YAZARLAR

Kapıyı çalan Samiye Rastgeldi’dir

Bunca söyleyenin içinden neden Samiye Rastgeldi’nin versiyonu çok ilgilendirdi beni diye düşünüyorum. Peslerinin gücü mü, kulağımın terbiyesinin müsaade ettiği kadarıyla bütün notaların hakkını verişi mi, bağlamanın az biraz aksamasını da zarafetle halletmesi mi, “ağız” yapacağım diye türküyü harcamaması ama ağzın küçücük inceliklerini asla ihmal etmemesi mi, bizatihi sözlerin gücünü vurgulayabilmesindeki kabiliyet mi, hakkında pek bir şeye ulaşamamam mı, albümünün olmaması ve “profesyonel” olmaması mı?

Ne olursa olsun kendi gündeminden vazgeçmeyen, rutinini asla aksatmayan (dedem mesela, dünya yıkılsa 30 yıldır aynı yoğurtçudan aynı yoğurdu alır), o ya da bu şekilde kendi meselesini ihmal etmeyen insanlara özenmişimdir hep. Kant’a atfedilen aşırı dakiklik, Cemal Süreya’nın meyhaneleri günlere bölüp onları hiç aksatmaması, ne olursa olsun her gün kâğıdın başına oturduğunu söyleyen Pamuk... hepsinde özenecek bir şey bulunabilir kolaylıkla. Şimdi, ben de dahil hepimiz, aslında biraz da “Nasıl seviniyorduk biz?” şaşkınlığıyla sadece mahalli seçimlerden bahsediyorken, oturup dişe dokunur bir analiz yazmak isterdim.

Samiye Rastgeldi’den bahsetmek istiyorum. Bir Urfa türküsünden.

İnternet isimli deryada, katre kadar bilgi var hakkında Samiye Hanım’ın. Tam adı Samiye Rastgeldi Demir. Sorduklarımdan öğrendiğim kadarıyla Urfalı bir aileye mensup. Rastgeldi ailesine vâkıftı sorduğum insanlar, ama Samiye Hanım’dan bihaberlerdi. Ege Üniversitesi’nin akademik bilgi sisteminden görebildiğim kadarıyla, bir biyoloji doçenti. Lisansı Hacettepe’den, yüksek lisans ve doktorası Ege Üniversitesi’nden. Halen de orada, Zooloji anabilim dalında çalışıyor sanıyorum. Akademik uzmanlık alanları parazitoloji ve hayvan sistematiği. Gene üniversitenin bilgi sisteminden gördüğüm kadarıyla, epey konuda epey makale yazmış. Ekşi Sözlük’ten öğrenebildiğim kadarıyla, eşi Zeynel Demir ise, Ege Üniversitesi Türk Müziği Konservatuarı’nda öğretim görevlisi. Rohat Alakom’un Kürt Tarihi Dergisi’nin 21. sayısında (Kasım-Aralık 2015) “Urfa Tarihine Hayran Bir Kürt: Dr. Selahaddin Rastgeldi (1927-1986)” başlıklı bir yazısı var. Selahaddin Rastgeldi ile Samiye Rastgeldi’nin arasında bir akrabalık sezmek pek zor değil (bu makale için Ekşi Sözlük’ten “lairocse”ye şükranlarımı bildiririm). Birazdan bahsini açacağım “Kapıyı Çalan Kimdir”in YouTube kaydının yorum kısmında da özgeçmişine dair ufarak bir not var. 1990’lı yılların başında, Şurkav’ın (Şanlıurfa İli Kültür Eğitim Sanat ve Dayanışma Vakfı) bir yarışmasında “Tükendi Nakd-i Ömrüm” icrasıyla birincilik kazanmış Rastgeldi.

“Kapıyı Çalan Kimdir”i nerede icra etmiş, bağlamayı kim çalıyor; bu bilgilerden yoksunum. Bir YouTube icrasından dinliyorum günlerdir – ve elbette onlarca defa. Türkü, Mukim Tahir’den derlenmiş, plaktan dinlenilmiş. “Kapı”nın “kapu” diye söylendiği varyasyonları da var. Urfa türkülerini icra eden neredeyse herkes tarafından söylenmiş. Benim bu süreçte dinlediğim icralar Mukim Tahir, Kazancı Bedih, Nuri Sesigüzel, İbrahim Tatlıses, Mehmet Özbek ve Münevver Özdemir’e ait. Başta türkünün bizzat derleneni deha müzisyen Mukim Tahir olmak üzere, TRT sanatçısı olan ve Urfa türkülerini mükemmel icra ettiğini düşündüğüm Münevver Özdemir’inki de dahil, hiçbirinden Samiye Rastgeldi icrası tadı almadım. Alamadım.

Türkünün, sözleriyle akraba olduğu bir de “Liverimin Kaytanı” ismiyle kaydedilmiş bir Erzurum türküsü var. O da Fethi Rasiloğlu’ndan derlenmiş. Orada biraz nefesliler, zurnalılar devreye girmiş. Ortak yanları “Yüzden seven çok olur/Candan sevenim hanı” dizeleri. Bazı türkülerin dizeleri, zamanla canının istediği coğrafyalarda dolaşır, kendine başka bir ezgi bulur, hayatına orada devam eder. Bu dizeler de, o dizelerden. Erzurum’a gidince aksak, Urfa’da kalınca hicazkâr.

Bunca söyleyenin içinden neden Rastgeldi’nin versiyonu çok ilgilendirdi beni diye düşünüyorum. Peslerinin gücü mü, kulağımın terbiyesinin müsaade ettiği kadarıyla bütün notaların hakkını verişi mi, bağlamanın az biraz aksamasını da zarafetle halletmesi mi, “ağız” yapacağım diye türküyü harcamaması ama ağzın küçücük inceliklerini asla ihmal etmemesi mi, bizatihi sözlerin gücünü vurgulayabilmesindeki kabiliyet mi, hakkında pek bir şeye ulaşamamam mı, albümünün olmaması ve “profesyonel” olmaması mı?

“Kapıyı çalan kimdir/ Aç baqım gelen kimdir/ Yaram derine düştü/ Belki gelen hekimdir” diyerek başlayan bu türküyü, bu kadar müthiş söylediği için Samiye Rastgeldi’ye içimden yüzlerce defa teşekkür ettim. Çevremdeki herkesin tebessüm ettiği bugün, doğrudan ona teşekkür etmek için de bu yazıyı yazdım. Bahardır gelen. Bu, daima müthiş bir haberdir. Belki gelen hekimdir de.


Mehmet Said Aydın Kimdir?

1983 Diyarbakır. Kızıltepeli. Türk Dili ve Edebiyatı okudu. Üç şiir kitabı var: “Kusurlu Bahçe” (2011), “Sokağın Zoru” (2013), “Lokman Kasidesi” (2019). “Kusurlu Bahçe” Fransızcaya tercüme edildi (2017). “Dedemin Definesi” (2018) isimli otobiyografik anlatısı üç dilli yayımlandı (Türkçe, Kürtçe, Ermenice). Türkçeden Kürtçeye iki kitap çevirdi. BirGün ve Evrensel Pazar’da “Pervaz” köşesini yazdı, Nor Radyo’da “Hênik”, Açık Radyo’da “Zîn”, Hayat TV’de “Keçiyolu” programlarını yaptı. Editörlük yapıyor.