Kek Sever misiniz? Kadın Eserleri Kütüphanesi destek bekliyor
Türkiye'nin ilk ve halen de tek kadın kütüphanesi olarak çalışmalarına devam eden Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi bir destek sergisiyle karşımızda. Kek Sever misiniz? sergisinin geliri kütüphanenin çalışmalarına aktarılacak.
DUVAR - Türkiye'nin ilk (ve halen de tek) kadın kütüphanesi olarak 1990 yılından bu yana çalışmalarını sürdüren Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi kuruma destek amaçlı bir sergiyle karşımızda. Yazar, araştırmacı ve küratör bir grup olan K.E.K.sevenler'in çabalarıyla oluşturulan Kek Sever misiniz? sergisinin amacı genç araştırmacıların kütüphaneye olan ilgisini artırmak ve kuruma maddi destek sağlamak.
Nancy Atakan, Neslihan Başer, Hera Büyüktaşçıyan, CANAN, Aslı Çavuşoğlu, Elmas Deniz, İnci Furni, Sibel Horada, Gözde İlkin, Gülsün Karamustafa, Lara Ögel, Yasemin Özcan, Çete-i Nisvan ve İz Öztat, HuoRf, Sevim Sancaktar, Sena, Hale Tenger, Güneş Terkol ve Bahar Yürükoğlu’nun eser bağışlarıyla oluşturulan sergiden elde edilen gelir, kütüphanenin çalışmalarına aktarılacak. K.E.K.sevenler aynı zamanda çalışmalarına film gösterimleri ve konuşmalarla devam edecek. Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı kurucu üyeleri Füsun Ertuğ ve Aslı Davaz'la kütüphanenin çalışmalarını konuştuk. Ve K.E.K.sevenler'den de sergiyi ve gelecek çalışmalarını dinledik.
Kadın Eserleri Kütüphanesinin 30 yıla yaklaşan bir tarihi var. Kütüphanenin yola çıkış amacından bugünlere kadar gelen süreci kısaca özetler misiniz?
Aslı Davaz: Kütüphane ve arşiv kurma fikri ilk olarak 1988’de ortaya çıktı. Farklı ülkelerde benzer amaçlarla faaliyet gösteren kurumları da inceleyerek ülkemizdeki kadın hareketlerinin, öncü kadınların, kadın tarihinin belleğini oluşturmak üzere birkaç kadın bir araya geldik. Öncelikle bir vakıf kurma, yer arama, destek bulma çalışmalarına giriştik. Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi 14 Nisan 1990’da “kadınların geçmişini iyi tanımak, bu bilgileri bugünün araştırmacılarına derli toplu bir şekilde sunmak ve bugünün yazılı belgelerini gelecek nesiller için saklamak” amacıyla açıldı. Kütüphaneyi oluşturan kitaplar ilk olarak yakın çevremizdeki kişilerin ve yayıncı dostların bağışlarıyla sağlandı. Hemen sonrasında da Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi kadın dergileri bölümleri geliştirildi. 1991 yılında ise kadınların özel arşivlerini koruyacak arşiv merkezimiz de faaliyete girdi. Çalışmalarımız büyük oranda gönüllü desteği ile gerçekleşti ve halen de az sayıda deneyimli personelin dışında stajyer ve gönüllülerle sürdürmekteyiz. Kurulduğumuz günden bugüne kadar bir yandan arşiv ve koleksiyonları genişletirken bir yandan da ajanda ve kitap yayımlama çalışmalarına devam ediyoruz. Bu çalışmaları Fener'de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Vakfımıza tahsis ettiği tarihi binada, İBB ve Atatürk Kütüphanesi'nin desteğiyle sürdürmekteyiz.
Koleksiyonunuzdan bahseder misiniz? Bir araştırmacı kütüphanenize geldiğinde nelerle karşılaşır? Hangi kaynaklara erişebilir?
A.D: Kütüphanemizde kadın konulu ya da kadın yazarlar tarafından yazılmış 13 binden fazla kitap, 600 kadar araştırma tezi ve harf devrimi öncesi ve sonrasında yayımlanmış 400'den fazla dergi bulunuyor. Bunun yanı sıra özellikle son 30 yıla ait 110 bini aşkın gazete kupürü konulara ayrılmış bir şekilde klasörlerde araştırmacıların hizmetine sunuluyor. Kütüphaneyi ziyaret eden araştırmacılar Osmanlı’dan günümüze kadınların günlük ve özel yaşamları ile ilgili belgeler ve kadın hareketiyle ilgili büyük bir arşiv bulabilirler. Kütüphanede kitap, süreli yayın, efemera, tez ve makale koleksiyonları bulunmakta; özel arşivler, gazete-kupür koleksiyonu, görsel-işitsel koleksiyon, kadın yazarlar ve kadın sanatçılarla ilgili biyografik dosyalar da mevcuttur. Kütüphanemiz kadın sanatçıların bağışlarından oluşan sanat eserleri koleksiyonu, kadın örgütleri ve örgütlenmeleri ve nadir eserler olarak toplamda 12 ayrı koleksiyon içermektedir. Özel Arşiv Koleksiyonu’nda kurum ve kişi arşivleri bulunmakta, örneğin Süreyya Ağaoğlu, Serpil Çakır, Müfide İlhan, Pınar Kür, Kerime Nadir gibi öncü kadınlara ait arşivlerin yanında Amargi Kadın Dayanışma Derneği ve Biçki-Dikiş Dershanesi gibi kurumlara ait 60 kadar arşiv fonu var. Bunun yanı sıra yayıncılık çalışmalarımızda önemli bir yayın dizisini oluşturan ve Kadınların Belleği Dizisi adıyla yayımladığımız eski harfli Türkçe kadın dergilerinin transkripsiyonu ve her yıl yayımlanan konulu ajandalarımız örnek olarak verilebilir.
Son dönemlerde maalesef Kadın Eserleri Kütüphanesi'nin çalışmalarından haberdar olamıyoruz. Kütüphaneniz son yıllarda ne gibi çalışmalar yaptı? Haberdar olamamamızın sebepleri nedir?
Füsun Ertuğ: Özel konulu bir kütüphane olarak bilginin derlenmesi, kataloglanması, okur-araştırmacı hizmetine sunulması gibi işlevleri olan kütüphanemizin daha çok kadın merkezli araştırma yapanlarca bilinmesi doğal. Ayrıca İstanbul gibi bir kültür başkentinde her gün onlarca etkinlik ve kültürel, entelektüel sunum varken KEK'teki etkinliklerin oldukça dar bir çevre tarafından takip edildiğini biliyoruz. 2017-2018 döneminde bir dizi panele, konferansa, seminere ve Kadın Yazısı gibi bir edebiyat şenliğine de ev sahipliği yaptık ve daha geniş bir çevreye ulaşma yönünde olumlu girişimlerimiz oldu. Ancak Kadın Eserleri Kütüphanesi'ne ait web sitemiz son yıllarda bir dizi talihsizlik yaşadı, güncelleme çalışmaları elimizde olmayan nedenlerle uzadı ve istediğimiz kaliteye ulaşamadı. Bu nedenle radikal bir kararla bir süre yayına ara verip daha kapsamlı bir site hazırlığına giriştik. Facebook sayfamızı ve son yıl içinde Instagram ve Twitter gibi sosyal medyayı daha yoğun kullanmaya başladık. Instagram'da özellikle 1200'ü aştı takipçi sayımız ve tüm etkinliklerimizi, kütüphaneye gelen bağış kitapları vb. oradan da duyurmaya özen gösteriyoruz. Ayrıca tüm kütüphane dostları, araştırıcılar ve bizimle temas içinde olanlarla e-posta yoluyla da haberleşiyoruz.
K.E.K.'in aynı zamanda Türkiye'deki feminist hareketle de örtüşen bir tarihi var. Feminist hareketin hem tarihine hem de şu anki durumuna baktığımızda sizce kütüphanenin hareketle nasıl bir bağı var?
A. D. ve F. E: Kütüphanemizin kurucuları arasında geçen yıl kaybettiğimiz Şirin Tekeli gibi kadın hareketinin içinde yer almış, ona yön vermiş kadınlar da bulunmakta. Her zaman kadın hareketi ile bağlarımızı canlı tutmaya çalıştık ve bu çabamız sürmekte. Sürdürülebilirliğimizi oluşturan gönüllülerimiz ve destekçilerimizin çoğu, kadın hareketinde yer alan ya da kadın-erkek eşitliğinin, toplumsal barışın önemine inanmış kişilerden oluşmakta. Kadın hareketinin geçmişten bugüne sürdürdüğü mücadelenin görselleri, metinleri, yayınları, efemeraları ve özel arşivleri kütüphanede bulunmaktadır. Sadece yakın döneme ait belgeler değil, örneğin Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti’nin yayın organı “Kadınlar Dünyası” (1913-1921) veya Türk Kadın Birliği’nin yayın organı “Kadın Yolu/Türk Kadın Yolu” (1925-1927) koleksiyonumuz da mevcuttur. Kütüphane bünyesindeki koleksiyonlar kadın hareketinin görünürlüğünü artırıp hafızasını korurken, araştırmacılar aracılığıyla bugünün hareketini de besliyor. Son dönemde sayıları giderek artan genç kadın örgütleri, dergileri ve dayanışma ağları ile de iletişime geçilerek onların yayınlarını, broşürlerini, afişlerini KEK'de derleme yoluna gittik. Kütüphane kadın tarihinin, kadın hareketinin belleği, arşivi ve bir anlamda gelecek kuşaklara mirasıdır.
Kadın Eserleri Kütüphanesi Destek Sergisi hazırladınız. İsmi de ‘KEK sever misiniz?’ Bu serginin amacı nedir?
K.E.K. sevenler: K.E.K. sevenler 2018 yılında kütüphane yapısında süreli etkinlikler gerçekleştirmeyi planlayan yazar, araştırmacı, editör, küratör, tasarımcı ve akademisyenlerden oluşan bir grup olarak kuruldu. Amacı Kadın Eserleri Kütüphanesi’ni genç kullanıcılar ile tanıştırmak, kütüphanenin sahip olduğu bilgi ve birikimi paylaşmak olduğu kadar kütüphanenin gelecek projeleri için destek sağlayarak mekânı yeni kullanıcılar ile buluşturmak. Kek Sever misiniz? sergisi K.E.K.sevenler’in kütüphanede düzenlediği ilk etkinlik. Kütüphane kurulduğu dönemde aktif olarak programlanan bir sergi alanına sahipti, ancak 1998’de bu alan büyüyen koleksiyonlara yer açmak amacıyla arşiv mekânına dönüştürüldü. Kek Sever misiniz? destek sergisi bir yandan mekânsal yetersizlikler sebebiyle kesintiye uğrayan sergileme tarihine gönderme yaparken bir yandan da sergi kapsamında bağışlanan işlerin geliri ile kütüphaneye destek olmayı amaçlıyor.
Sergiye katılan sanatçılarla nasıl bir bağ kurdunuz? Sizce bu serginin kütüphaneyle nasıl bir bağı olacak?
K.E.K.sevenler: Sergide yer alan 19 sanatçıyla K.E.K.sevenlerin amacını paylaştık ve kendi seçtikleri bir işleriyle sergiye katılmalarını rica ettik. Bağışlanan işlerin çoğu kütüphane bünyesinde yer alan arşivler ve yayınlarla ya da kadın hareketinin tarihi ve bugünü ile ilişki kuran işler. Öte yandan Kek Sever misiniz? destek sergisi uzun bir dönemden sonra mekânda yapılan ilk sergi ve yapının tarihi ile birebir ilişkili.
Bu sergiden sonra K.E.K.sevenlerin programında neler olacak?
K.E.K.sevenler: Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi’ne destek vermek üzere birleşirken bu çalışmanın belirli bir zaman içerisinde gerçekleştirilmesinin önemli olacağını düşündük dolayısıyla kendimize bir yıllık bir süre ayırıp programımızı bu aralığa yaymaya çalıştık. Yaz tatili dönüşü K.E.K. bünyesinde konuşmalar ve film gösterimleri yaparak yeniden etkileşim yaratmayı hedefliyoruz. Ayrıca #dahaçokbilinsindahaçokkullanılsın etiketiyle kütüphaneden faydalanan herkesin paylaşım yapmasını rica ediyoruz; sosyal medya paylaşımlarının kurumun bilinirliğini artırma yönünde çok faydalı olacağına inanıyoruz.
Son dönemde birçok kurum dijitalleştirme çalışması başlattı. KEK olarak sizin bu yönde çalışmalarınız var mı?
A. D: Son dönemde biz de kütüphane olarak araştırmacıların kolay ulaşabilmesi için dijitalleştirme projeleri üzerinde çalışıyoruz, fon ve destek arayışımızı da bu yöne çevirdik. İlk olarak 1950'de Mersin Belediye Başkanı olan Müfide İlhan'a ait geniş bir arşivin dijitalleştirme çalışması tamamlandı, Nazan Moroğlu ve Sönmez Taner Özel Arşivleri’nin dijitalleştirme çalışmaları sürmektedir.
K.E.K'in bundan sonraki çalışmaları neler olacak?
Aslı Davaz ve Füsun Ertuğ: Vakfımızın bu dönemde sürdürdüğü çalışmaların başında 2019 ajandasının hazırlığı, özel arşivler koleksiyonunda seçilen yedi kadına ait özel arşivin dijitalleştirilmesi için bir proje hazırlığı, yaz döneminden sonra yılbaşına kadar vakfın etkinliklerinin planlanması ve hazırlığı, her zaman sürdürülen yeni arşiv ve koleksiyonların sağlanması devam etmektedir. Görsel ve işitsel arşivlerin taranması, kataloglanması ve araştırmacıların kullanımına açılması yönünde projelendirme çalışmaları da sürmektedir. Kütüphanenin temel işlevi olan bilgi, belge sağlanması ve sunumu dışında kadınlara ilişkin çalışmaların duyurulması, çeşitli paneller, seminerler, eğitim çalışmalarıyla bu bilginin paylaşımı yönünde çeşitli kişi ve kurumlarla ortaklaşa çalışıyoruz. Teknolojik olarak da yeni bir aşamaya geçme ve 30 yıla yakın sürede oluşturduğumuz arşiv ve belleğimizi daha iyi korumaya alma çabasındayız.