Sınır Tanımayan Doktorlar: Yemen’de hastaneler bile güvenli değil!
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Yemen Programı Yöneticisi Caroline Seguin: MSF ekiplerinin faaliyet yürüttüğü Hudeyde’nin kuzey kesimlerinde El Salakhana Hastanesi’ne çok yakın mesafede çatışmalar yaşanıyor. Personelimiz birkaç gündür binanın çok yakınında patlama ve silah sesleri duyuyor. Kurşunlar hastanenin duvarlarına da isabet etti. Yemen’deki MSF’ye ait sağlık tesisleri 2015 yılından bu yana altı defa vuruldu. Bu nedenle hastanelerin güvenli yerler olmadıklarını biliyoruz.
Yemen’de 2015’ten bu yana Husiler ile merkezi hükümet arasındaki çatışma, Suudi Arabistan destekli Arap koalisyonunun doğrudan ve İran’ın Husilerin safında dolaylı katılımıyla uluslararası boyutu olan bir savaşa dönüştü. Yaklaşık dört yıldır süren bombardıman, saldırılar, buna eklenen hastalıklar ve yiyecek sıkıntısıyla Yemen’de bir insanlık dramı yaşanıyor.
Yemen, ancak büyük bir saldırı veya toplu kıyım olduğunda gündemde yer bulabiliyor. Ancak sahada çalışan gönüllü kuruluşların ve Birleşmiş Milletler'in (BM) raporları, durumun vahameti hakkında alarm veriyor.
Yemen’de bulunan ve durumu yakından takip eden kuruluşlara kulak vermek hem durumun anlaşılmasını hem de yaşanan insanlık dramının düzeyini ortaya koymak için gerekli. Bu noktadan hareketle Yemen’de savaş başladığından bu yana gönüllü sağlık hizmeti sunan Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Yemen Programı Yöneticisi Caroline Seguin ile sağlık hizmetlerindeki sorunları, hastanelerin neden tam kapasite hizmet veremediğini, kıtlık olup olmadığını ve Yemen halkını bekleyen tehlikeleri konuştuk.
Son zamanlarda Hudeyde’yle ilgili haberleri takip ediyoruz. Bölgede durum ne kadar kritik ve sahada gördüğünüz temel insani ihtiyaçlar neler?
Hudeyde’de çatışmalar ve topçu ateşi son zamanlarda şiddetini artırdı. MSF ekiplerinin faaliyet yürüttüğü Hudeyde’nin kuzey kesimlerinde El Salakhana Hastanesi’ne çok yakın mesafede çatışmalar yaşanıyor. Personelimiz birkaç gündür binanın çok yakınında patlama ve silah sesleri duyuyor. Kurşunlar hastanenin duvarlarına da isabet etti. Şu anda hastalarımızın ve personelimizin güvenliğine ilişkin büyük endişelerimiz var. Yemen’deki MSF’ye ait sağlık tesisleri 2015 yılından bu yana altı defa vuruldu. Bu nedenle hastanelerin güvenli yerler olmadıklarını biliyoruz.
Yoğun çatışmanın yaşandığı Hudeyde ya da yakınında bulunan şehirlerdeki ölü, yaralı sayısı ve bu insanların profili hakkında bilgiye sahip misiniz?
Bölgedeki kayıplar yüzünden genel verilere ve net bir görüşe sahip olmak zor. Ama MSF’nin Hudeyde, Abs, Aden, Hacca ve Muha’daki tesislerinde en az 31'i kadın, 33'ü çocuk 500’den fazla yaralıya müdahale ettiğini söyleyebiliriz. Bu hastalardan 214’ü ateşli silahla, 227’si patlamayla, 30’u da şarapnelle yaralandı. Bu insanlar yalnızca Hudeyde’den değil, aynı zamanda çevre bölgelerden de geliyor.
ÇATIŞMALAR HUDEYDE’YE SIÇRARSA SİVİLLER ÇAPRAZ ATEŞTE KALACAK
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçlerinin veya Ensarullah'ın Hudeyde’yi kuşatma olasılığı var mı? O durumda sivillere ne olacak?
Bu konu, haziranda yaşanan saldırının başlangıcından beri temel endişelerimizdendi. Savaşın tarafları ve onları destekleyen birlikler, uzun süredir şehrin güney ucundaki havalimanının yakınında savaşıyorlar. Artık şehir merkezine yaklaşmaya başladılar ve bu durum bir kuşatma korkusunu artırıyor. Bu, sivillerin çapraz ateşe yakalanmasına ve Hudeyde içinde tuzağa düşmesine yol açacaktır. Durum daha da kötüleştiğinde insanların buradan nasıl kaçacağını ve temel hizmetlere nasıl ulaşacaklarını bilmiyoruz. Şehir içerisinde onları desteklemeye yetecek bir sağlık hizmeti bulunmuyor.
MSF’YE SALDIRILAR OLDUĞU İÇİN BAZI HASTANELERİ KAPATTIK
Bunun dışında, MSF’nin, El Dali’deki projelerinden birine son verdiğini de okuduk. Sebebi neydi? Bu karar, bölgede acil sağlık hizmetlerine ihtiyacı olan kişileri olumsuz etkilemeyecek mi?
Son aylarda El Dali kentinde tekrarlanan olaylar ve tehditler yaşandı. 1 Ekim 2018’de MSF personelinin kaldığı ev patlayıcılarla saldırıya uğradı. Neyse ki kimse zarar görmedi. Bu olay, bir haftadan kısa bir süre içinde MSF tesisine yapılan ikinci saldırıydı. Ekibimiz açısından bariz olan güvenlik sorunu nedeniyle çalışanlarımızı El Dali’den geri çekmek ve saha programımızı sonlandırmak zorunda kaldık.
HASTANELERE SALDIRI OLDUĞU İÇİN İNSANLAR ACİL SAĞLIK HİZMETİNE ULAŞAMAYACAK
Bu durumdan orada yaşan insanlar nasıl etkilenecek?
MSF, 2012 yılından beri El Dali’de faaliyet gösteriyor ve diğer üç bölgede de Yemen halkına ücretsiz sağlık hizmeti verilmesine destek oluyordu. Artık ne yazık ki bu faaliyetleri sunamayacağız ve elbette bu durum acil sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyan insanları etkileyecek. Olayların bu noktaya gelmesinden derin üzüntü duyuyoruz. Bu kararı almak bizim için çok zor oldu. Fakat bu noktada personelimizin güvenliği için bu karar kaçınılmaz oldu.
Ülkenin geri kalanı ne durumda? MSF ekipleri hâlâ ülkenin başka yerlerinde çalışmaya devam ediyor mu?
MSF halen 11 şehirde faal ve ülke genelinde 12 hastane ve sağlık merkezinde tıbbi destek sunuyoruz. Ayrıca 20’den fazla hastaneye de destek sağlıyoruz.
KITLIK UYARISI GÜVENİLİR DEĞİL; ŞİDDETLİ VE AKUT BESLENME YETERSİZLİĞİ VAR
Ekim ayında, BM’den, Yemen’de tekrar bir “kıtlık” başladığını öğrendik. Şu anda durum nedir ve MSF gıda/beslenme yardımına acil ihtiyaç duyan insanlara nasıl destek veriyor? Yemen'deki çocuklar için durum nedir?
Aslında Yemen’de çalışan insani yardım kuruluşlarının, ülke genelindeki beslenme yetersizliği hakkında genel bir görüşe sahip olması oldukça zor. Bugüne dek BM’ye bağlı kurumlar ve STK’lar gerekli bilgileri sağlayacak şekilde büyük ölçekli bir beslenme araştırması gerçekleştiremediler. Çünkü ülke topraklarının çoğuna güvenlik gerekçesiyle ve politik nedenlerden ötürü ulaşmak imkânsız. Sonuç olarak, yaklaşan bir kıtlığın söz konusu olduğunu gösteren güvenilir bir bilgi mevcut değil. Kıtlığın tanımı, çocuklar kadar yetişkinlerin de etkileneceği biçimde, bir nüfusun büyük çoğunluğunun kötü beslenmeden ve hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmesidir.
Hacca, İbb, Taiz, Amran ve Saada bölgelerinde beslenme yetersizliği çeken çocuklara yönelik yürütülen MSF projelerinde kıtlık haline rastlamadık. Çoğunlukla memeden çok erken kesilmeleri ya da beslenme yetersizliğine yol açan ve önceden beridir var olan koşullar nedeniyle, genellikle akut beslenme yetersizliğine maruz kalan çocuklar görüyoruz. Bu çocuklara son derece besleyici ve tedavi edici gıdalar veriyoruz. Ayrıca, beslenme yetersizliğine yol açan ve uzun süredir var olan hastalıkları tedavi etmek amacıyla ilaçlar kullanıyoruz.
Öte yandan, şiddetli ve akut beslenme yetersizliği oranlarının arttığı yerler de mevcut. Örneğin, Hamer’deki hastanemizde toplanan bilgilere göre, Amran vilayetinde durum böyle. Eylül 2018’de, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre beslenme yetersizliğinden etkilenen ve hastaneye bu nedenle yatırılan çocukların sayısı iki katına çıktı. Buna karşın, ülke genelindeki durum farklılık gösteriyor.
YEMEN’DE SAĞLIK SİSTEMİ ÇÖKMEK ÜZERE
Son olarak, şu an Yemen’deki tıbbi/insani durumu nasıl?
Yemen’deki sağlık sistemi çökmek üzere. Halkın sağlık tesislerine erişimi oldukça sınırlı. Çünkü sağlık merkezleri ya zarar gördü ya tam kapasite olarak hizmet veremedi ya da nitelikli sağlık personeline sahip olamadı. Bu noktada vurgulamakta fayda var: Eylül 2016’dan beri sağlık çalışanlarına ödeme yapılmıyor. Aynı zamanda insanlar sağlık tesislerine ulaşabilmek için yol masraflarını bile karşılayamıyordu. Sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan sorunların doğrudan sonuçları da kolera, difteri ve kızamık gibi önlenebilir salgınların yeniden canlanmasıyla kendini gösteriyor.
Yemen halkı ne durumda?
Genellikle sağlık tesislerine çok geç, kritik durumdayken gelen hastalar görüyoruz. Çünkü savaş korkusu, bitmek bilmeyen yakıt sıkıntısı, ulaşım maliyetlerinin artması gibi nedenlerle insanlar uygun tedaviye zamanında erişemiyorlar. Halkın satın alma gücünde ciddi bir düşüş görülüyor; Yemenlilerin büyük kısmı aşırı fiyat artışları nedeniyle gıda ve yakıt temin edemiyor. Bu da yaşam koşullarının gittikçe kötüleşmesine yol açıyor.
SAVAŞIN BEDELİNİ SİVİLLER ÖDÜYOR
Çatışmalar bu durumu nasıl etkiliyor?
Çatışmada en büyük bedeli yine siviller ödüyor. İnsanlar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri öncülüğündeki koalisyonun, özellikle ülkenin kuzey kesiminde yürüttüğü ağır hava saldırılarında öldürülüyor, yaralanıyorlar.
Sizin tutumuz nedir bu durumda?
Yemen’de devam eden çatışmanın tüm taraflarına çağrımızı yineliyoruz: Sivilleri ve hastaneler gibi sivil tesisleri çatışmalardan uzak tutun, sivil yapıların ve sivillerin korunduğundan emin olun!
SINIRLARDAN BAĞIMSIZ NİTELİKLİ SAĞLIK HİZMETİ İÇİN
Son olarak Sınır Tanımayan Doktorlar hakkında genel sorulara geçelim. Sınır Tanımayan Doktorlar ne zaman, hangi amaçla kuruldu?
Merkezi İsviçre'nin Cenevre şehrinde bulunan Sınır Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans Frontières -MSF), 1971 yılında Biafra’da yaşanan kıtlık ve savaşın ardından bir grup doktor ve gazeteci tarafından kuruldu. Amaç hızlı, etkili ve tarafsız biçimde acil tıbbi yardım sağlayacak bağımsız bir dernek kurmaktı. MSF kurulduğunda, 13 kurucu doktor ve gazeteci dahil olmak üzere, farklı uzmanlıklara sahip doktorlar, hemşireler ve diğer mesleklerden üyelerle toplamda 300 kişiden oluşuyordu.
Neden “sınır tanımayan” kavramı seçildi?
“Sınır tanımayan” kavramı, dil, din, ırk, toplumsal cinsiyet ve siyasi görüş ayrımı gözetilmeksizin, haritalardaki fiziksel sınırlardan bağımsız olarak, dünyanın neresinde olursa olsun, her bireyin “nitelikli” sağlık hizmetlerine ulaşması gerektiği inancından ortaya çıktı.
Bugün kaç ülkede varsınız ve çalışan sayınız kaç?
1980’den bu yana 21 ülkede merkez ofis açan MSF, pek çok farklı alanda ve 70’ten fazla ülkede ücretsiz sağlık hizmeti sunarken aynı zamanda tanıklık ve savunuculuk ilkeleri gereği, kuruluşundan bu yana kötü muamele, istismar ve insanlık dışı durumlar hakkında kamuoyunu bilgilendirmeyi ve aydınlatmayı amaç edindi. Dünya genelinde 150 ülkeden gelen 45 binden fazla çalışanımız var. Bunların yüzde 84’ü gittiğimiz bölgedeki yerel halktan seçiliyor.
Çok büyük bir sayı bu. Peki çalışanlarınız hepsi doktor mu?
Bu soru için teşekkür ederim. MSF yaygın olarak yalnızca doktorların ve hemşirelerin çalıştığı bir kurum sanılıyor. Fakat çalışanlarımızın çok büyük kısmı aslında, sağlık ekiplerimizin görevlerini en iyi şekilde yapabilmesi için onlara destek olan sağlık dışı personelimizden oluşuyor. Yani sağlık ekiplerimize ek olarak lojistikçiler, su ve sanitasyon (halk sağlığını korumak amacıyla yüzeylerdeki gıda kalıntıları, mikroorganizmalar, yabancı maddeler ve temizlik maddeleri gibi kalıntıların ortamdan uzaklaştırılması işlemlerinin tamamı) uzmanları, psikologlar, psikiyatrlar, beslenme uzmanları, eczacılar, çevirmenler, kültürel aracılar ile insan kaynakları, finans ve iletişim uzmanlarıyla çalışıyoruz. Bunların neredeyse tamamı projeler kapsamında maaşlı çalışan.
Dünyanın farklı noktalarında hizmet veriyor ve çalışanlarınıza konaklama, ulaşım desteği ve maaş sağlıyorsunuz. MSF bu kadar finansal kaynağı nereden buluyor?
Bağışlarla yürütüyoruz. Bağımsızlığımızı korumak ve toplumla bağlarımızı güçlendirmek adına, bireylerden gelen bağış oranının yüksek olmasını sağlamaya çalışıyoruz ve fon kaynaklarımızın yalnızca yüzde 2'sini hükümetlerden veya hükümetlerarası fon kuruluşlarından alıyoruz. 2017’de MSF gelirlerinin yüzde 96’sı bireysel bağışlardan oluştu. 2017’de dünyanın her yerinden 6,3 milyondan fazla kişi ve bağımsız kurumun katkıda bulundu.
(Fotoğraflar: Sınır Tanımayan Doktorlar)
Mühdan Sağlam Kimdir?
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir. 8 Kasım 2023'te Ankara İdare Mahkemesi kararıyla Mardin Artuklu Üniversitesi'ndeki görevine iade edilmiş, ancak 27 Şubat 2024'te İstinaf Mahkemesi kararıyla yeniden ihraç edilmiştir. 2017-2023 yılları arasında aralarında Gazete Duvar, Almonitor, Kısa Dalga ve Artı Gerçek'in de bulunduğu medya kuruluşlarında çalışmıştır.
'Türkiye Kürtlerin aynı zamanda Ortadoğu realitesi olduğunu göremiyor' 20 Kasım 2024
'Ortadoğu’da Kürt meselesinin çözümü Türkiye'siz düşünülemez' 13 Kasım 2024
'Erdoğan Kürt Sorununu çözmeye değil stabilize etmeye çalışıyor' 04 Kasım 2024
Yapay zekanın açıldığı kapı: Nükleerin yeniden keşfi 30 Ekim 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI