Japonya'dan Antarktika'ya: İmparatorlar!
Dünya’nın bir yerlerinde imparatorlar tahtı devrederken, onlardan uzak bir yerde 'imparatorlar' hayata küsmüş durumda. Dünya imparatorluklar arası çok savaş gördü. Ancak bu kadar zalim, bu kadar eşitsiz ve sebepsiz bir kıyım nadirdir.
Kürenin yedi gününde bu hafta İran yaptırımlarında muafiyetlerin kaldırılması büyük bir yankı uyandırdı. ABD 2018’de “ben bilirimci bir tutumla” önce çok taraflı İran Nükleer Anlaşması’ndan çekildi. Bu kararı 6 Ağustos 2018’de mali ve finansal yaptırımlar takip etti. Ancak İran dahil dünyanın gözü 4 Kasım’da uygulamaya girmesi beklenen petrol yaptırımlarındaydı. Beklendiği gibi 4 Kasım 2018’de, sekiz ülke hariç, İran’dan petrol alımına ABD eliyle yaptırım geldi.
2 Mayıs’ta sekiz ülkeye tanınan 6 aylık süre muafiyet son buluyor. Burada sürpriz bir durum yok. Bazı ülkelerin ABD’den muafiyetleri uzatma talebi/umudu gündemin bir anda petrol yaptırımlarına dönmesinin neden oldu. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo 22 Nisan’da basının karşısına geçti ve boşa umutlanmayın, “muafiyetler uzatılmayacak” dedi.
Öte yandan Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, Kim Jong-un’u nihayet Rusya’da ağırladı. Trump ile görüşmesinde umduğunu bulamayan Kim bir gece ansızın Rusya’nın davetini kabul etti ve “bakın ben de yalnız değilim” mesajı verdi.
Asya Pasifik bu hafta önemli bir zirveye de ev sahipliği yaptı. Kuşak ve Yol Projesi Forumu 25-27 Nisan tarihleri arasında Xi Jinping’in katılımıyla Çin’de başladı.
Dünya gündemi bu gelişmeleri konuşurken iki imparatorluk haberi gündemin alt sırasında kaldı. İlk haber Japonya’dan. Ülkede tahtın sahibi değişiyor. İkinci haber Antarktika’dan. İmparator penguenlerinin diyarında büyük bir yas var.
Japonya'da taht yeni sahibini bekliyor
Dünya’nın çığırından çıktığı, insan ve insanlık adına utanç kelimesinin hafif kaldığı yıllar... Almanya Hitler öncülüğünde ırkçılık bayrakla Avrupa’yı işgale tutuşmuş. Yaşananların boyutu dinleri ve etnik kökenlerinden ötürü fırınlarda can veren Yahudi halkıyla açığa çıktı. Beri taraftan Mussolini İtalyası Etiyopya’da mangalar kuruyordu. 1936-39 arasına yayılan İspanya iç savaşında İtalyan ve Alman savaş uçaklarının desteğiyle Picasso’ya Guernica’yı çizdirecek trajediye imza atıldı. Avrupa’daki savaş çığırtkanlığı, kan ve göz yaşı benzeri görülmemiş öldürme hıncı, insana dair cümleleri yeniden kurmaya itti. Oysa bu bir dünya savaşıydı. Öyle ya dünyanın başka yerlerinde de kıyım makinesi, zulmü arkasına alarak çalışıyor olmalıydı. Öyleydi de.
1850’lerde hızla modernleşme atılımı yapan Japonya’nın Meiji hanedanı, yalnızca sömürgeci batıya direnmemiş, onlardan olmayı da başarmıştı. Bu güç, 1905’te Rus-Japon Savaşı’nda Rus Çarlığı'nı denizde alt etti ve “daha fazla” dedi. Nitekim, Japon ordusu, 1931’de Mançurya’yı işgal etti, burada bir kukla devlet kurdu. Ancak Japonya’nın işgalleri 1937-1945 arasında yoğunlaşacaktı. Çin’in istila edilmesi, Kore’nin işgali burada işlenen insanlık suçları Asya Pasifik’in gördüğü en karanlık dönem oldu. Nihayetinde savaş bittiğinde savaş suçlarından yargılanması gerekenler belli oldu. Hitler intihar etti. Mussolini halkı tarafından infaz edildi. Peki Japonya’da ne oldu?
Savaşın ertesinde Japon halkı, yenilgiyi kabul etmeyi ve teslim olmayı tek bir şarta bağladı: İmparator Hirohito ve ailesine dokunulmayacaktı. Yoksa tüm Japon halkı helak olmayı göze alacak asla imparatorlarını vermeyecekti. ABD Pasifik Komutanı Douglas MacArthur Japonya’nın teslim belgesini imzaladı. Japonya’nın öz savunması için kurulacak birliklerinin dışında silahlanması yasaklandı. Tokyo, Washington’ın güvenlik şemsiyesine dahil oldu.
MacArtur imparator konusunda ne yapmıştı?
Aslında hiçbir şey. İmparator yargılanmadığı gibi 1989’a kadar da tahtta kaldı. Bugün Japonya demokrasiyle yönetiliyor. Başbakan iç ve dış politikanın yürütücüsü. Ancak İmparator bugün Japonya’da halkın birlik ve bütünlüğünü temsil eden sembolik bir makam ve taht hâlâ haşmetini koruyor.
Japon halkı için imparator, bir nevi tanrıya eşit. Onunla konuşmak bir yana göz göze gelmek bile cüret ve cesaret istiyor. Kültürel ve dinsel değerler imparatorun bedeninde yaşıyor. Üstelik bu imparator tüm dünyayı kıyımdan geçirse de sonuç değişmiyor.
Kutsalların en kutsalı Hirohito 1989’da öldü. Yerine Akihito geldi. 30 yıl tahtta kalan Akihito krallığını 1 Mayıs’ta oğlu prens Naruhito'ya devrediyor.
Dünya liderleri şimdiden yeni imparatordan randevu almak için yarışıyor. İlk sırada ABD Başkanı Donald Trump var. Trump ve diğer liderler Mayıs’ta imparatoru ziyaret edecek. Elbette hiçbiri imparatorun yargılanmamasının vicdanlarda açtığı yaradan bahsetmeyecek. Yatırım ve işbirliği hesapları için Naruhito’dan destek isteyecekler.
Buzun imparatorları evlatlarına ağlıyor
Dünya’nın iklim dengesi için iki bölge hayati önemde: Kuzeyde Arktik, güneyde Antarktika. Bu iki bölge sahip oldukları özel yapı ve koşullar çerçevesinde farklı canlı türlerinin de evi. Ancak bu canlıların evlerinde işler yolunda gitmiyor. Hem de kendilerinin hiçbir suçu yokken.
Kaliforniya ve Utrecht üniversiteleri ile ABD Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) Jet İtiş Laboratuvarının yürüttüğü araştırmaya göre Antarktika'daki buzullarda erime oranı, 2001-2017 arasında yılda ortalama yüzde 280 artış gösterdi. Başka bir ifadeyle Antarktika'da, 2001-2017 aralığında senede 134 milyar ton buzul kaybedildi.
Veriler insanlık ve dünya adına uyarı yapıyor, ancak bir yere kadar etki doğuruyor. Şimdi şöyle düşünün, çizgi filmi olan, evlerde çocuklarınızın oynadığı oyuncakların öykündüğü penguenler, bu zarif ve güzel canlılar yok oluyor. Penguenler yalnızca Güney Kutbu’nda yani Antarktika’da yaşayabiliyor. Üremek ve mevsimsel döngülere göre konum almak dışında “gelene höyt gidene höst” dedikleri yok. Bizlerin onları sevmesi ya da sevmemesi de umurlarında mı emin değilim. Ancak insanın doğaya olan zulmü bizden binlerce kilometre uzaklıktaki bu canların hayatını yok olmak noktasına getirdi. İmparator denilince kimin aklına İngiltere, kimin aklına Osmanlı geliyor. Oysa ihtişamı ve güzelliğiyle 'imparator' belki de en çok penguenlere yakışıyor. Bu türün haşmetli ve ağırlığıyla göz dolduran üyelerine 'imparator' deniyor.
İmparatorlar, -50 derecede 200 km. hızdaki rüzgara dayanabiliyor. Üreme döneminde eşlerinden devraldıkları yumurtaları ayaklarının üzerinde tutuyor. Erkek penguenler, üreme alanlarına varmalarının ardından geçen üç ayı aşkın süre içinde ağızlarına tek lokma koymadan “nöbet bekliyor”. Yavruların doğmasında ve hayatta kalmasında penguenlere ağır bir yük yükleniyor.
İmparatorlar bu zor görevden şikayetçi değil. Ancak alışamadıkları, bastıkları buzulların kırılması, erimesi. Antarktika’da yüzde 280 düzeyinde artan erime, İmparator penguenleri için 'yas'a kapı açtı. Bilim insanları 2016'da Weddell Denizi'nde binlerce yavru penguenin incelen buz tabakasının kopmasıyla boğulduğunu fark etti. Üstelik bu kayıp penguenlerin yeniden üremesine de set çekti. Yapılan araştırma üç yıl önceki bu faciadan sonra penguenlerin üremelerini yavaşlattıklarını gösteriyor.
Dünya’nın bir yerlerinde imparatorlar tahtı devrederken, onlardan uzak bir yerde 'imparatorlar' hayata küsmüş durumda. Dünya imparatorluklar arası çok savaş gördü. Ancak bu kadar zalim, bu kadar eşitsiz ve sebepsiz bir kıyım nadirdir. Üstelik buzun imparatorları kendilerinden ne istendiğini neden bu kıyıma uğradıklarını anlayamıyor... Bu arada dünya liderleri buzun imparatorlarıyla yan yana olmak için sıraya girmedi. Birkaç bilim insanı ve doğa dostu dışında gözyaşı döken de olmadı, yer yerinden oynamadı...
Mühdan Sağlam Kimdir?
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir. 8 Kasım 2023'te Ankara İdare Mahkemesi kararıyla Mardin Artuklu Üniversitesi'ndeki görevine iade edilmiş, ancak 27 Şubat 2024'te İstinaf Mahkemesi kararıyla yeniden ihraç edilmiştir. 2017-2023 yılları arasında aralarında Gazete Duvar, Almonitor, Kısa Dalga ve Artı Gerçek'in de bulunduğu medya kuruluşlarında çalışmıştır.
Yapay zekanın açıldığı kapı: Nükleerin yeniden keşfi 30 Ekim 2024
Cumhuriyet'in 101. yılı: Demokrasi, laiklik, anayasa, eşit yurttaşlık 29 Ekim 2024
Etiyopya’nın darboğazına BRICS bir çare olacak mı? 25 Ekim 2024
'Çözüm Süreci'nde muhatap Erdoğan değil Bahçeli gibi görünüyor' 21 Ekim 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI