YAZARLAR

Rus basınında geçen hafta: AK Parti'nin parlamento zaferi garanti değil

Lenta.ru haber portalı Türkiye'de seçimlerden önce ekonomik durumu kötüleşen halkın AK Parti lideri Erdoğan'a desteğini geri çektiğini, muhalefetin iktidar partisine karşı birleştiğini ifade etti. Haber portalı "Erdoğan birinci değil, ikinci turda kazanırsa itibarı sarsılacak. AK Parti parlamentoda çoğunluk elde etse bile laik ve dindar kesimler arası çekişme artacak" ifadelerini kullandı.

Türkiye’de yaklaşan seçimleri değerlendiren Lenta.ru haber ve analiz portalı, Recep Tayyip Erdoğan’ın durumunun pek sağlam olmadığını iddia etti. Portalın deyişiyle ekonomik durumu kötüleşen halk, lidere  desteğini geri çekiyor, muhalefet iktidar partisine karşı birleşiyor.

Devlet Bahçeli’nin Erdoğan’a verdiği yardım bile yetersiz kalıyor. Eskiden iktidarı sert biçimde eleştiren MHP lideri birdenbire cephe değiştirdi, Erdoğan ile ittifak kurdu. Kimine göre Erdoğan, Bahçeli’ye Cumhurbaşkanı yardımcılığı sözü verdi kimine göre ise geçmişte yaptığı örtülü işlerden dolayı tehdit etti.

“Türkiye’nin demir lady’si” Meral Akşener’in liderliğindeki İyi Parti’nin seçimlere katılması önlenemedi, TL değer kaybetti ve enflasyon yükseldi. Portalın iddia ettiği gibi “popülizm ve Türk milletinin münhasırlığı ile kudretine dair adım başı açıklamalar” artık boşuna gidiyor, halk kötüleşen durumunu Erdoğan’la bağdaştırıyor.

Lenta.ru, gene de Erdoğan gibi güçlü bir siyasetçinin kolay kolay yenilmeyeceğini, sol, sağ, İslamcı ve Kürt muhalefetin tek aday gösterememesi üzerine Erdoğan'ın ikinci turda galip geleceği yönünde yorumlar yapıldığını belirtti.

Öte yandan haber portalına göre parlamento seçiminde AK Parti'nin zaferi hiç garantilenmiş değil. CHP, İyi Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin kurduğu blok iktidar partisine ciddi bir engel oluşturacak.

Erdoğan birinci değil, ikinci turda kazanırsa itibarı sarsılacak. AK Parti parlamentoda çoğunluk elde etse bile laik ve dindar kesimler arası çekişme artacak.

Voyennoye Obozreniye haber portalında yazısı çıkan Boris Djereliyevskiy, Ankara’nın Washington ile “birbirine takılıp kaldığını” yazdı.

S-400 bir yana, Türkiye’nin, F-35’ten iki misli ucuz Rus yapımı Su-57’leri alabildiğini savunan yazar, Amerikan uçak yapımını finanse eden Ankara'nın ABD’nin F-35 satışını iptal uyarısını şantaj olarak algıladığını bildirdi. Bu ortamda Washington Türkiye’yi kaybederse bölgede büyük ölçüde etkisini de kaybetmiş olacak. Ama “zor dönemden geçen” NATO üyesine de fazla baskı yapamaz. Öte yandan Ankara da NATO üslerini kapattığı takdirde elinde Amerika’ya baskı aracı kalmayacak. Yani tarafların ikisi de birbirine takılıp kalmış durumda.

Yazıyı bitirirken Djereliyevskiy, belki Türkiye'nin Rusya ve İran ile ilişkilerini güçlendirerek Beyaz Saray’a “dur” işareti gönderebileceğini ama öyle olsa bile bu yoldan fazla ileri yürümeyeceğini çünkü haklı olarak ikisine de jeostratejik rakip gözüyle baktığını belirtti.

Ortadoğu’daki gelişmeleri kaleme alan Vzglyad.ru yazarı Aleksandr Hristoforov, İsrail’in olası Kürt devletine tam destek vereceğini tahmin etti.

Hatta Likud ve İsrail Beytenu partileri “Kürdistan'ın bağımsızlığını” tanımayı parlamentoya taşıdı. Bu arada, Likud’un başında ülkenin başbakanı, İsral Beytenu Partisi'nin başında ise savunma bakanının olduğunu hatırlatan yazar, Kürdistan’ın ekonomik temelinde petrol ihracatının yattığına dikkat çekti. İsrail, yaptırımlarla karşı karşıya kalan Kürdistan’dan petrol alarak hem enerji elde ediyor hem Kürtlere destek veriyor.

