YAZARLAR

Rus basınında geçen hafta: IŞİD zamanla migrene dönüşebilen bir baş ağrısı

EADaily sitesinde yazısı yayımlanan siyaset bilimci Andrey Ganja, IŞİD’in “zamanla migrene dönüşebilen bir baş ağrısı” olduğunu iddia etti. Bundan kısa süre önce Irak, Rusya, ABD ve Fransa devlet başkanlarının IŞİD’in mağlup olduğunu ilan etmesine rağmen son haftalarda IŞİD'in dünya gazetelerinin manşetlerine taşındığını belirten uzman “galip ülkeler” arasında çekişme şiddetlenince IŞİD’in baş kaldırdığına dikkat çekti.

Kommersant gazetesinde yazısı çıkan Kirill Krivoşeev, ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs’e taşınmasına Türkiye’nin tepkisini kaleme aldı. Ankara’nın “geleneksel olarak” olumsuz olan ABD ve İsrail’e yönelik retoriğinin daha da sertleştiğini dile getiren Krivoşeev uzmanların görüşünü aldı.

Ankara’da yaşayan Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Üyesi Timur Ahmetov’a göre “Kudüs konusunu işleyen” Erdoğan bu şekilde seçmen oylarını çekmeye çalışıyor. Uzmanın deyişiyle Suudi Arabistan’a rakip gözüyle bakan Ankara, aynı zamanda Filistinlilerin yanında olmakla İslam dünyası çapında girdiği liderlik yarışında puan kazanmaya da çalışıyor.

Son gelişmeleri değerlendiren Çağdaş Türkiye Araştırma Merkezi uzmanlarından Yuriy Mavaşov ise “Türkiye’den zaten başka bir şey beklenemezdi” dedi. Erdoğan’a göre ABD ve İsrail’in “tehlikeli ve dar görüşlü” çıkışının Filistin sorununu çıkmaza sokmaya yönelik olduğunu vurgulayan uzman, Ankara’nın ana aleyhtarının İsrail değil, ABD olduğunu iddia etti. Uzman, her şeye rağmen her ikisi ile başta ekonomik alanda olmak üzere ilişkiyi kesme niyetinde olmamakla beraber Türkiye’nin, kendi liderliğinde Müslümanların haklarını koruyacak yeni bir uluslararası örgüt kurdurmak peşinde olduğunu savundu.

REGNUM ajansı yazarlarından Stanislav Tarasov, Ankara’nın Yerevan ile “siyasi temas kurabileceğini” öne sürdü.

Yeni Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın “Yerevan, Ankara ile yeniden diplomatik ilişki kurmaya hazır” sözüne Binali Yıldırım’ın “karşılık verebiliriz” diye cevap verdiğini hatırlatan Tarasov, "Öyleyse yakında bölgede, iç ve dış aktörlerin dikkate alınması gereken yeni gelişmelere tanık olma ihtimalimiz var" dedi. Yazara göre Türkiye, Ermenistan’a olumlu yaklaşım göstererek Güney Kafkasya’da yetersiz saydığı nüfuzunu geliştirme çabasında bulunabilir ve Zürih Protokolü yeniden gündeme gelebilir.

Aynı ajansta Irak ve Suriye’de olup bitenleri yorumlayan yazar Sergey Şakaryantz son zamanda çoğalan Amerikalı askerlere yönelik saldırı olaylarına dikkat çekti. Yazar, bunun sebeplerinden birinin ABD’nin, Türkiye’nin “işgal ettiği” Afrin’den çekilmesinde ısrarlı olmaması olduğunu öne sürdü.

Kendisine göre bölgede Batılı ülkelere karşı yükselen husumet, 12 Mayıs’ta Irak’ta yapılan seçimlerden Mukteda es Sadr’ın liderliğinde “radikal Şii” Es Seyrun partisini galip çıkardı. Bilindiği gibi zamanında Amerikan askerleriyle savaşmış ve Irak’ın, Batı’nın aksine İran’ın desteğine ihtiyaç duyduğunu savunan bir politikacı olan es Sadr, yeni hükümet kurduğu takdirde İran’ın bölgede nüfuzu dramatik bir şekilde artacak.

O zaman İran – Irak – Suriye – Lübnan otoyolu ve savaş sebebiyle ertelenen İran - Irak – Suriye – Akdeniz gaz boru hattı gibi stratejik projelerin hayata geçirileceğine tanık olacağız.

Gazeta.ru’ya konuşan Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Koordinatörü Ruslan Mamedov, İran ile İsrail’in birbiriyle savaşmayacağını ama Suriye gibi üçüncü ülkelerde karşı karşıya gelebileceğini iddia etti. Kendisine göre her iki ülke sert retoriğe devam edecek. Bunun yanı sıra yazar, İsrail’in, Suriye ve Lübnan sınırında Hizbullah, Lübnan ve Şam ordularıyla çatışma ihtimaline yer verdi.

O durumda Moskova arabuluculuk yapma imkanını yakalayıp bölgede itibarını yükseltebilir. Ne var ki İsrail’in Suriye’deki İran yanlısı güçleri vurmasına ne kadar göz yumsa da Şam ordusu saldırıya maruz kaldığı takdirde Rusya’nın zor duruma düşeceğini tahmin etti.

EADaily sitesinde yazısı yayımlanan siyaset bilimci Andrey Ganja, IŞİD’in “zamanla migrene dönüşebilen bir baş ağrısı” olduğunu iddia etti.

Bundan kısa süre önce Irak, Rusya, ABD ve Fransa devlet başkanlarının IŞİD’in mağlup olduğunu ilan etmesine rağmen son haftalarda terör örgütü dünya gazetelerinin manşetlerine taşındı.

“Galip ülkeler” arasında çekişme şiddetlenince IŞİD’in baş kaldırdığına dikkat çeken yazar, gidişat gösteriyor ki Şam yakınındaki IŞİD’in üsleri kısa sürede yok olacak, Ürdün sınırında IŞİD’e bağlı El-Velid örgütü, silahlı muhalefet ile savaştığı için “şimdilik rahat bırakılacak”. Ama Suriye’nin doğusundaki teröristlerin kontrolünde bulunan üç bölge birleşirse IŞİD yeniden bir güç haline gelir, dedi.

Yazıyı bitirirken Ganja, 2018’de IŞİD ne kadar ciddi kayıplar verse de “halifesi” Ebu Bekir el Bağdadi’nin, FORBES tarafından “dünyanın en güçlü 74. insanı” ilan edilmiş durumda olduğuna dikkat çekti.

Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nde yürütülen soruşturma sonucunda 1150 Türk inşaatçı’nın kaçak çalışma izni aldığını tespit edildi. Business-online haber portalının soruşturma yürüten yetkililerden aldığı bilgiye göre Tataristan’ın Nijnekamsk bölgesinde TAİF-NK rafineri inşaatını yürüten Gemont şirketinin 1150 Türk personeli Rus dili dersine gitmeden ve testten geçmeden çalışma izni aldı.

Moskova RUDN üniversitesine gönderilen bütün test formlarının Rusçayı iyi derecede bilen sadece dört Türk vatandaşı tarafından doldurulduğu ortaya çıktı.

Davanın baş sanığı Galeev isimli Rus vatandaşı, bunun yanı sıra adları verilmeyen iki başka şirkette çalışan Türk vatandaşlarına Rusça eğitimi vermek üzere bir dil kursu ile anlaşma yaptı. Sadece 50 öğrencinin geldiği kurs 750 işçiye dil sertifikası verdi.


Andrey İsaev Kimdir?

Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun. Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü ile Kazan Devlet Üniversitesi'nde çalıştı. Toplam 17 yıl çeşitli görevlerde Türkiye’de bulundu, Çin ve Hindistan’da çalıştı. Gazetecilik, araştırmacılık ve çevirmenlik yapıyor. RS FM radyosu kurucularından ve ilk genel müdürü.“Eski Çağ Türkiye tarihi” ve “Hint-Avrupa Mitolojisi: bir inceleme denemesi” adlı kitapları var.