Treni kim devirdi?
Ortada rekor bir yağış yok, ortada menfezi kontrol edecek yol bekçisi yok, ortada menfezleri tamir edecek para yok, Meteoroloji verilerini okuyacak, önlem alacak bir ekip yok. Çünkü TCDD’de mühendis, teknisyen ve işçi çalıştırmak pahalı. Ama duble yol yapıp her sene tekrar asfalt dökmek ucuz! Köprü yapmak, ormana hava limanı yapmak ucuz.
Pazar gecesi Tekirdağ Çorlu yakınlarında yaşanan tren kazası faciası büyük can kaybı ve yaralanmalarla sonuçlandı. Kurtarma çalışmaları saatlerce sürdü ve bu yazı yazıldığında hâlâ bitmiş değildi.
İlk resmi açıklama bakanlıktan geldi, aşırı yağış nedeniyle toprak kaymıştı. Bakan Ahmet Arslan açıklamasında “8 Temmuz'da 10.40 itibarıyla 07.00 trenimiz bu yolu kullanmıştır ancak daha sonra 14.20 ile 15.10 arası metrekareye saatte 32 kilogram yağmur düşmüş, bu da oradaki menfezde olağanüstü şişmeye, zira zemin sürekli aldığı yağış nedeniyle suya doygunluk nedeniyle olağanüstü şişkinlik olmuş. ” diyerek konuyu hava durumuna bağladı.
İKLİM Mİ TRENİ DEVİRDİ?
Aşırı iklim olaylarının sıklığının ve şiddetinin arttığını biliyoruz. Ama siyasetçilerin de kendi sorumsuzluklarını iklime bağlamasındaki artan sıklık ve şiddet kimsenin gözünden kaçmıyor.
Birincisi, bundan daha şiddetli yağışlarda da sel felaketi, toprak kayması gibi olayların olmadığını, daha az şiddetli olanlarda da altyapı kötü ise olduğunu artık biliyoruz.
İkincisi, demiryolunun altında toprak olduğunun itiraf edildiğini görüyoruz. Bir menfezin üstünde, demiryolunun altında toprak olur muymuş?
Üçüncüsü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü “14.20 ile 15.10 arası metrekareye saatte 32 kilogram yağmur düşmüş” bilgisini geçtiğinde bu bilgi sonuncunda bölgenin kontrol edilmesi gerektiğine dair bir prosedür yazacak mühendis, hattı kontrol edecek teknisyen olmadığını görüyoruz.
Dördüncüsü ise, hadi 32 kg yağdı diyelim. 16 Ekim 1997’de Tekirdağ’da gün içinde 140,1 kg yağmur yağdı. Bu, gün içinde ölçülmüş en fazla yağış rekoru idi. O zaman toprak kaydı mı?
Yağmur bu yağar, sen de sistemini kontrol edersin.
DEMİRYOLU ÇALIŞANLARINI KİM ATTI?
Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Hasan Bektaş'ın yaptığı açıklamadan yolların rutin kontrolünü yapan yol bekçisi kadrosunun beş yıl önce kaldırıldığını öğreniyoruz.
TCDD’de küçülme sadece yol bekçiliği ile sınırlı değil. 1959’da TCDD bu ülkede yolcu taşımanın yarısından, yük taşımanın dörtte üçünden sorumlu iken 66 binden fazla insan çalışıyordu. Ülkede otomobil sektörü gelişmeli idi ve nüfus arttıkça çalışan sayısı azaldı. 2000 yılında 47 bin demiryolu çalışanı vardı.
Ancak duble yollar yapmak için, daha çok petrol bağımlığı ve üstünden vergi toplamak gerekiyordu. Demiryolları buna engeldi. Çalışanların haklarına saldırmak ve sayısını azaltmak en iyi yöntemdi. 2006 yılına gelindiğinde 33 bine düşen çalışan sayısı 2015’te 29 bin seviyesine indi.
2017 YILINDA İŞÇİ KIYIMI
2017 yılına gelindiğinde demiryollarında ciddi bir işçi kıyımı yaşandı. 2016 yılında 28 binden fazla demiryolu çalışanı vardı ve bunun 24 bini TCDD’deydi. 2017’de ise TCDD'de çalışan sayısı 13 bine düştü. Böylece toplam demiryolu çalışanı 18 binin de altına indi.
Ülke büyüyordu ama demiryolları büyümemeli, insansız kalmalı idi. 2017 yılında TCDD içinde bırakın yol bekçilerini, çalışan kimse kalmadı gibi. 1959 yılında bu ülkede 27 milyon insan yaşarken 66 bin kişi demiryollarında çalışıyordu. Bugün bu nüfusa göre 150 belki 200 bin kişi demiryollarında çalışmalı. Ama şimdi 18 binden az insan çalışıyor. O yüzden ne güvenlik ne mühendislik ne planlama ne organizasyon, hiçbirine eleman yok.
DEMİRYOLU ÇALIŞANLARINA ANGARYA
Bugün iktidara sorsanız demiryollarında çok ciddi ilerleme var. 2002 yılında 14,6 milyon ton yük taşınırken 2016’da 25,9 milyon ton taşınmış. Ama 2002’de banliyö hariç 25 milyona yaklaşan yolcu sayısı 2016’da 21 milyonun altına düşmüş.
2002 yılında nüfus 65 milyon bugün 80 milyon, ekonomi büyüdü, üretim arttı.
Çalışan sayısını arttırarak demiryollarında angarya başladı. 2002’ye göre çalışan başına düşen yolcu sayısı üçte bir oranında arttı. Yük ise üçe katlandı.
DEMİRYOLU VAR MI?
2002’de Haydarpaşa tren garı vardı, 2016’da yoktu. 2002’de duble yol yoktu, şimdi var.
TCDD’nin 2017 yılı raporlarına bakarsanız Hollanda’da demiryolu varsa Türkiye’de yok. Hollanda Türkiye’nin neredeyse 20’de biri kadar bir alana sahip ama yıllık yolcu sayısı bizimkinin beş katı, yük miktarı ise iki katı.
Bütün bunlara rağmen Hollanda’da 2016 yılında hiçbir tren raydan çıkmazken Türkiye’de 23 raydan çıkma kazası yaşanmış.
SEÇİM BÜTÇESİ İHALEYİ İPTAL ETTİRDİ Mİ?
7 Haziran tarihinde "14 Demiryolu Bakım Müdürlüğü Mıntıkası Halkalı Muratlı Arası Menfez Bakım Ve Taş Duvar İşleri" başlıklı bir ihaleye çıktı. Çorum Halkalı Muratlı arasındaki ilk durak. Seçime iki gün kala para ayrılmadığı için ihale iptal edildi. Çok açık ki kamu kaynaklarının bu kadar kullanıldığı bir seçim olmamıştır. Harcanan o kadar parayı biliyorduk ama kazanın olduğu hattın bakımının bile ertelendiğini bilmiyorduk.
KİM DEVİRDİ?
Ortada rekor bir yağış yok, ortada menfezi kontrol edecek yol bekçisi yok, ortada menfezleri tamir edecek para yok, Meteoroloji verilerine okuyacak, önlem alacak bir ekip yok. Çünkü TCDD’de mühendis, teknisyen ve işçi çalıştırmak pahalı. Ama duble yol yapıp her sene tekrar asfalt dökmek ucuz! Köprü yapmak, ormana hava limanı yapmak ucuz.
Hollanda bizim 20’de birimiz, bizdekinin beş katı yolcu ve iki katı yük taşıyor. Ülkede 2016’da sıfır tren raydan çıkmış. Biz de ise 23.
Savcılar makinistleri ve yolcuları ifadeye çağırdığı haberleri geldi. 2000 yılında 47 bin olan demiryolu çalışanının 2015’te 25 bine, şimdi de 17 bine indireni, bakım ihalesini iptal edeni, yol bekçiliğini bitireni çağırır mı?
Kaynaklar:
Demiryolu Sektör Raporu ( TCDD ) 2009
Demiryolu Sektör Raporu 2016
Demiryolları İstatistik Yıllığı 2002-2006
Demiryolu Sektör Raporu 2017
Mgm Verileri