Akıllarda soru işareti VAR!
Türkiye Süper Ligi'nde bu hafta 24 saat arayla oynanan maçlarda öyle ilginç durumlar yaşandı ki birçok spor muhabirine ve yorumcularına fazladan mesai çıkardı. Cumartesi akşamı oynanan Antalyaspor-Galatasaray maçında ilk felaket yaşandı. Pazar ise Fenerbahçe-Başakşehir'in 0-0 giden maçında 70'li dakikaların sonlarında ekranlarımızın sol üst köşesinde kırmızı bir uyarı noktası belirdi. VAR sisteminin arızalandığını ve o an VAR'ın devre dışı kaldığını gösteriyordu işaret.
VAR sistemi spor basınının ve kamuoyunun gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Geçen yazımızda VAR sistemini masaya yatırmıştık. Nedenini, çalışma şeklini, faydalarını, zararlarını, dolaylı yoldan nelere etki edebileceğini... Bugün ise niyetini tartışacağız. Türkiye Süper Ligi'nde bu hafta 24 saat arayla oynanan maçlarda öyle ilginç durumlar yaşandı ki birçok spor muhabirine ve yorumcularına fazladan mesai çıkardı. Aslında bu konuya hemen ikinci kez köşemde yer vermeye niyetim yoktu ama özellikle futbola gönül verenlerin varsa yoksa gündemi bu. Annem, futbolla hiç alakası olmayan bir kadın bile “Ara, nedir bu VAR olayı?” diye başımın etini yiyor diyebilirim. Çok uzatmadan girelim konuya, vuralım neşteri.
Cumartesi akşamı oynanan Antalyaspor-Galatasaray maçında ilk felaket yaşandı. Maçın hemen başında GS kalecisi Muslera'nın ceza sahası dışına çıkıp topa vurmak için salladığı tekme rakibinin karnına geliyor. Normal şartlarda bu pozisyona kırmızı kart verecek hakem Cüneyt Çakır'dı. Ama Çakır'ın maçı devam ettirmesi üzerine VAR hakemi Mete Kalkavan'ın, Çakır'ın kulaklığına “bence bu pozisyona bir daha bak” uyarısında bulunması gerekiyordu. Maçın başı olması dolayısıyla “aman Galatasaray maçın başında bir kişi eksik kalmasın” kaygısıyla pozisyon hiç yaşanmamış gibi maç devam ettirildi. Türkiye'de hakemler büyük takımların aleyhine bu tip kararlar vermekten zaman zaman çekinebiliyorlar. 87'inci dakikada Galatasaray kendisini 0-1 öne geçirecek golü bulduktan sonra maçın son saniyesinde tam bir hakem kurnazlığı yaşandı. Antalyaspor korner kullanırken top oyuna girer girmez Muslera, kale önünde rakip oyuncuyu iterek iki metre savrulmasına neden oldu. Çakır ise hiç vakit kaybetmeden, VAR'ın da olası müdahalesi olmadan hemen maçı bitirdi. Çünkü orada devam ettirilecek 30 saniye Antalyaspor'un beraberlik gölünü atması için bir penaltı fırsatı doğuracaktı. Burada “yenilmeyen” ama Cüneyt Çakır'ın da yardımıyla “maçı kaybeden” Antalyaspor oldu.
Gelelim tartışmalara neden olan pazar gününe. Önce saat 18:00'de oynanan Fenerbahçe-Başakşehir maçına gidelim, suyun bulanmaya başladığı saatlere. Kadıköy'de aslında çok güzel bir maç oynandı. Bir tarafta son üç yıldır lige damga vuran Başakşehir takımı, diğer tarafta ev sahibi yedi maçta yedi puan toplamış, mutlak kazanmak zorunda olan Fenerbahçe. Güzel de bir maç oldu esasında, hareketli ve pozisyonlu. 0-0 giden maçta 70'li dakikaların sonlarında ekranlarımızın sol üst köşesinde kırmızı bir uyarı noktası belirdi. VAR sisteminin arızalandığını ve o an VAR'ın devre dışı kaldığını gösteriyordu işaret. Tam da bunun birkaç dakika sonrasında Başakşehir golü bulmaz mı? Ofsayt diye gol iptal edilmez mi? Al sana en basitinden bir komplo teorisi. Şimdi şöyle bir durum var; atılan gol ofsaytsa problem olmaz. Ama ofsayt olarak kesilen golün nizami gol olduğunu ekranların başında herkes görünce çık çıkabilirsen işin içinden. Burada hakem Ali Palabıyık'ın açıkçası çok büyük bir yanlışı yok, sonuçta bayrağı yan hakem kaldırmış. VAR'a gitmek isterken kulaklığına VAR'ın o an arızalandığı haberi verilince yapılacak bir şey yokmuş gibi gözükse de vardı. Federasyon ve hakem yönetmelikleri görüntülerden faydalanma hakkı vermedi mi? Git o zaman ekrana normal yayına verilen görüntülerin VAR ekranına verilmesini talep et! Zaten pozisyonun anlaşılması için 35 tane açıdan görmeye gerek yok. Ofsayta düşen oyuncu rakibinin bir metre gerisinden hareketlenmeye başlıyor. Tabii bütün bunlar yapılabilecek şeyler listesine dahil edilebilir. Ama Başakşehir Kulübü yönetimi suç duyurusunda bulunup bu iş ile ilgili bir soruşturma başlattı. Sonuç olarak onların da kafasındaki düşünce herkes gibi aynı: Bu VAR'ın bozulması tam da bizim golü bulduğumuz, maçın son bölümüne yani kritik dakikalarına mı denk gelir? Sonuç olarak Fenerbahçe bir puan alarak sekiz maçta sekiz puana ulaştı. Başakşehir ise bir kaza ile iki puanı Kadıköy virajında bıraktı.
Pazar günkü skandal şovunu bu kadar zannedenler yanıldı. 20:30'da başlayan Konyaspor-Beşiktaş maçında her şey normal giderken hakemin ilginç kararları ortalığı ayağa kaldırdı. Maçın 30'uncu dakikasında Beşiktaş'ın kalesinde bir pozisyon yaşandı. Yerde kalan Vida'nın eline çarpan top, hakem Ümit Öztürk tarafından penaltı olarak değerlendirildi. VAR'a giden Öztürk ve penaltıyı teyit etmiş oldu. VAR sayesinde son derece doğru ve tartışmaya kapalı bir karardı bu. Konyaspor, 1-0 öne geçti böylelikle. Maçın 50'nci dakikasında Konyaspor bir korner kullanırken Medel ve Uğur Demirok topsuz bölgede birbirlerine sarılıp boğuşurken hakem oyunu durdurdu ve Beşiktaş'ın aleyhine tuhaf ve anlamsız bir penaltı çaldı. VAR'a gidince hakem “tamam, herhalde iptal edilecek” dendi ama durum hiç de öyle olmadı. Konyasporlu Yatabare penaltıyı kaçırınca aslında bir nevi hakem Öztürk'ü de kurtarmış oldu. Çünkü Beşiktaş hatalı bir penaltı ile 2-0 geriye düşseydi bir maç bitmiş olacaktı, iki Başakşehir gibi ortalığı ayağa kaldıracaktı. Beşiktaş 10 kişi beraberliği yakalayıp öne de geçti ama 90+4'te yediği golle iki takım birer puanla haftayı geride bıraktı. Konyaspor'un beraberlik golünden sonra üçüncü golü arayan Beşiktaş, rakip yarı alanda hücum ederken Babel'in bir pozisyonu var ki yenilir yutulur değil. Babel, rakip oyuncunun kasıklarına ayağının tabanıyla tekme savururken hakem sadece faulle durdurdu. Çok net kırmızı kart görmesi gereken ve Beşiktaş'ı 9 kişi bırakması gereken pozisyonda hakem Ümit Öztürk “aman, maç bitsin böyle” kaygısıyla devam ettirip maçı bitirdi.
Konyaspor'un kaçırdığı penaltı pozisyonunda VAR hakemi Mete Kalkavan'ın ayağa kalkıp elleriyle “Tuh! Allah belanı versin!” yaptığı görüntü de basına ve sosyal medyaya sızınca al sana bir komplo teorisi daha. İşin ilginç tarafı Antalyaspor-Galatasaray maçının da VAR hakemi yine Mete Kalkavan'dı. Yani Muslera'nın penaltıya yol açan hareketine devam deyip Beşiktaşlı Medel ile Uğur Demirok'un pozisyonunda tuhaf bir penaltı veren aynı VAR hakemi.
Uygulama olarak VAR'ın futbola gelmiş en iyi yeniliklerden biri olduğunu düşünüyorum. Ama her şeyde olduğu gibi bunu da kendimize uyarlayıp kafamıza göre iş yapıyoruz. Mesela nasıl fit, disiplinli ve konsantre yabancı bir futbolcu gelir ve bir süre sonra o da hakeme itiraz eden, kilo alan gayriciddi bir futbolcuya dönüşür. Yahut stadlara düzenli giriş olması için turnike sistemi uygulanır ama oradan bile ikişer ikişer geçmeye çalışılır. Bu durum da aslında bizzat böyle bir şey. Ciddiyetsiz ve düzensiz uygulanması ortalığı karıştırmaktan başka bir şeye neden olmuyor. Tartışmaları azaltmak için uygulanan bu yenilikçi sistem daha fazla tartışma ve paranoya oluşmasını sağladı şu ana kadar. Hani bir önceki yazımda romantik düşünenlerden bahsetmiştim hatırlarsanız. “Tartışmalar, bu işin tadı tuzudur” diyenlere şu kadarını söyleyeyim: Böyle giderse ortalık iyice karışacak. Çünkü herkesin kafasında kocaman bir soru işareti VAR!