YAZARLAR

Hoşçakal mutfağın rockstar'ı

Bourdain büyük yeteneklere sahip bir şef, müthiş bir anlatıcı ve hepimize dünyayı ve lezzetlerini tanıtmış özel bir insan olarak hafızalarımızda var olacak.

Cuma günü öğleden sonra 2 civarı bir saatte ABD’de yaşayan bir arkadaşımın attığı tweet ile şaşkına döndüm. Mutfak ve gastronomi dünyasının Elvis’i olarak anılan Anthony Bourdain, 61 yaşında hayatına son vermişti. Büyük bir şok, düşünsenize yıllardır işi gücü dünyanın dört bir yanını gezerek oralardaki en lezzetli yiyecekleri keşfetmek olan birisinden bahsediyoruz.

Büyük şef, dünya çapında şöhreti aslında 2000 yılında piyasaya çıkan Türkiye’de de satılan “Mutfak Sırları: Aşçılık Dünyasından Mahrem Maceralar” kitabı ile yakaladı. 2002 yılıysa Bourdain’in televizyon yayıncılığına başladığı yıldı. Food Network’te 35 bölümlük “A Cook’s Tour” programını, Travel Channel’da yedi yıl devam eden “Anthony Bourdain: No Reservations” ve son olarak CNN’de beş yıldır devam eden “Anthony Bourdain: Parts Unknown” izledi.

Bourdain intihar ettiğinde, program çekimleri için Fransa’nın Strasbourg kenti civarında bulunuyordu. Bugün köşemi ben de dahil gastronomiyle ilgilenen herkese büyük ilham kaynağı olmuş bu özel kişiliğe ayırmak istedim.

Barrack Obama’yla Vietnam’da salaş bir restoranda bira içebilecek kadar rahat, sevgilisi Asia Argento’nun da içinde yer aldığı ve Holywood’u sarsan Harvey Weinstein’ın tecavüz skandalı #MeToo hareketinde mağdur olan kadınlara verdiği destekle öne çıkan, dünyada gittiği her yerde sokak tatları ve özel lezzetleri kovalayan, bambaşka bir insan bahsettiğimiz.

Bourdain Amerika’nın New Jersey eyaletinde büyüdü, mutfaklarda bulaşıkçı olarak çalışmaya başladığında daha 10’lu yaşlarındaydı. Daha sonra bir röportajında “mutlu bir bulaşıkçıydım, şaka yollu da olsa, hayattaki en önemli dersleri bulaşıkçı olduğum dönemde aldım derim” demişti.

Bu erken yaşlarında uyuşturucu kullanmaya başlamış ve eroin bağımlısı haline gelmişti. Bağımlılık döneminden sonraki yıllarında, 20’li yaşlarda, bu problemlerinden "beni öldürmüş olması gerekirdi" diye bahsederdi.

New York Vassar Koleji’nde iki yıl okuduktan sonra Bourdain okulu bırakıp bir aşçılık okuluna başladı. Restoranlarda, mutfaklarda çeşitli görevlerde çalıştığı yılların sonunda, Manhattan’da Brasserie Les Halles’de Executive Chef olarak göreve başladı.

Bourdain’in dünyayı gezmesini sağlayan kariyere giden yol ise 40’lı yaşlarının başında yazmaya başlamasıyla ortaya çıktı.

1999’da New Yorker’da yayınlanan “Bunu okumadan yemeyin” adlı makalesi ile büyük ilgi topladı. Makale, mutfak hayatının sırları ve süreçte karşılaştığı karanlık karakterler ile ilgiliydi.

"Amerika’da mutfak, uyumsuz kişiler için bir son vaha gibidir. Kötü geçmişi olan kişilerin yeni bir aile bulabildiği bir yerdir” diye anlatıyordu Bourdain.

Bu makale, daha sonra gelişti ve yukarıda bahsettiğim “Mutfak Sırları: Aşçılık Dünyasından Mahrem Maceralar” kitabına evrilerek, dünya çapında 20’nin üzerinde dile tercüme edildi.

Kitapla gelen popülarite çok geçmeden Bourdain’in televizyon macerasını başlattı. Food Network’teki A Cook’s Tour programı kısa zamanda başarılı oldu. Daha sonra Travel Channel’daki Anthony Bourdain: No Reservations programı geldi. Bu program Bourdain’in dünya çapında tanınmasını ve iki Emmy ödülü kazanmasını sağladı.

2013 yılında CNN ile başladığı program ise hem kendisi hem kanal için oldukça riskli görülebilirdi, Dünya çapında habercilik yapan bir kanal ve bir şef. Ancak sonuç yine çok başarılı oldu, Bourdain burada da en çok izlenen kişilerden birine dönüştü ve bugüne kadar tam beş adet Emmy ödülü kazandı.

Sosyal medyada kaybı üzerine tanıyan tanımayan binlerce kişi üzüntülerini ifade ederken, belki de en çok göreceğiniz ifade “sanki bir dostumu kaybettim” şeklindeydi.

Bourdain büyük yeteneklere sahip bir şef, müthiş bir anlatıcı ve hepimize dünyayı ve lezzetlerini tanıtmış özel bir insan olarak hafızalarımızda var olacak.

Hoşçakal mutfakların Elvis’i, gittiğin yeri de daha renkli kılacağına eminim.


Evren Aybars Kimdir?

1978'de Ankara'da doğdu. Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi ve ODTÜ Makina Mühendisliği'nde okuduktan sonra iş hayatına atıldı. Çalışırken aynı zamanda çocukluk yıllarından beri merakı olan yemek yapma konusunda da kendini geliştirmeye başladı. Bir blog sayfası ile başlayan yemek tarifleri macerası, 2014'te Özge'yle evlendikten sonra evinde çekimlerini yaptığı 10 Numara Mutfak adlı Youtube kanalı ve Radikal gazetesinde gastronomi yazıları ile devam etti. 2015 yılında Uğur Deniz'in babası oldu. 2016 yılından bu yana da Gazete Duvar da gastronomi yazılarına ve bir yandan da makina mühendisi olarak kariyerine devam etmektedir.