii, Hıristiyan, Türkmen, Çerkes ve Filistinli yaşıyor. Üstelik farklı grupların iktidardaki yerleri de farklı boyutta. Bu yüzden sosyal sorunların sık sık dinsel veya etnik şekilde ele alınması şaşırtıcı değil. Yazara göre bugünlerde zirveye ulaşan gruplararası sürtüşme ve güvensizlik uzun süre devam edecek.
Gazeteye konuşan İslam Araştırma Merkezi Başkanı Kirill Semyonov'a göre, nüfusun en fazla yüzde ikisini teşkil eden Şii-İmami’ler İran ve Hizbullah’ın sayesinde bayağı kalabalık silahlı güce sahip. Bu gidişattan tedirgin olan Sünniler Şii sayılan şimdiki rejime karşı çıkıyor. Rejimi destekleyen Nusayriler savaşta en ağır bedel ödeyen grup. Yerli kaynaklara göre 2015 itibariyle savaşacak yaşta olan Nusayri erkeklerinin üçte biri çatışmalarda öldü. Genellikle Şam’a sadık kalan Dürziler büyük ölçüde savaşın dışında kalabildiği ve kalabalık milis kurduğu için geleceğin Suriye’sinde etkisini artıracak.
Rusya Devlet Sosyal Üniversitesi Şarkiyat bölümü profesörlerinden Grigoriy Kosaç ise savaş sonrası Suriyeli Hıristiyan nüfusunun azalacağını öne sürdü. Kendisine göre Ermeni, Suriyeli Yakubi ve Süryani’lerin çoğu ABD, Almanya ve İsveç’e giderken Ortodoks Suriyeliler Lübnan sınırında ayrı bir “kanton” kuracak. Ülke nüfusunun yüzde 9’unu teşkil eden Kürtler de artık eskisine dönmez. Savaştan önce Suriye vatandaşlığından mahrum bile olan çok sayıda Kürt Şam’ın ilan ettiği Arap milliyetçiliği doktrinine karşı çıkıyordu. Bugün itibariyle kendi yarı-devletine sahip Kürtler, PKK’nin etkisiyle otonomi ve federasyon kurma yoluna girmiş oluyor.
Ukrayna Devletbaşkanı Nikolay Poroşenko ve Rada (Parlamento) milletvekilleri Ekümenik (Fener) Patriği’nden Ukrayna’da aftokefalis (müstakil, başına buyruk) Kilise kurma iznini yeniden isteyecek. Bağımsız Ukrayna’nın Moskova’dan bağımsız kilisesi olmalı, diyen Poroşenko, “sadece dinden değil, jeopolitikten bahsediyoruz” ifadesini kullandı. Ne var ki bugüne kadar yapılan talepler cevapsız kaldı.
Bugün itibarıyla ülkede Moskova Patrikhanesi'ne bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesi ve 1992’de kurulan, ama Ortodoks alemince tanınmayan Kiev Patrikhanesi'ne bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesi faaliyet gösteriyor.
Rua Ortodoks Kilisesinde önde gelen din adamlarından Andrey Kurayev RBC gazetesine konuşurken Fener’in cevabının daha çok siyasi nitelikte olacağını vurguladı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne derse o olur, dedi.
Rusya Bilim Akademisi Avrupa Enstitüsü Din ve Toplum Bölümü Başkanı Roman Lukin ise Ekümenik Patrik’in Rusya Ortodoks Kilisesi ve şahsen patrik Kirill ile ilişki kesmek istemeyeceğini tahmin etti. Uzmana göre olası izin Rusya ve Türkiye’nin kurduğu ikili ilişkileri zedeleyeceği için cevap gene olumsuz olacak.
Andrey İsaev Kimdir?
Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun. Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü ile Kazan Devlet Üniversitesi'nde çalıştı. Toplam 17 yıl çeşitli görevlerde Türkiye’de bulundu, Çin ve Hindistan’da çalıştı. Gazetecilik, araştırmacılık ve çevirmenlik yapıyor. RS FM radyosu kurucularından ve ilk genel müdürü.“Eski Çağ Türkiye tarihi” ve “Hint-Avrupa Mitolojisi: bir inceleme denemesi” adlı kitapları var.
'Kırım'da işgal açıklaması kabul edilemez' 24 Ağustos 2019
'Suriye Kürdistanı projesi şimdilik rafa kaldırıldı' 17 Ağustos 2019
ABD Kürtler ve Türkler arasında manevra yapıyor 10 Ağustos 2019
Basit bir silah ticareti jeostratejik boyut kazandı 03 Ağustos 2019 YAZARIN TÜM YAZILARI