Avrupa’da kapışma: ABD Gazprom’a Karşı
ABD’nin önemli bir LNG devi olan ve Avrupa LNG talebinin yüzde 56’sını tek başına karşılayan Katar yerine hedef tahtasına Rusya’yı, özelde Gazprom’u koyması başka bir stratejiye işaret ediyor. LNG pazar payının artırılmasıyla Gazprom’un piyasa payının geriletilmesi ve Rusya-AB ilişkilerinin zayıflatılması.
Avrupa küresel olarak en önemli enerji pazarlarından biri. Kıtanın kendine yeter kaynağının sınırlı düzeyde olması Avrupa dışı tedarikçilerle enerji ihtiyacını giderilmesini gerektiriyor.
Avrupa pazarında en etkili tedarikçi halihazırda geleneksel ilişkileri olan Rusya gaz devi Gazprom. Gazprom’un yanında son yıllarda sıvılaştırılmış doğal gazın (LNG) gelişmesiyle beraber yeni aktörler Avrupa, özelde Avrupa Birliği (AB) pazarında etkili olmaya başladı. Bu anlamda akla gelen en güçlü aktör küresel LNG devi Katar.
Gazprom boru hatlarıyla doğal gaz tedarikinde liderken LNG’de Katar liderlik bayrağını taşıyor. Ancak son yıllarda Avrupa pazarında yeni bir aktör kendisine alan açmayı deniyor: ABD. Kaya gazı devriminin ardından Amerikalı LNG üreticileri Avrupa pazarında etkin olmaya çalışıyor. ABD’nin Avrupa pazarında artan görünürlüğü sadece elini güçlendirme üzerine kurulu değil. Buradaki etkinlik aynı zamanda ABD-Rusya ilişkilerinin özetini sunuyor.
Geçtiğimiz ay ABD’nin Polonya ve İspanya ile yaptığı LNG anlaşmaları, bu anlamda üzerinde durulmayı hak ediyor. Bu hafta ABD’nin Avrupa pazarında etkin olmaya gayretini ve hedefinde neyin olduğunu ele alacağız.
AB’NİN DÖNÜŞEN ENERJİ POLİTİKASI: ÖNCE ÇEVRE
Avrupa tarihini bir meta üzerinden analiz etmek gerekse doğru adres kömür olurdu. Kömür, Avrupa’nın ekonomik kalkınmasında öyle hayati bir role sahip oldu ki Fransa ve Almanya arasındaki kömür kaynakları bakımından zengin Alsas Loren bölgesinin kimde kalacağı savaşla tayin edilebilmişti.
Bununla beraber yılların yarattığı dönüşüm Avrupa’da yalnızca yeni devletlerin kurulması ve bazılarının parçalanmasıyla sınırlı kalmadı, enerji perspektifinde de köklü değişimler yaşandı. Örneğin 2015’te Paris İklim Şartı’nın neredeyse her Avrupalı ülke açısından kabul edilmesi, kömür gibi çevresel etkisi olumsuz kaynaklara mesafeli yaklaşılmasına yol açtı. İklim değişikliği ve çevre politikaları 28 devleti tek şemsiye altında birleştiren AB’nin temel önceliği. Bu durum üye devletlerin kömür gibi çevresel maliyeti yüksek olan kaynaklar yerine göreli olarak en temiz hidrokarbon kaynağı sayılan ve daha ucuz olan doğal gaza yönelmesine neden oluyor.
AB’nin güncel enerji tüketimi dikkate alındığında doğal gaz, petrol ve kömürün aksine gittikçe payını artırıyor. AB Komisyonu enerji verilerine göre 2017’de AB’nin gaz tüketimi, bir önceki yıla göre yüzde 6 artarak 491 milyar metreküpe (bcm) ulaştı. Bu oran aynı zamanda 2010’dan buna görülen en yüksek seviye. Benzer biçimde geçtiğimiz yıl AB’nin toplam doğal gaz ithalatı da yüzde 6 artış gösterdi.
AB’nin öncü tedarikçileri, Rusya, Norveç, Cezayir ve LNG’de Katar şekilde sıralanıyor. 2017’de doğal gaz verileri açısından üstünde durulması gereken bir diğer unsur LNG ithalatının yüzde 10’dan fazla artış göstermesi.
AB’nin 2016’da doğal gaz ithalatı için ödediği meblağ 2016’da 75 milyar euro iken bu rakam 2017’de 80 milyar euro'yu geçti. AB üyelerinin dışında Avrupa’nın doğal gaz tüketimi 580 bcm civarında. Değinilen bu tablo doğal gaz tedarikçilerinin iştahını kabartıyor.
DOĞAL GAZ KAPIŞMASI: BORU HATLARINA KARŞI KARGO GEMİLERİ
AB’nin enerji verileri incelendiğinde en büyük petrol ve doğal gaz tedarikçisinin Rusya, özelde Gazprom olduğu görülüyor. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) 2018 verilerine Gazprom, AB’nin aldığı her 10 cm gazın 3.8’ini sağlıyor. 2018’de Rusya’nın pastadan aldığı payda artış var. 2018’in ilk iki çeyreğinde AB’ye giden gazın yüzde 40.6’sı Rusya tarafından sağlandı. 19 Kasım’da açıklanan Gazprom ihracat ve üretim verileri de Eurostat’ın bu verileriyle paralellik gösteriyor. Gazprom Export’a göre 2018’in ilk 10 ayında AB’ye giden gaz miktarında bir önceki yıla göre yüzde 4 yükseliş var. Yapımı devam eden Kuzey Akım II’nin 2019 sonunda devreye girmesiyle de şirketin pazar payının daha da artması şaşırtıcı olmayacak, çünkü Kuzey Akım II ile Almanya üzerinden şirket AB’ye 55 bcm gaz aktaracak.
