YAZARLAR

Paris Ekolü’nün İstanbullu son üyesine veda

İstanbul doğumlu çok yönlü çağdaş sanatçı Albert Bitran, 9 Kasım'da Paris'te yaşama veda etti. Resim, heykel ve seramik sanatçısı, baskı resim ve gravür ustası Bitran ile, 'Paris Ekolü' olarak tanınan ve İstanbul'dan Paris'e göçen sanatçıların tamamı da anıları ve eserleriyle, sonsuzlukta tekrar buluşmuş oluyor.

Modern Türk plastik sanat tarihinin 'Paris Ekolü'nden, İstanbullu soyut, lirik dışavurumcu sanatçı Albert Bitran (1929), geçtiğimiz günlerde hayatını yitirdi. Böylece, 'Paris Ekolü'nün bilinen yaşayan son fırçası da sonsuzluğa mezun olarak, aynı tarih tuvalindeki yerini dostlarıyla birlikte almış oldu. Fikret Mualla, Abidin Dino, Avni Arbaş, Nejad Melih Devrim, Mübin Orhon, Selim Turan ve Hakkı Anlı ile belli bir çizgi ve tavrı betimleyen, daha ziyade renk ve geometri çıkışlı bir üretimi benimsemiş 'Paris Ekolü' çeperinde pek çok karma sergiye katılan Bitran'ın öyküsü, daha 20 yaşında mimarlık okumak üzere gittiği bu romantik kentte başlamıştı.

Albert Bitran, Galeri Nev Ankara arşivi

İlk sergisini henüz 22 yaşında, Paris Galerie Arnaud'da açan Bitran'ın resimleri, 1956'dan başlayarak Paris Modern Sanatlar Müzesi, Centre Pompidou gibi kurumlarda temsil edilerek, ABD, Küba ve Avrupa Birliği'ndeki birçok ülkenin müze koleksiyonlarına dahil edildi. Bitran'ın ilk sergisinin katalog metnini Roche kaleme aldı. Ressam, Paris'te ayrıca Samuel Beckett ve Eugene Ionesco gibi usta modern tiyatrocuların yapımlarını sahnelemiş olan Babylone Tiyatrosu gibi mekânlarda da yapıtlarını sergiledi. Burada açtığı sergi soyut sanatın önemli kuramcı ve eleştirmenlerinden biri sayılan Charles Estienne tarafından düzenlenen sanatçının bulunduğu etkinliğe, meslektaşı Nejad Melih Devrim de katıldı.

Baskı resimleri Amsterdam Stedelijk Müzesi'ne de alınan, ABD'li ve Latin meslektaşlarıyla yakınlaşan, 1956'da Paris Modern Sanat Müzesi 'Evrim' sergisine katılan Albert Bitran, eserlerini 'Paris Ekolü' mensubu Mübin Orhon'a kucak açmış, Güney Fransa Saint Paul de Vence'daki Galerie Octobon ve yine Paris'teki Iris Clert Galerisi'nde de sergileme fırsatını yakalamıştı. 1952'de Venezuela'da açılan 'Birinci Soyut Sanat Sergisi'ne katılan sanatçının bir yapıtı da, İkinci Dünya Savaşı ertesi Paris'inin en önemli soyut sanat etkinliği sayılan 'Salon des Realities Nouvelles'a dahil edilmişti.

Deus Rogues, tuval üzeri yağlıboya, 1972

İlk ABD sergisini New York Gallery Stephen Hahn'da açtığı 1960'ların ortalarından itibaren gravür, taşbaskı ve seramikle ilgilenen çok yönlü sanatçı Bitran, baskı tekniği kullandığı yapıtlarını birlikte çalıştığı Jean-Louis Baudry gibi çeşitli yazarlarla kitap sayfalarına da taşımıştı. Seramik ve çimento kullandığı bir heykelini 1970'te Paris Les Halles'deki "Mimaride Sanat" sergisinde teşhir eden Albert Bitran, Danimarka, Kopenhag'da dört sene yaşadı.

Gezmeyi çok seven ve 1981'de, Fransa Saint Die Müzesi'nde müze koleksiyonundan yapıtların yer aldığı, tual, desen ve baskılarından oluşan büyük bir sergi açmış olan çok yönlü sanatçı, ertesi yıl Danimarka Jutland'daki Randers Müzesi'nde yine büyük bir sergiyi tekrarladı. İstanbul'daki ilk retrospektifi ise, 1983'te Institut Français katkılarıyla, Beşiktaş'taki eski İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi'nde, gravürleri üzerinden sergilenmişti. Dönemin sergi davetiyesine baktığımızda, İstanbul'daki müzeye Fransız yetkililerin çoktan 'Modern Sanat Müzesi' demiş olması da, o dönemde 'Çağdaş Sanat Müzesi' arayışında olan bir ülke adına hayli ilginç bir manzara üretmişti.

Bitran iki yıl sonra, edebiyatçı dostlarının el izleri ve el yazıları ile, kendi yapıtlarını bir araya taşıdığı 'Mains' dizisine başladı. Bu seri, ileride, Şubat-Mart 2008'de de İstanbul Fransız Kültür Merkezi'ne misafir edildi. Sanat tarihine önemli kayıtlar da bırakan Bitran'la, Campedron Sanat ve Kültür Merkezi'nde 1991'de yapılan büyük sergisi vesilesiyle kapsamlı bir söyleşi üretildi. Bu video çalışmanın tam metni daha sonra, Lizbon Gulbenkian Vakfı'nın düzenli yayını 'Coloquio'da yer aldı. Ressam, 1990'lı yıllarda gravür ve litografiye yeniden odaklanarak Los Angeles'da ikâmet etti. Paris Georges Pompidou sanat merkezi, 1980-82 dönemi eserlerini 1993'te bir araya taşıyarak, bu süreçte sergiledi.

Washington'dan Tokyo'ya, oradan Basel, Montreal ve Salzburg ile Oslo'ya birçok kentte eserleri sergilenen Albert Bitran, Montreal Vitry'de iki büyük duvar resmi de üretti. Sanatçı bu yapıtlarını, meslektaşı ve 'Paris Ekolü' üyesi, dostu Selim Turan'ın yardımıyla tamamladı. Albert Bitran, Oskar Kokoschka'nın kurduğu Salzburg Yaz Akademisi'nde de dersler verdi. İstanbul'u çok seven ressamın, kendi çocukluğundan esinle ürettiği 'Metnin Erozyonu' isimli yazısı, 1997'de dönemin önemli Fransız sanat dergisi Superieur-Inconnu'de yer aldı. Bitran'ın salt mimarî değil, ama kaligrafi ile de ilişkilendirilen 'Arcades' serisi, eş zamanlı bir proje ile yine 1997'de İstanbul Galeri Nev, Aksanat, İstanbul Fransız Kültür Merkezi gibi mekânlara konuk oldu. Galeri Nev Ankara daha sonra bu çalışmaları Şubat 1998'de başkente getirdi. Bitran'ın 2000'de Yapı Kredi Kâzım Taşkent Sanat Galerisi'nde açılan 'Paris Okulu ve Türk Ressamları' sergisinde de eserleri yer aldı. Sanatçı, 2007'de ise Santral İstanbul'da düzenlenen Modern ve Ötesi sergisine, 'Bir Peyzajın Doğuşu' isimli tuvalinin desen ve eskizleriyle dahil edildi. İlgili yapıt ayrıca, 2006'da da Lüksemburg Müzesi'ndeki lirik soyut anlayışlı, Paris çıkışlı bir sanat tarihsel sergiye dahil edilmişti.

Bitran'ın yarım yüzyılı aşkın sanat yaşamından kapsamlı bir seçki, Şubat-Mart 2008'de de Ankara Galeri Nev'de izlenime sunulmuştu. Yapıtları günümüzde, Christie's Müzayede Evi kataloğunda on binlerce avro bedelle yer bulan Bitran ayrıca, küratörlüğünü Haldun Dostoğlu'nun yaptığı ve Pera Müzesi koordinasyonunda Ekim 2017-Mart 2018 tarihleri arasında izlenen, Antalya Kültür Sanat (AKS) imzalı 'Elinde Işık Parçaları-Türk Resminin Paris Macerası' isimli sergide temsil edilmişti. Bu sergide, 'Paris Ekolü', Fikret Mualla, Abidin Dino, Avni Arbaş, Nejad Melih Devrim, Mübin Orhon, Selim Turan, Hakkı Anlı ve Albert Bitran'ın toplam 54 eseri bir aradaydı.

Kemerler Serisi afişinden-Salt Araştırma Arşivi

Küratör Dostoğlu, bu sergi açılışı vesilesiyle geçen sene yaptığı konuşmada 'Paris Ekolü'ne binaen şu duygusal tespitte bulunmuştu: "Ortak yanları hepsi İstanbul doğumlu, hepsinin kariyerlerini Paris'te sürdürüp birçoğunun da hayatını Paris'te sonlandırmasıdır. Sekiz sanatçıdan sadece biri hayatta, Albert Bitran. Şu anda 86 yaşında Paris'te yaşıyor. En yaşlısı 1903 doğumlu Fikret Mualla. Hepsi de aynı yıllarda Paris'e gidiyor. İlk giden 1939'da Fikret Mualla, son giden de 52'de Abidin Dino olmuş. Sekiz sanatçı neredeyse Cumhuriyetin ilk kuşağı. Paris'e gittiklerinde, Paris İkinci Dünya Savaşı'ndan çıkmış ve tüm özgür düşüncelerin yeşermeye başladığı bir şehir. Niye Paris'e gidiyorlar, o yıllarda Paris, resim dünyasının Kâbe'si sayılıyor."

Çok yakın dostu, Emekli Büyükelçi ve yazar Pulat Tacar ise, 2008'deki 'Kemerler' serisi vesilesiyle, Ankara'daki sergisinin açılışına da katılmış sanatçıyı ve yapıtlarını geriye dönük tariflerken, şunları kaydediyor:

"Resimlerinin çoğunda, birbirine uzak ya da yakın duran iki ufak daire var; kimi kez belli belirsiz, silinmiş, değişik renklerde olabilen daireler bunlar; artı-eksi akımlar mı? Birbirlerini tamamlayan 'ying' ve 'yang'lar mı? Kim bilir? Zaten sormaya da ne gerek var? Oradalar ve bir parlak İstanbul yaz gecesinde gökyüzündeki yıldızlara bakıp, gizlerini sorgular gibi seyrediyorsunuz onları. Aynı duyguyu, 'çiftler' serisindeki biçimlerin aynı resim içindeki tekrarında da yaşıyoruz. 'ikizler' arasındaki farklar gibi bunlar. Bana, minimalistlerin müziğindeki tekrarları ve bulduğunuzda müthiş zevk alınabilen ince farkları hatırlatıyor..."

Son sözü, sonsuzluğa mezun ettiğimiz Paris Ekolü ressamımıza bırakalım:

"Yaptığım resimler, gördüğüm şeylerdir. Ancak gördüklerim, görünümden ayrılıp, kimi kez bir sanat tasarısı kuran ya da onunla bütünleşen görünümlerdir."

* Yararlanılan kaynaklar: SALT Araştırma - Yusuf Taktak Arşivi, Galeri Nev Ankara Arşivi - Deniz Artun, Hürriyet Gazetesi - DHA arşivi, Haldun Dostoğlu - Galeri Nev İstanbul