Mikrofonlarımız Minsk’te
Saha ve hava şartları Avrupa Oyunları’ndaki başarıların gündeme gelmesi, bir müddet gündemde tutunması için elverişli. Umarım başarıların yanı sıra bu başarıların nasıl elde edildiğine dair de kamuoyunun aydınlatılması tarafımızdan mümkün olacaktır.
“Belarus'un başkenti Minsk'te düzenlenen 2'nci Avrupa Oyunları, Dinamo Stadyumu'nda gerçekleştirilen görkemli açılış töreni ile başladı. Dinamo Stadyumu'ndaki tören kültürel gösteriler, spor etkinlikleri ve konserlerle başladı. Ardından, oyunlarda yarışacak sporcular, ülkelerinin bayraklarıyla stada giriş yaptı. Törende Türk bayrağını milli okçu Mete Gazoz taşıdı. Türkiye'nin Minsk Büyükelçisi Kezban Nilvana Darama ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Başkanı ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Asbaşkanı Prof. Dr. Uğur Erdener'in katıldığı törende, sporcuların geçişinin ardından, Avrupa Olimpiyat Komiteleri (EOC) Başkanı ve Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko konuşma yaptı. Lukaşenko, sporculara başarı dileklerini iletti. Tören, Belarus'un olimpiyat şampiyonu sporcuları tarafından oyunlar meşalesinin yakılması ile sona erdi.”
İşte bir ajansımızın geçtiği bu haber sayesinde artık eminiz ki Avrupa Oyunları resmen başladı. Gündemin boşluğu umarım bunca gencimizin emeklerinin en azından basın nezdinde de görünmesi için bir vesile olur. Zira 14 günlük bir yolculuk. Türkiye kafilesi ise 110’a yakın sporcu ve en kötü ihtimalle de yüzde 10’luk bir şampiyonluk hedefiyle Belarus’ta. Toplam sayıya baktığımızda sporcularımızın 50 ülke ve 4 bin sporcunun katılımıyla gerçekleşecek bir organizasyon için oldukça iyi bir kafile ile Minsk’te olduğunu söylemek lazım.
Aslında bu toparlanmış formatıyla ikinci Avrupa Oyunları. İlki 2015 yılındaki ilk organizasyonda Türkiye, 6’sı altın olmak üzere toplam 29 madalya kazanmayı başarmıştı. Şampiyonlukların yarısı karatede kalan yarıda ise iki halter bir de kadın voleybol takımımızın imzası vardı. Şimdi ise çok daha iddialı bir kadro bizleri bekliyor. Jak Ali’li, Mizgin Ay’lı, Sevval Ayaz’lı, Eda Tuğsuz’lu atletizm kadrosu, Neslihan Yiğit’li badminton ekibi, 3x3 Basketbol takımımız, son şampiyon Serap Özçelik’li ve Burak Uygur’le karate takımı ve tabi ki Mete Gazoz’lu okçuluk ekibi. Yani Türkiye’nin genç neslinin en önemli isimleri bu turnuvada altın madalya peşinde koşacaklar.
Önemli olan biz bu sporcuların ne kadar yanında olacağız? Muhtemelen bundan önce ne kadar yanlarında olduysak o kadar. Ama bu sefer bir şansımız var. O da gündem boş. Finansal Fair Play futbol kulüplerini sıkıştırıyor. Dolayısıyla flaş transferler, pastanın çilekleri falan yok. Copa Amerika derseniz, saat farkına ve Arjantin'e duacıyız. Pek ilgi çekmiyor. Memleketin kadın futboluyla arası malum. Fikret Orman’ın daha önce kullandığı tabirden daha iyi bir noktada değil. O sebeple dünyanın bir kısmını fazlasıyla bu toprakların radarında değil. Erkek voleybol takımımız (bu yazıldığı sırada 1-0 öndeydi.) Avrupa Altın Ligi’ndeki başarısı da gündemi 1 gün kaplasa… Geriye bir tek Ergin Ataman neden şampiyonluğa bile trip attı mevzusu kalıyor. Yani saha ve hava şartları Avrupa Oyunları’ndaki başarıların gündeme gelmesi, bir müddet gündemde tutunması için elverişli. Umarım başarıların yanı sıra bu başarıların nasıl elde edildiğine dair de kamuoyunun aydınlatılması tarafımızdan mümkün olacaktır.
Dedim ya haber necip Türkiye basınına da düştüğüne göre 2. Avrupa Oyunları resmen başlamıştır. Umarım resmen birçok konudan haber alabildiğimiz, sporcularımızın kendi hedeflerine ulaştığı, daha ileriki hedeflerine ulaşmak için isi hepimizin dikkatini çekmeyi başardıkları bir turnuva olur. Enseyi karartmak yok.