Bununla beraber Hristoforov’un deyişiyle “dünyanın devleti olmayan en kalabalık milleti” olan Kürtlerin durumu İsrail veya başka ülkelerin tanıması ile bile düzelmez. Büyük oyuna çekilen Kürtler piyon durumuna düştü. SDG ile ittifak kuran ABD’nin verdiği sözü tutması şüphe verici. Irak Kürdistanı’nda yapılan referandum ve sonrası bunun iyi bir örneğidir.

EADaily ajansı yayımladığı bir analizde, İran’ın, Rusya-İsrail diyaloğundan rahatsız olduğunu öne sürüldü. Suriye’de “devam eden savaşın gittikçe ülkenin güneyine odaklandığını” bildiren ajans, İsrail ile Ürdün’ün önemi artıyor, dedi.

Ajansa göre Rus devlet adamlarının, Suriye’nin güneyinde sadece Şam ordusunun kalması gerektiğine dair açıklamaları İran’da tepki yarattı. Bugün söz konusu bölgelerde bulunan, başta Hizbullah olmak üzere İran yanlısı silahlı gruplar, İsrail’i rahatsız ediyor. Teröristlerle savaşarak oraya gelen Şii militanlarını geri gönderme çabaları kim tarafından gelirse gelsin Tahran tarafından engelleneceği malum.

Üstelik İran yönetimi, Donald Trump İran ile anlaşmayı feshedince Rusya’nın, Esad’a Tahran’ın etkisini sınırlamaya çalıştığını sanıyor, askeri danışmanlarının ise Suriye’ye Şam’ın davetlisi olarak geldiğini ve sadece Şam talep ederse ülkeden çekileceğini sık sık dile getiriyor.

Gelen bilgilere göre İsrail ve Rusya, Suriye’nin güneyinde yalnız Şam ordusunun kalacağı, İran yanlısı militanların geri çekileceği, İsrail’in, Suriye topraklarından kendisine karşı gelen saldırılara silahla cevap verebileceği konusunda anlaşmaya vardı.

Bu konularda sıkı diyaloğun devam ettiğini tahmin eden ajans, Moskova’nın, İran’a karşı İsrail’in çıkışları engellediğini, Tsahal’ı Şam ordusuna saldırılardan vazgeçirmeye çalıştığını öne sürdü.

Nezavisimaya gazetesinde yazısı yayımlanan İgor Subbotin, Körfez’de bir savaş eşiğine gelindiğini iddia etti.

Katar’a karşı yaptırımların birinci yıl dönümünde S-400 füzeleri satın alma konusunda Moskova ile görüşen Er-Riyad, rakibi Katar’a, bu silahı aldığı takdirde “savaşa kadar gideceğini” açıkladı. Bu arada Katar’ın Moskova Büyükelçisi Fahad Muhammed El Atıya, Rusya ile bu konuda “çok mesafe kat ettik” dedi. Öte yandan gazetenin “Doha’da bir bilgi kaynağı”, Er-Riyad’ın bu açıklaması Washington tarafından kışkırtılıyor, ifadesini kullandı.

Gazeteye konuşan Rus parlamentosu alt kanadı Duma Savunma Komitesi Başkan Yardımcısı Yuriy Şvıtkin, Rusya ile Katar arasındaki ilişkilerin sağlam olduğunu ve Er-Riyad’ın çıkışının S-400 satışını etkileyemeyeceğini bildirdi.

Suudi Arabistan’ın gerçekte silahlı bir çıkışta bulunma ihtimalinin şüphe verici olduğunu vurgulayan Subbotin, şimdiye dek iki ülkeyi çatışmadan alıkoyan Katar’daki ABD üssü boşalırsa bile o ülkede bulunan Türk üssü hem bölgesel hem global güçlerin olası saldırısını engelleyen bir unsur olarak kalacak, dedi.


Andrey İsaev Kimdir?

Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun. Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü ile Kazan Devlet Üniversitesi'nde çalıştı. Toplam 17 yıl çeşitli görevlerde Türkiye’de bulundu, Çin ve Hindistan’da çalıştı. Gazetecilik, araştırmacılık ve çevirmenlik yapıyor. RS FM radyosu kurucularından ve ilk genel müdürü.“Eski Çağ Türkiye tarihi” ve “Hint-Avrupa Mitolojisi: bir inceleme denemesi” adlı kitapları var.