Boru hatlarıyla tedarik ayağında Gazprom varlığını güçlendirirken Avrupa LNG piyasasında da hareketlilik var. Özellikle spot piyasalardan gaz tedarikinde hayati önemde olan LNG’de en etkili aktör Katar. Katar’ın yanında diğer bir Rusya şirketi Novatek ve Gazprom da LNG tedarikinden pay alıyor.
Söz konusu bu tabloya 2017 itibariyle ABD de eklendi. Her ne kadar Amerikan LNG üreticileri fiyatların yüksek olduğu ve gelecek projeksiyonunda tüketim artışı beklenen Asya Pasifik piyasasına yüklenmiş olsa da, Avrupa pazarı da göz ardı edilmiyor. Bu durumun en açık örneği, sayıları yıllık 10’un üzerine çıkan LNG kargo gemilerinin Avrupa istikametine yelken açmasına ek olarak Polonya ve İspanya ile ekim ayında 20 yıl için yapılan LNG anlaşmaları.
ABD LNG ihracatının önde gelen şirketlerinden Venture Global LNG ile devlete ait olan Polonya Petrol ve Gaz şirketi ile anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre 2022’den itibaren Venture Global her yıl Polonya’ya 2 milyon ton gaz sağlayacak. Aynı şirket İspanya enerji şirketi Repsol ile de ekim ayında 20 yıllık anlaşma imzalamıştı.
TRUMP’IN ALMANYA VERYANSINI VE LNG
ABD’nin Avrupa LNG pazarında tedarikçi olma gayreti yeni ve sır değil. 2017’de Rusya’ya dönük yaptırımlar incelendiğinde özellikle Avrupalı enerji şirketlerinin Rusya ile enerjide işbirliği baltalanmaya çalışılmıştı. Benzer biçimde kapalı ve açık diplomasi yoluyla da ABD, AB’ye Kuzey Akım II Projesi’ine karşı olduğunu dile getirmişti. Nitekim Kuzey Akım II’ye karşı olan Ukrayna ve Polonya ile ABD’nin yakın ilişkisi de bu enerji hesabından bağımsız değil.
Avrupa pazarındaki en büyük enerji tüketicisi Almanya. Almanya’nın gaz tedarik ettiği ana ülkeyse Rusya. Nitekim Kuzey Akım I ve Kuzey Akım II hatlarının doğrudan Almanya’ya gaz tedarik etmesi de Gazprom açısından Almanya’nın vazgeçilmezliğini ortaya koyan somut örnekler.
İşte bu nokta ABD Başkanı Donald Trump’ın NATO 2018 Zirvesi’nde durduk yere Almanya’ya “Rusya’dan gaz almaya paranız var, ama NATO için silahlanmaya paranız yok. Rusya’dan gaz almayın” demesinin arka planında da Almanya şirketleriyle Gazprom arasındaki yakın ilişki ve 30 bcm üstündeki gaz tedariki vardı.
ABD, 2030’da küresel LNG piyasasındaki payını yüzde 20’ye çıkarmak istiyor. Bu çerçevede de pek çok bölgeye gaz sağlıyor. Ancak bu politikanın Avrupa ayağı yalnızca ekonomi üzerinden okunursa eksik kalır. Enerji politikası ekonomi ve jeopolitiğin yakın bir ilişkide olduğu kapsayıcı zemine sahip. Bu noktadan hareketle Avrupa pazarı ABD açısından ekonomik açıdan önemli. Ancak ABD’nin önemli bir LNG devi olan ve Avrupa LNG talebinin yüzde 56’sını tek başına karşılayan Katar yerine hedef tahtasına Rusya’yı, özelde Gazprom’u koyması başka bir stratejiye işaret ediyor. LNG pazar payının artırılmasıyla Gazprom’un piyasa payının geriletilmesi ve Rusya-AB ilişkilerinin zayıflatılması. Rusya ile Avrupa arasında neredeyse 50 yılı bulan bu ilişki ağı Soğuk Savaş’ta başlamıştı ve bugün de ivmelenerek sürüyor. İşte bu noktada bu tarihsel işbirliği zayıflatılırsa Rusya’ya karşı AB’nin tavır almasının kolaylaşacağı düşünülüyor. Dahası bu yolla Amerikan enerji şirketlerinin kasaları da doldurulmuş olacak.
Mühdan Sağlam Kimdir?
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir. 8 Kasım 2023'te Ankara İdare Mahkemesi kararıyla Mardin Artuklu Üniversitesi'ndeki görevine iade edilmiş, ancak 27 Şubat 2024'te İstinaf Mahkemesi kararıyla yeniden ihraç edilmiştir. 2017-2023 yılları arasında aralarında Gazete Duvar, Almonitor, Kısa Dalga ve Artı Gerçek'in de bulunduğu medya kuruluşlarında çalışmıştır.
'Ortadoğu’da Kürt meselesinin çözümü Türkiye'siz düşünülemez' 13 Kasım 2024
'Erdoğan Kürt Sorununu çözmeye değil stabilize etmeye çalışıyor' 04 Kasım 2024
Yapay zekanın açıldığı kapı: Nükleerin yeniden keşfi 30 Ekim 2024
Cumhuriyet'in 101. yılı: Demokrasi, laiklik, anayasa, eşit yurttaşlık 29 Ekim 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI