YAZARLAR

İtalya'da şampiyon olan ilk Türk

Artık sadece genç futbolcu değil, antrenör de ihraç edebilen duruma geldi Türkiye. Geçtiğimiz hafta İtalya U15 liginde şampiyon olan A.S. Roma takımının başında bir Türk vardı.

Kaliteli yerli oyuncu eksikliğinden dolayı sürekli önümüze gelen kadrodaki kontenjanların nasıl dağıtılacağına karşın tartışma, ki buna kısaca yabancı oyuncu tartışması diyoruz, çoğu zaman “yetenekli yetiştirici antrenörümüz yok” çıkmaz sokağına giriyor. Ya da yetenekli antrenörlerin emeklerinin maddi karşılığını yeterli seviyede alamadığını konuşuyoruz. Yani tartışma bir şekilde sistemsel bozukluklara bağlanıyor. Bir şekilde sorunun ne olduğu da çözümü de biliniyor. Altyapıda çalışan antrenörlerin çoğu bu konuda ses çıkarmazken bir kısmı da belki de özel bir okulda beden eğitimi hocalığı bulduğu anda bu sektörden elini eteğini çekiyor. Benim dediklerim altyapı futbol okullarında 2 sene vakit geçirmiş biri olarak sadece varsayımdan ibaret fakat, gerçeğe yakın olduğunu ileteyim.

Türkiye'de altyapıda yetenekli yetiştirici antrenörümüz yok mu? Var. İlla ki vardır. Ülkenin herhangi bir kahvehanesinde tiki-taka analizi yapabilecek, 'gegenpressing' nedir bilen, 3-4-3'ün inceliklerini ve neden en ideal sistem olduğunu anlatabilecek futbol uzmanları varken, altyapıda da muhakkak yetenekli antrenörler vardır. Zaman zaman, üretim hatası olarak nitelendirsek de bu ülkede bir şekilde dünyanın en zirvesindeki takımlara kadar erişebilecek yetenekli futbolcular çıktığına göre muhakkak ki onları yetiştiren iyi hocalar da olmuştur. Bu arada ülke sınırları içinde yetişmiş bir yeteneğin ironiyle de olsa üretim hatası olduğunu söylemek üretim aşamalarının yeteri kadar analiz edilmemesine ve “nasıl olsa üretemiyoruz, olan da hatayla oluyor” tembelliğine de yol açabilir.

GELECEĞİ PLANLAMAK 

Geçen seneden bu yana Avrupa'ya açılan futbolcu sayısındaki artışın nedeni sadece yabancı futbolcu sayısı mı emin değilim. Çünkü bir futbolcunun transferinde yetenek ve kadroda yer alamamaktan daha fazlası yatar. Örneğin son dönemdeki artışın nedenleri arasında hangisini öne koyabiliriz bilemiyorum fakat etkisi büyük olduğu açıkça ortada olan faktörlerden bazıları, vizyonu ve iletişim ağları geniş yabancı dil bilen menajerler, hedeflerini İstanbul'un büyükleri ve A Milli Takımı'na çıkmaktan daha başka yerlere koymuş genç oyuncular, hep bir seviye daha fazlasını yapmak isteyen karaktere sahip olmak da olabilir. Merih, Ozan, Enes, Cengiz, Çağlar isimlerini gururla saydığımız bu futbolcular sadece yetenekli oldukları için yurt dışında değiller. Ülke sınırları onlara yetmediği için, başka tecrübelerin kendilerine katacaklarının çok daha fazla olduğuna inandıkları için, kendilerini sosyal açıdan da geliştirdikleri için mevcut transferlerini gerçekleştirdiler. “Bir gün Bundesliga'da oynarsam” düşüncesiyle Almanca öğrenmek 18 yaşındaki bir gencin yapabileceği artık ülkeler arası transferler de gerçekleştirecek konumdalar.

FUTBOLDA BEYİN GÖÇÜ

Yetişen bu kadar yetenekli ve vizyonlu gençlerin yanında, belki de onların takım arkadaşı bile olabilecek yaşta olan vizyonu geniş bir antrenör çıktı karşımıza. Tuğberk Tanrıvermiş, aslen Siyaset Bilimi bölümünü bitirmiş üniversitede. Ancak 2008'den beri futbolun içinde. Oyuncu izleme, maç analistliği, yardımcı antrenörlük derken, Denizlispor, Kayseri Erciyesspor, Bursaspor, Altınordu ve Trabzonspor'da yaşadığı tecrübelerin ardından Galatasaray'ın altyapı antrenörlüğünde görev almaktaydı en son 29 yaşındaki Tanrıvermiş.

Bir altyapı antrenörürün kulüpten ayrılırken veda mektubu yazdığı pek fazla görülmemişti. Bu dönemde 1 Süper Lig, 2 Türkiye Kupası, 2 Süper Kupa ve 1 altyapı Türkiye şampiyonluğu kazanma mutluluğu yaşaması onda bu gerekliliği yaşatmış olabilir. Gittiği yer Roma'nın 15 yaş altı takımı oldu. Bugüne dek Türkiye'den Altyapı Koordinatörü transferi yapılmıştı yurtdışına. Ali Yavaş, Azerbaycan'da Qabala takımında görev almıştı. Ancak 20'li yaşlarındayken Almanya, İngiltere'deki futbol eğitimlerine kendi arzusuyla giden, UEFA'nın teknik direktörlük kurslarına katılıp Thierry Henry ile aynı seviyeye çekebilen çok fazla antrenör görmemiştik.

Kendini teknik açıdan geliştirirken diğer yandan sosyal açıdan da eksik kalmamak için yabancı dil bilgisini geliştirdiğini ve konuşması oldukça zor olan İtalyancayı akıcı bir şekilde konuşmasından anlıyoruz. Transferi bile bir ilk olan Tuğberk Tanrıvermiş ile Roma'nın 15 Yaş Altı bu sezonu şampiyon tamamladı. Bunu gerçekleştiren ilk Türk antrenör oldu. Bu şampiyon takımdan en az 3 oyuncu 4 sene sonra A Takımda yer alabilecek seviyeye gelir. Belki de aralarında çoktan yeni Totti'ler, De Rossi'ler ya da Zaniolo'lar vardır. Tuğberk, bir dönemin Roma takımının tohumlarını atıyor. Atsın da, eline sağlık. Fakat Tuğberk ve onun gibi yetenekliler neden Türkiye'nin futbolcularını yetiştirmiyor? Yeni Türkiye Futbol Federasyonu'na ilk soru önergem de bu olsun.


Volkan Ağır Kimdir?

1987 İstanbul doğumlu. 2006 yılından bu yana blog yazıyor. 2008 yılında Cumhuriyet gazetesi Spor Servisi'nde muhabirliğe başladı. O günden bu yana yoğunlukla spor muhabirliği yapıyor. Serbest muhabir olarak 2014 yılında Dünya Kupası'nı Brezilya'da, 2015 yılında Copa America'yı Şili'de takip etti. 2011 yılından bu yana Açık Radyo'da her pazartesi günü 19.30'da Efektifpas isimli spor programını sunuyor. Gazete Duvar'da haftalık, zaman zaman da çeşitli yayınlara özel konularda haberler hazırlıyor. Zaman zaman da kendisine dokunan sosyal ve toplumsal olaylar hakkında da yazıları ve haberleri çeşitli medyalarda yayınlanıyor. 2016 Ekim ayından bu yana Almanya'da Köln'de yaşıyor.