Çok bilinmeyenli denklemler ve değişen senaryolar
Önümüzdeki hafta başında Başakşehir “Şampi...” de olabilir, lig bambaşka bir senaryoya da başlayabilir. Ben uzun yıllardır böylesine kırılma haftası olarak niteleyebileceğim bir haftaya tanıklık etmedim. 2006'da Galatasaray'ın şampiyonluğu buna örnek olabilir veya 2010'daki Bursaspor'un şampiyonluğu. Ama bu sürpriz vakalar son hafta yaşanmıştı. Bu sefer ise 28'inci hafta tuhaf matematik hesaplarına gireceğiz.
Takdir edersiniz ki Süper Toto Süper Lig'de (STSL) çok ilginç bir sezon yaşıyoruz. Geldik 28'inci haftaya. Bu hafta sonu oynanacak iki maç bütün sezonun resmini bir anda değiştirebilir. Çekim aşamasında bir sinema filmi düşünün ve siz o filmde rol alacak başrol oyuncususunuz. Filmin senaryosu üzerine ezber yapıyorsunuz ve çekim sürecinde iyice role giriyorsunuz. Her şey hayatın olağan akışında giderken bir anda, son virajda beklemediğiniz bir sonla karşılaşıyorsunuz. Hatta öyle ki filmdeki pozisyonunuz değişiyor. O filmin başrol oyuncusu olarak başlayıp yardımcı oyuncu olarak filmi bitiriyorsunuz. Süper Lig'de 28'inci hafta böyle bir şey olacak. Tam bir 'dört bilinmeyenli denklem” haydi çöz çözebilirsen!
Bu hafta oynanacak maçlar şöyle:
Beşiktaş-Başakşehir
Fenerbahçe-Galatasaray
Buna şu maçı da ekleyelim:
Bursaspor – Trabzonspor
Bu takımların ligdeki puanlarıyla pozisyonları ise şu şekilde:
1 – Başakşehir (61)
2 – Galatasaray (55)
3 – Beşiktaş (51)
4 – Trabzonspor (46)
13 – Fenerbahçe (32)
15 – Bursaspor (28)
Şimdi bu veriler üzerinden gidersek bu hafta sonu bittiğinde çok farklı senaryolar ile karşı karşıya kalabiliriz. Giriş bölümünü tamamladık, elimize T cetvelimizi, metremizi, kalemimizi ve makasımızı alıp artık kesip biçmeye başlayabiliriz.
Cumartesi akşamı Başakşehir, Beşiktaş'ı Vodafone Park'ta yenerse ne olur? Şöyle diyelim: Pazar günkü Fenerbahçe-Galatasaray maçı daha oynanmadan Başakşehir'in yüzde 70 şampiyon olacağını düşünebiliriz. Peki Başakşehir, Beşiktaş'ı yener ve Fenerbahçe, Galatasaray'ı yenerse ne olur? En kısa ve basit tabirle lig biter. Senaryo böyle gelişirse birkaç farklı etkisi olacak lige. Başakşehir şampiyon olacak. Galatasaray için de çok 'büyük kaybedilmiş' bir sezon olarak tarihe geçecek. Fatih Terim, belki de sezon sonu görevini bırakacak. Zaten “idari ibrasızlık” krizi geçiren kaotik bir mali kongreyi geride bırakan Galatasaray yönetiminin koltuğu iyice sarsılacak ve belki erken seçime gidilecek. Küme düşme mücadelesi veren Fenerbahçe, bir nevi sezonu kurtarmış olacak ve belki de teknik direktör Ersun Yanal, önümüzdeki sezon için görevine devam edecek. Beşiktaş'ın durumu zaten ortada. Ama bu senaryo doğrultusunda sezonu belki ikinci bitirip Şampiyonlar Ligi'ne gidebilecek.
Şimdi bir diğer olası senaryoyu düşünelim. Beşiktaş, lider Başakşehir'i yenerse ne olur? O zaman pazar günü oynanacak derbinin tansiyonu birkaç kademe yükselecek. Galatasaray'ın da Fenerbahçe'yi Kadıköy'de yendiğini düşünün, ligin kaderi bir anda değişecek. Galatasaray'ın lider Başakşehir'le puan farkı üçe inecek ki bu iki takım kendi aralarında da bir maç oynayacak. Galatasaray'ın da bambaşka bir havaya gireceğini düşünürsek, Galatasaray'ın şampiyonluğa ulaşması gayet olağan bir olasılık. Bahsettiğimiz ihtimal Beşiktaş'ın ligdeki pozisyonunu çok etkilemeyecektir. Peki ya Fenerbahçe'yi nasıl etkiler? Ben açık konuşayım bu durumun teknik direktör Ersun Yanal'ın kariyerini bitirebileceğini düşünüyorum. 20 yıl sonra Fenerbahçe, Kadıköy'de Galatasaray'a yenilirse kötü giden sezonla beraber bu, takım için müthiş bir travma yaratabilir. Bu moral bozukluğu ile ligin devamında bir mağlubiyet daha alıp bir de berabere kalırsa 'küme düşmesi' kaçınılmaz olabilir. İşte burada Bursaspor-Trabzonspor maçı devreye giriyor. Fenerbahçe'nin mağlup olması ihtimalinde Bursaspor, Trabzonspor'u yenerse takım gerçekten yangın yerine dönüşecek.
