YAZARLAR

Ve kazanan...

Bunca vukuattan sonra adını zikretmemize bile gerek yok ama yine de yazayım. Ve 2018 yılının anti-spor kişisi... Tabii ki alkışlamayacağız. Ve kazanan...

Malum 2018 nihayete doğru gidiyor. Gözler bir umut 2019’da. Geçen sene bu zamanlarda neler neler bekliyorduk 2018’den. Şimdi beklentiler benzer hatta daha azı olduğuna göre geride kalmakta olan yıl beklentilerimizi pek de karşılamamış gibi. Tabii bu genel hayat için sanki. Zira spora baktığımızda 2018 gayet de iyi bir sene oldu.

Bocce’deki Avrupa Şampiyonluğu’ndan Ramil Guliyev’in Dünya ve Avrupa şampiyonluğuna, Ampute Milli Futbol Takımı’nın dünya ikinciliğinden Mete Gazoz’un Avrupa şampiyonluğuna, İrem Yaman’ın sayısını belki kendisinin bile hatırlamadığı madalyalarından yüzmek için kola ihtiyaç duymayan Sümeyye Boyacı'nın destansı hikayesine... Deniz Selin Ünlüdağ’ın Avrupa Şampiyonası’ndaki altınından VakıfBank ve Eczacıbaşı VitrA Kadın Voleybol Takımlarının artık adetten olan Avrupa ve dünya arenasındaki eşsiz başarılarına, Yasemin Can’dan Can Öncü’ye... Saydım saydım da böyle saymakla bitiremeyiz. Velhasılıkelam Türkiye sporu için altınların, Avrupa Şampiyonluklarının, dünya birinciliklerinin ardı arkası kesilmedi.

Bu madalyonun bir tarafı. Diğer tarafında ise Türkiye sporunun aslan payını elinde bulunduran, diğerlerinin hepsi üvey evlatken ailenin doymaz çocuğu futbol var.

Aslında niyetim The Guardian yazarı Simon Burnton’dan esinlenip Türkiye için 2018’in anti-spor kişisini seçmekti. Ama çoğu olay, birçok çirkinlik beni yine ayaktopunun yeşillendiği sahaya ve çevresine çıkardı.

Önce Duvar Pası yapıp Yazı İşleri Müdürü Barış abiye (Avşar) sordum. Ardından Adem (Erkoçak) ve Volkan (Ağır) girdi devreye. Hakkı (Özdal) verkaç sırasında topu çaldı. Lakin tablo değişmedi. Futbol ana unsur kaldı. Niyetim yılın anti sporcusuna adaylardan gidip bir Oscar gecesi heyecanı yaratmaktı. Ama olmadı. Tek adam ülkesinde yılın anti-spor kişisi için birden fazla aday görmeye gerek kalmadı.

Ben yine de heyecan olsun diye önce vukuatlarını sonra da kazananın adını (hâlâ gerek kalırsa) vermek istiyorum.

  • Üzerinde milli takım forması varken (bu neden vurgulanıyor bilmiyorum. Sanki üstünde sıradan bir kot tişört olsa fark eder mi ki) uçakta babası yaşında basın mensubunun boğazına sarılıp, kendisine fiziksel şiddette bulunmaya yeltenen,
  • Gece eğlencesi sırasında (Eşinin sekiz aylık hamile olmasının da bizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum. Her ilişkinin kendi dinamikleri var) kendisine yüz vermediği halde, bir kadına yanaşmaya çalışan,
  • Kadının evli olduğunu öğrendikten sonra, yaşananları anlamaya çalışan kocasının burnunu koca kafasıyla (kendi ifadesidir bir hakaret değil) kıran,
  • Kadının eşinin de tanıdığı biri olduğunu anlayınca özür dilemek için gittiği hastanede silah çeken,
  • Çekmekle kalmayıp istemli ya da istemsiz silahı ateşleyen...

Bunca vukuattan sonra adını zikretmemize bile gerek yok ama yine de yazayım. Ve 2018 yılının anti-spor kişisi... Tabii ki alkışlamayacağız. Ve kazanan Arda Turan.


Onur Salman Kimdir?

Basına 2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde stajyer olarak adım attı. İki aylık staj ve Cumhuriyet’in spor ekindeki yazılarda sonra Eurosport Türkiye’de spiker ve editör olarak çalıştı. 2009 yılında Radikal gazetesine editör olarak geçerken, Eurosport’ta da yarı zamanlı spikerlik yapmaya devam etti. Medya macerasına 2012-2016 yılında Hürriyet’te devam etti. 2016 yazından beri Gazete Duvar’da çocukluk hayalini sürdürüyor. Köken Eurosport olunca tahmin etmesi kolay. Asıl ilgi alanı ‘başka sporlar.’