Bursaspor-Trabzonspor maçının bu denklemde başka bir önemi daha var. Başakşehir'in Beşiktaş'ı yendiğini düşünelim, Trabzonspor'un da Bursaspor'u yendiğini. İkincilik hesapları yapan Beşiktaş'ın dördüncü sırada bulunan Trabzonspor'la puan farkı ikiye düşünüyor. Bu belki de ligin devamında ligi dördüncü bitirmesine vesile olabilir. Sezon başında kimsenin şans vermediği Trabzonspor ise Ünal Karaman ve genç kadrosuyla adeta tarih yazmış olacak.
Bütün bu denklemlerde ve olası senaryolarda Beşiktaş konu mankeni sayılabilir. Çünkü öyle ya da böyle teknik direktörü zaten sezon sonunda görevini bırakacak. Zaten seçime gidiyor Beşiktaş kulübü. Yani değişim sürecinde. Bir ay sonra Beşiktaş'ın başkanı bile değişebilir, bırakın teknik direktörünü. Bu hikayede en dramatik pozisyonda olan takım ise Fenerbahçe. Neden? Çünkü baktığınızda Başakşehir ve Galatasaray şampiyonluk yarışındalar. Fenerbahçe ise tarihinin en kötü sezonunu geçiriyor. Çok büyük oy üstünlüğü ve tabiri caizse “gazla” başkan seçilen Ali Koç ile Fenerbahçe kulübü sezon başından beri “ne yaptığı belli olmayan” bir profil çiziyor. Taraftar Ersun Yanal'ı istedi, başkan “Sizin vizyondan anladığınız bu mu?” deyip göreve Damien Comolli ve Cocu'yu getirdi. Cocu başarısız oldu, taraftar Ersun Yanal için baskı yaptı, başkan “Ersun Yanal'la çalışmayacağız” dedi ve yardımcı antrenör Koeman ile devam etme kararı aldı. Koeman'ın da görevine son verince Ersun Yanal'ı göreve getirdi. Türkiye'de futbol dünyası gerçekten tuhaf.
Fenerbahçe, son günlerde bir zamanlar Beşiktaş'ın “FEDA” projesine benzer “Fener Ol” kampanyası başlattı. Bence gerçekten çok mükemmel bir proje. Bağışlar da bir hayli iyi gidiyor diyebiliriz. Fenerbahçe'nin bu hafta Galatasaray ile oynayacağı derbiyi kaybetme ihtimalinde bu, “Fener Ol” kampanyasının gidişatını bile doğrudan etkileyebilir. Yukarıda belirttiğim gibi bu durum sadece Ersun Yanal'ın teknik direktörlük kariyerini bitirmez, Ali Koç'un da "güven oyu" için olağanüstü seçim kararı almasına neden olabilir. O yüzden bu hafta oynanacak maçlar çok şeyin gidişatını değiştirecek.
Söz konusu bu üç maçın berabere bitmesi durumunda ne olacak peki? Ki bu da ihtimaller arasında. Bu durumda sadece Başakşehir haftayı kârlı kapatmış oluyor. Çünkü hem puan farkını koruyor hem de zorlu bir derbiyi daha geride bırakıyor. Yani kısaca şampiyonluğa bir adım daha yaklaşmış oluyor. Böyle bir senaryoda kısmen zararlı çıkan takım Galatasaray oluyor. Neden? Fatih Terim ve Galatasaray, bir derbiyi her ne kadar yenilgisiz geride bırakıyor olsa da Başakşehir'i yakalama ihtimali olan haftayı boş geçmiş sayılıyor. Yani şampiyonluk için liderle farkı halen altı puanla sabit kalsa da bir adım daha geriye düşmüş oluyor.
Gerçekten çok bilinmeyenli bir denkleme tanıklık edeceğiz bu hafta sonu. Önümüzdeki hafta başında Başakşehir “Şampi...” de olabilir, lig bambaşka bir senaryoya da başlayabilir. Ben uzun yıllardır böylesine kırılma haftası olarak niteleyebileceğim bir haftaya tanıklık etmedim. Son haftada bu tip olaylara şahit olduk. 2006'da Galatasaray'ın şampiyonluğu buna örnek olabilir veya 2010'daki Bursaspor'un şampiyonluğu. Ama bu sürpriz vakalar son hafta yaşanmıştı. Bu sefer ise 28'inci hafta tuhaf matematik hesaplarına gireceğiz. Ya birileri “bitmiş ve okey'e dönüyor olacak” ya da taşlar baştan dağıtılacak.